Bağımsız Türkiye Partisi Genel Merkezi tarafından Ankara'da bir iftar yemeği proğramı düzenlendi. BTP'nin, 3 Kasım seçimlerinde milletvekili adaylarının biraraya geldiği iftar yemeği Dedeman otelinde gerçekleştirildi. İftar yemeğinde bir konuşma yapan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 3 Kasım seçiminde ortaya çıkan sonuç üzerinde yaptığı değerlendirmede çarpıcı açıklama ve tahlillerde bulundu. Millet, iktidar hizmetini BTP'ye vermiş olsaydı, siyaset kurumu ile millete nasıl hizmet edeceklerini tekrar hatırlattı. Bağımsız Türkiye gönüllüleri, Kuvay-ı Milliye erlerinin bundan sonra nasıl bir çalışma içinde bulunacakları konusunda bilgiler sundu.
BTP bir inkılap gerçekleştirdi
Milletvekili adayları başta olmak üzere bütün BTP'lilerin, 3. Dünya Savaşı denilebilecek türden çok ciddi bir mücadele verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bildikleriniz ve bilemediklerinizle o kadar korkunç güçlerle mücadele verdik ki, adamların yürekleri ağızlarına geldi. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Korktukları başlarına gelecektir" dedi. Seçim sath-ı mailinde çok iyi çalışılmasına rağmen alınan sonuç hakkında "Basının körlüğü ve sağırlığı esasen ciddi bir kötü niyetin alarm işaretlerini veriyordu. Ama sizler çalışma temposundan düşmeyesiniz diye biz bunları söylemiyorduk" diyen, 9 aylık bir parti olarak seçimlere girmenin bir inkılap olduğunu belirten Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir inkılabı gerçekleştirdikleri için BTP'lileri tebrik ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Ben siyasetin geleceği açısından durumu değerlendiriyorum. Sizlerin, seçim pusulalarında adınızın çıkması bile fevkalade bir başarıdır. Bu başarıyı, dünyada ilk defa siz elde ettiniz. Anketlerde, BTP, şu andaki iktidar partisi ile kafa kafaya mücadele veriyordu. Ama öyle korkunç güçlerle mücadele verdi ki, her birinizi markaja, yakın takibe aldılar. Yanınızdakilerden kim, nasıl, neden etkilenir, bunların psikolojik tahlili, hesabı yapıldı ve buna göre de planlar, projeler uygulandı. Düşünebiliyor musunuz, ABD'den, Türkiye'ye, seçimi idare etmek üzere 150 tane adam gönderilmiştir. Bunlar kim için geldi? Biliyorsunuz, Ahmet bey anons edip duruyordu. Derin milliyetçi, dindar bir kesimin iktidar olmasından korkulur Türkiye'de, deniliyordu. İşte onun için geldiler. Dün, 'şeriatı getireceğim' diyerek bugün Ramazan-ı şerifte uçakta içki kokteyli verenler, eğer vicdanlarını satmışlarsa, size o seçimlerde hiç inanamadığınız oyunları yapacak olan aktörlerin başında elbette geleceklerdir."
Baskın seçim kararının sebebi
"Seçim demek, particilik demek, teşkilat demektir. Sizlerin daha il, ilçe, belde teşkilatları yeteri kadar tamam değildi. Sizler hem seçim sath-ı mailinde çalışıyor, hem de teşkilat kuruyordunuz. Daha henüz teşkilatları tamamlanmamış bir parti ile bu savaşın içindeydiniz. Bu şartlarda siz eğer bu seçimi almış olsaydınız, bu, çok olağanüstü bir olay olacaktı. Şimdi de geldiğimiz bu nokta olağanüstü bir olaydır. Çünkü 9 aylıkken seçim kararı bizim için alındı. Zamanında desteklediğimiz, vazifesini yapmadığından dolayı da elimizi çektiğimiz adamın maharetiyle erken seçim kararı alındı. Allah onun da belasını verdi. O da benim yakınımda görünen, amma çok tehlikeli olduğunu burada ifade etmek istemediğim birinin, 'bu gelecek, sizi yok edecek' raporuyla aceleden bu seçim kararını aldı."
Olması gereken siyaset
Türkiye'de çok ciddi oyunlar oynandığını, devlet ile milletin karşı karşıya getirildiğini, milletin devletine, askerine düşman olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir ortamda yapılacak siyaset hakkında şöyle dedi: "Bizim kurumlarımızın, kuruluşlarımızın hepsinin yanlışı olabilir. İnsanımızın da yanlışı olabilir. Ama bir siyasi iradenin vazifesi onları şikayet etmek, şekvada bulunmak değil, layık olduğu yere onları oturtmak, çıkartmaktır. İşte biz, bunu yapacaktık. Buna mani olmak istediler. Yani eğer bizim devlet kurumumuzun bir zafiyeti varsa bunu dünya önünde pazara çıkartıp şikayet etmek yerine bu zafiyeti kendi içimizde halletmek lazım değil midir? 'Bizde din emniyeti yoktur' diyor. Bunu milletin huzurunda söylemek, bir aile problemini millete anlatmak doğru bir hadise midir? Bir yanlışlık varsa, bunu oturacağız, beraberce telafi etmeye çalışacağız. Bunu siz yapıyorsanız, sizin vazifeniz, insanınızı korumak, onu belli bir seviyeye getirmek için kurumları muhafaza etmekse sizi suçlu diye ilan ediyorlar. Bu mantıkla seçim kampanyası yürütülüyor. Ve seçim kazanılıyor."
BTP'nin misyonu
"Türkiye'nin bize ihtiyacı var. Aksi takdirde sizler bu vazifeyi ifa etmezseniz sadece maddi hayatımız değil, manevi hayatımız da muazzam bir tehlike ile iç içe olacaktır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin nasıl bir misyonun sahibi olduğunu belirten şu değerlendirmeyle sözlerine son verdi: "Biz iffet sahibi, izzet sahibi, şeref, haysiyet, namus sahibi büyük bir milletiz. Böyle başka bir milleti, Cenab-ı Hak, dünya sahnesine göndermedi. Son asırda, ısrarla bu milletin, şuna-buna taptığını iddia ederler. Kesinlikle bunlar yalandır. Yani Türkler şamanist değildir. Şamanist bir gurup vardır. Ama Türkler, Büyük Hun İmparatorluğunun kurucusu dedemiz Oğuz Kağan'dan bu tarafa, ben sana diyeyim veli, sen de nebi, böyle büyük bir zat, ilahi nurdan kaynaklanan Türk'ün adetinin, örfünün, geleneğinin temelini atmıştır. O zamandan bu zamana kadar bu gelenek günümüze yansımıştır. Şimdi savaş, o geleneğe, o örfe, o adet, o Tevhid anlayışına karşıdır. Global güçlerin ortaya koyduğu projeler, işte o bizim özümüzü yok etmek isteyen projelerdir, planlardır. Bunların tamamına BTP olarak biz karşıyız, karşı durmaya da devam edeceğiz. Biz bugün ne isek yarın da oyuz. Hiç kimse bizi bir milim yerimizden oynatamaz."
BTP bir inkılap gerçekleştirdi
Milletvekili adayları başta olmak üzere bütün BTP'lilerin, 3. Dünya Savaşı denilebilecek türden çok ciddi bir mücadele verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bildikleriniz ve bilemediklerinizle o kadar korkunç güçlerle mücadele verdik ki, adamların yürekleri ağızlarına geldi. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Korktukları başlarına gelecektir" dedi. Seçim sath-ı mailinde çok iyi çalışılmasına rağmen alınan sonuç hakkında "Basının körlüğü ve sağırlığı esasen ciddi bir kötü niyetin alarm işaretlerini veriyordu. Ama sizler çalışma temposundan düşmeyesiniz diye biz bunları söylemiyorduk" diyen, 9 aylık bir parti olarak seçimlere girmenin bir inkılap olduğunu belirten Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir inkılabı gerçekleştirdikleri için BTP'lileri tebrik ettiği konuşmasında şunları söyledi: "Ben siyasetin geleceği açısından durumu değerlendiriyorum. Sizlerin, seçim pusulalarında adınızın çıkması bile fevkalade bir başarıdır. Bu başarıyı, dünyada ilk defa siz elde ettiniz. Anketlerde, BTP, şu andaki iktidar partisi ile kafa kafaya mücadele veriyordu. Ama öyle korkunç güçlerle mücadele verdi ki, her birinizi markaja, yakın takibe aldılar. Yanınızdakilerden kim, nasıl, neden etkilenir, bunların psikolojik tahlili, hesabı yapıldı ve buna göre de planlar, projeler uygulandı. Düşünebiliyor musunuz, ABD'den, Türkiye'ye, seçimi idare etmek üzere 150 tane adam gönderilmiştir. Bunlar kim için geldi? Biliyorsunuz, Ahmet bey anons edip duruyordu. Derin milliyetçi, dindar bir kesimin iktidar olmasından korkulur Türkiye'de, deniliyordu. İşte onun için geldiler. Dün, 'şeriatı getireceğim' diyerek bugün Ramazan-ı şerifte uçakta içki kokteyli verenler, eğer vicdanlarını satmışlarsa, size o seçimlerde hiç inanamadığınız oyunları yapacak olan aktörlerin başında elbette geleceklerdir."
Baskın seçim kararının sebebi
"Seçim demek, particilik demek, teşkilat demektir. Sizlerin daha il, ilçe, belde teşkilatları yeteri kadar tamam değildi. Sizler hem seçim sath-ı mailinde çalışıyor, hem de teşkilat kuruyordunuz. Daha henüz teşkilatları tamamlanmamış bir parti ile bu savaşın içindeydiniz. Bu şartlarda siz eğer bu seçimi almış olsaydınız, bu, çok olağanüstü bir olay olacaktı. Şimdi de geldiğimiz bu nokta olağanüstü bir olaydır. Çünkü 9 aylıkken seçim kararı bizim için alındı. Zamanında desteklediğimiz, vazifesini yapmadığından dolayı da elimizi çektiğimiz adamın maharetiyle erken seçim kararı alındı. Allah onun da belasını verdi. O da benim yakınımda görünen, amma çok tehlikeli olduğunu burada ifade etmek istemediğim birinin, 'bu gelecek, sizi yok edecek' raporuyla aceleden bu seçim kararını aldı."
Olması gereken siyaset
Türkiye'de çok ciddi oyunlar oynandığını, devlet ile milletin karşı karşıya getirildiğini, milletin devletine, askerine düşman olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, böyle bir ortamda yapılacak siyaset hakkında şöyle dedi: "Bizim kurumlarımızın, kuruluşlarımızın hepsinin yanlışı olabilir. İnsanımızın da yanlışı olabilir. Ama bir siyasi iradenin vazifesi onları şikayet etmek, şekvada bulunmak değil, layık olduğu yere onları oturtmak, çıkartmaktır. İşte biz, bunu yapacaktık. Buna mani olmak istediler. Yani eğer bizim devlet kurumumuzun bir zafiyeti varsa bunu dünya önünde pazara çıkartıp şikayet etmek yerine bu zafiyeti kendi içimizde halletmek lazım değil midir? 'Bizde din emniyeti yoktur' diyor. Bunu milletin huzurunda söylemek, bir aile problemini millete anlatmak doğru bir hadise midir? Bir yanlışlık varsa, bunu oturacağız, beraberce telafi etmeye çalışacağız. Bunu siz yapıyorsanız, sizin vazifeniz, insanınızı korumak, onu belli bir seviyeye getirmek için kurumları muhafaza etmekse sizi suçlu diye ilan ediyorlar. Bu mantıkla seçim kampanyası yürütülüyor. Ve seçim kazanılıyor."
BTP'nin misyonu
"Türkiye'nin bize ihtiyacı var. Aksi takdirde sizler bu vazifeyi ifa etmezseniz sadece maddi hayatımız değil, manevi hayatımız da muazzam bir tehlike ile iç içe olacaktır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin nasıl bir misyonun sahibi olduğunu belirten şu değerlendirmeyle sözlerine son verdi: "Biz iffet sahibi, izzet sahibi, şeref, haysiyet, namus sahibi büyük bir milletiz. Böyle başka bir milleti, Cenab-ı Hak, dünya sahnesine göndermedi. Son asırda, ısrarla bu milletin, şuna-buna taptığını iddia ederler. Kesinlikle bunlar yalandır. Yani Türkler şamanist değildir. Şamanist bir gurup vardır. Ama Türkler, Büyük Hun İmparatorluğunun kurucusu dedemiz Oğuz Kağan'dan bu tarafa, ben sana diyeyim veli, sen de nebi, böyle büyük bir zat, ilahi nurdan kaynaklanan Türk'ün adetinin, örfünün, geleneğinin temelini atmıştır. O zamandan bu zamana kadar bu gelenek günümüze yansımıştır. Şimdi savaş, o geleneğe, o örfe, o adet, o Tevhid anlayışına karşıdır. Global güçlerin ortaya koyduğu projeler, işte o bizim özümüzü yok etmek isteyen projelerdir, planlardır. Bunların tamamına BTP olarak biz karşıyız, karşı durmaya da devam edeceğiz. Biz bugün ne isek yarın da oyuz. Hiç kimse bizi bir milim yerimizden oynatamaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.