BTP’li Eyercioğlu: Asgari ücret cebe girmeden eridi
Asgari ücret açıklandıktan hemen sonra, daha vatandaşların cebine girmeden marketlerdeki fiyatların artmaya başladığını belirten BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, "Bu kısır döngüyü kırabilmek için Milli Ekonomi Modeli çok önemli bir çıkış ortaya koyuyor" dedi
09.01.2024 14:49:00 / Güncelleme: 09.01.2024 14:58:33
Ahmet Haydar Tarhanlı
Ahmet Haydar Tarhanlı
Asgari ücretin çalışanların cebine daha girmeden erimesiyle ilgili Bağımsız Türkiye Partisi'nden bir değerlendirme geldi.
BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, 31 Ocak'ta alınacak olan maaş daha çalışanların cebine girmeden market fiyatlarında artış yaşandığını ve bu şartlar altında maaş artışının da bir anlamının kalmadığını belirtti.
"Bu şartlar altında maaş artışının bir anlamı yok"
Çalışan kesimin yüzde 85'inin asgari ücret tanımı üzerinden maaş aldığını ifade eden Prof. Dr. Eyercioğlu şunları söyledi:
"Herkes şunu biliyor ki; asgari ücret açıklandı, 30 Aralık itibarıyla bütün zincir marketlerde fiyatlar değişmeye başladı. Yani 31 Ocak'ta alınacak maaşın karşılığı daha cebe girmeden bunlar değişti.
Ne elde edildi? Bütün çalışanlar da biliyor ki, bu şartlar altında maaş artışının bir anlamı kalmadı. Bunların hepsi göreceli kaldı."
"MEM, satın alma gücünü öne çıkarıyor"
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde (MEM) ise durumun bundan çok farklı olduğunu belirten BTP Genel Başkan Yardımcısı Eyercioğlu, "Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya koymuş olduğu görüşte ne var; buradaki satın alma gücünü öne çıkarmak, tüketme kabiliyetini ortaya çıkarmak gerekiyor" dedi.
Eyercioğlu şunları söyledi:
"Tüketim kabiliyetinden yola çıktığınız zaman 'Vatandaşlık Maaşı' ile birlikte insanların gelirlerinin de düzenlenmesi halinde aslında önümüze ne geliyor? Devletin burada araya girmesi.
Bugün asgari ücretteki artışın, dolayısıyla üreten kesimin, işveren kesiminin üzerine binen yükün tekrar tüketime yansıması, maliyet artışı olarak yansıması kısır bir döngü oluşturuyor.
Bu kısır döngüyü kırabilmek için aslında Milli Ekonomi Modeli çok önemli bir çıkış ortaya koyuyor. Ve bu çıkış, doğrudan devletin giderin bir bölümünü üstüne alması.
Devlet de kazançlı, toplum da…
Hatta Milli Ekonomi Modeli'nde bu asgari ücret kavramını doğrudan doğruya vergilerden uzak olarak devletin üstlenmesi, bunu işverene yansıtmadan üstlenmesi, aslında sistemin içerisinde kendi döngüsünde devletin daha kazançlı hale gelmesini sağlıyor.
Daha müreffeh bir toplum ortaya çıkarıyor, daha çok tüketimin ve beraberinde artan üretimin oluştuğu bir sistemi, bir döngüyü ortaya koyuyor.
Yani kısaca şunu söylemeye çalışıyorum; bu kadar çarpık bir sistemin içerisinde artan asgari ücretin hiçbir şeye, hiçbir yaraya deva olmadığı bir dönemde, bu sistemler üzerinden bu kargaşa üzerine yürümenin kimseye faydalı olmadığı açıkça ortaya çıkmışken, dönüp Milli Ekonomi Modeli'nin artık Türkiye'de devreye girmesinin zamanı gelmiştir."
BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu, 31 Ocak'ta alınacak olan maaş daha çalışanların cebine girmeden market fiyatlarında artış yaşandığını ve bu şartlar altında maaş artışının da bir anlamının kalmadığını belirtti.
"Bu şartlar altında maaş artışının bir anlamı yok"
Çalışan kesimin yüzde 85'inin asgari ücret tanımı üzerinden maaş aldığını ifade eden Prof. Dr. Eyercioğlu şunları söyledi:
"Herkes şunu biliyor ki; asgari ücret açıklandı, 30 Aralık itibarıyla bütün zincir marketlerde fiyatlar değişmeye başladı. Yani 31 Ocak'ta alınacak maaşın karşılığı daha cebe girmeden bunlar değişti.
Ne elde edildi? Bütün çalışanlar da biliyor ki, bu şartlar altında maaş artışının bir anlamı kalmadı. Bunların hepsi göreceli kaldı."
"MEM, satın alma gücünü öne çıkarıyor"
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde (MEM) ise durumun bundan çok farklı olduğunu belirten BTP Genel Başkan Yardımcısı Eyercioğlu, "Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya koymuş olduğu görüşte ne var; buradaki satın alma gücünü öne çıkarmak, tüketme kabiliyetini ortaya çıkarmak gerekiyor" dedi.
Eyercioğlu şunları söyledi:
"Tüketim kabiliyetinden yola çıktığınız zaman 'Vatandaşlık Maaşı' ile birlikte insanların gelirlerinin de düzenlenmesi halinde aslında önümüze ne geliyor? Devletin burada araya girmesi.
Bugün asgari ücretteki artışın, dolayısıyla üreten kesimin, işveren kesiminin üzerine binen yükün tekrar tüketime yansıması, maliyet artışı olarak yansıması kısır bir döngü oluşturuyor.
Bu kısır döngüyü kırabilmek için aslında Milli Ekonomi Modeli çok önemli bir çıkış ortaya koyuyor. Ve bu çıkış, doğrudan devletin giderin bir bölümünü üstüne alması.
Devlet de kazançlı, toplum da…
Hatta Milli Ekonomi Modeli'nde bu asgari ücret kavramını doğrudan doğruya vergilerden uzak olarak devletin üstlenmesi, bunu işverene yansıtmadan üstlenmesi, aslında sistemin içerisinde kendi döngüsünde devletin daha kazançlı hale gelmesini sağlıyor.
Daha müreffeh bir toplum ortaya çıkarıyor, daha çok tüketimin ve beraberinde artan üretimin oluştuğu bir sistemi, bir döngüyü ortaya koyuyor.
Yani kısaca şunu söylemeye çalışıyorum; bu kadar çarpık bir sistemin içerisinde artan asgari ücretin hiçbir şeye, hiçbir yaraya deva olmadığı bir dönemde, bu sistemler üzerinden bu kargaşa üzerine yürümenin kimseye faydalı olmadığı açıkça ortaya çıkmışken, dönüp Milli Ekonomi Modeli'nin artık Türkiye'de devreye girmesinin zamanı gelmiştir."