BTP Sözcüsü Emre Polat: Bir sömürge ülkesinde bile olmayacak şekilde sömürülüyoruz
Polat, "Bir sömürge ülkesinde olmayacak şekilde sömürülüyoruz. Adamlar bizim altınımızı toprağımızın altından alıp götürüyorlar. Hem insanımızı öldürüyorlar, hem doğamızı zehirliyorlar ve biz hiçbir şey yapmıyoruz" dedi.
17.02.2024 09:30:00 / Güncelleme: 17.02.2024 09:52:42
Önder Yılmaz
Önder Yılmaz





Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Emre Polat AKP iktidarının maden politikasını yenimesaj.com.tr'ye değerlendirdi.
Değerlendirmesine Erzincan İliç'teki altın madeni sahasında yaşanan faciayı değerlendirerek bağlayan Polat, "Topraklarımız peşkeş çekiliyor. Kanadalı SSR Mining denen bir madencilik şirketi yüzde 80 ortakla, yüzde 20 de Çalık grubunun ortaklığında Anagold diye bir şirket kuruluyor. Bu şirket o bölgeden çıkarılan altının yüzde 2 ile yüzde 4,9'u arasındaki bir oranını devlete bırakıp gerisini alıp götürüyor" dedi.
"Afrika'da müsaade edilmeyecek vahşi yöntemle altın çıkarıyorlar"
"Dünyanın hiçbir ülkesinde, Afrika'da dahi müsaade edilmeyecek vahşi bir yöntemle bu altını çıkarıyorlar, zehirle çıkarıyorlar" diyen BTP Sözcüsü Polat şöyle devam etti, "Bu zehir doğaya salınıyor, Fırat nehrine salınıyor. Bu zehir bulutlara yükselip yağmur olarak Türkiye'nin dört bir yanına dağılıyor. Peki bunun sebebi ne? Neyi kaybettik? Oradaki altını bizim çıkarmamız önündeki bir engel var mı, hayır yok!"
"Altınımızı alıyorlar, insanımızı öldürüyorlar, toprağımızı zehirliyorlar"
Kanadalı şirketin, CEO'su John McCluskey bir röportajında Türkiye'deki madencilik faaliyetlerine ilişkin olarak, 'Biz Türkiye'de 100 milyon dolar yatırım yaptık. Türkiye acayip bir ülke. Zaten paralarının değeri yok, her şeyi ucuza getirdik, milyarlarca dolar kar ettik. Hafriyatı inanılmaz olan bir ülke vs.' dediğini ifade eden Polat Bu insanın ağırına gidiyor. Övüyor mu, dalga mı geçiyor? Biz ne demek istediğini çok iyi biliyoruz. Bir sömürge ülkesinde bile olmayacak şekilde sömürülüyoruz. Adamlar bizim altınımızı toprağımızın altından alıp götürüyorlar. Hem insanımızı öldürüyorlar, hem doğamızı zehirliyorlar ve biz hiçbir şey yapmıyoruz. Sonra orada kapasite artışına onay veren Bakan bugün hiçbir şey olmamış gibi gelip bir büyük şehirde aday yapılıp oy isteyebiliyor" dedi.
"Kanadalı şirket Türkiye'de yaptığını kendi ülkesinde yapabilir mi?"
Açıklamasında, "Kanadalı şirket Türkiye'de yaptığını başka bir ülkede, Avrupa'da veya kendi ülkesinde bu şekilde altın arayabilir mi? Sorusunu soran Emre Polat, "Bu, ülkenin gerçekten çarçur edilmesi, madenlerinin, çevresinin, doğasının, insanının katledilmesinden başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
"BTP iktidarında bütün madenlerimiz millileştirilecektir"
"Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında bütün madenlerimiz millileştirilecektir" diyen Polat şunları da söyledi, "Bunlar bizim madenlerimiz. Ebedi Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş yıllarca bunu ifade etti. Önce alay geçtiler, sonra baktılar ki bu dalga büyüyor sonra bir Lozan yalanı uydurdular ve 'Lozan da gizli madde var. O yüzden madenleri 100 yıl çıkaramayacağız. 2023'te çıkaracağız' dediler. 2023 bitti ortada hiç bir şey yok. Bu madenleri sömürenler maalesef buralardan alıp götürüyorlar ama toprağın altında da benim insanım kalıyor. O toprağa saldıkları zehri benim insanım soluyor, kirlettikleri çevre benim toprağım. Onlar kendi ülkelerinde huzurla bu röportajları yapıp 'Türkiye'ye bir koyup bin aldık' diye rahatlıkla diyebiliyorlar."
Değerlendirmesine Erzincan İliç'teki altın madeni sahasında yaşanan faciayı değerlendirerek bağlayan Polat, "Topraklarımız peşkeş çekiliyor. Kanadalı SSR Mining denen bir madencilik şirketi yüzde 80 ortakla, yüzde 20 de Çalık grubunun ortaklığında Anagold diye bir şirket kuruluyor. Bu şirket o bölgeden çıkarılan altının yüzde 2 ile yüzde 4,9'u arasındaki bir oranını devlete bırakıp gerisini alıp götürüyor" dedi.
"Afrika'da müsaade edilmeyecek vahşi yöntemle altın çıkarıyorlar"
"Dünyanın hiçbir ülkesinde, Afrika'da dahi müsaade edilmeyecek vahşi bir yöntemle bu altını çıkarıyorlar, zehirle çıkarıyorlar" diyen BTP Sözcüsü Polat şöyle devam etti, "Bu zehir doğaya salınıyor, Fırat nehrine salınıyor. Bu zehir bulutlara yükselip yağmur olarak Türkiye'nin dört bir yanına dağılıyor. Peki bunun sebebi ne? Neyi kaybettik? Oradaki altını bizim çıkarmamız önündeki bir engel var mı, hayır yok!"
"Altınımızı alıyorlar, insanımızı öldürüyorlar, toprağımızı zehirliyorlar"
Kanadalı şirketin, CEO'su John McCluskey bir röportajında Türkiye'deki madencilik faaliyetlerine ilişkin olarak, 'Biz Türkiye'de 100 milyon dolar yatırım yaptık. Türkiye acayip bir ülke. Zaten paralarının değeri yok, her şeyi ucuza getirdik, milyarlarca dolar kar ettik. Hafriyatı inanılmaz olan bir ülke vs.' dediğini ifade eden Polat Bu insanın ağırına gidiyor. Övüyor mu, dalga mı geçiyor? Biz ne demek istediğini çok iyi biliyoruz. Bir sömürge ülkesinde bile olmayacak şekilde sömürülüyoruz. Adamlar bizim altınımızı toprağımızın altından alıp götürüyorlar. Hem insanımızı öldürüyorlar, hem doğamızı zehirliyorlar ve biz hiçbir şey yapmıyoruz. Sonra orada kapasite artışına onay veren Bakan bugün hiçbir şey olmamış gibi gelip bir büyük şehirde aday yapılıp oy isteyebiliyor" dedi.
"Kanadalı şirket Türkiye'de yaptığını kendi ülkesinde yapabilir mi?"
Açıklamasında, "Kanadalı şirket Türkiye'de yaptığını başka bir ülkede, Avrupa'da veya kendi ülkesinde bu şekilde altın arayabilir mi? Sorusunu soran Emre Polat, "Bu, ülkenin gerçekten çarçur edilmesi, madenlerinin, çevresinin, doğasının, insanının katledilmesinden başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
"BTP iktidarında bütün madenlerimiz millileştirilecektir"
"Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında bütün madenlerimiz millileştirilecektir" diyen Polat şunları da söyledi, "Bunlar bizim madenlerimiz. Ebedi Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş yıllarca bunu ifade etti. Önce alay geçtiler, sonra baktılar ki bu dalga büyüyor sonra bir Lozan yalanı uydurdular ve 'Lozan da gizli madde var. O yüzden madenleri 100 yıl çıkaramayacağız. 2023'te çıkaracağız' dediler. 2023 bitti ortada hiç bir şey yok. Bu madenleri sömürenler maalesef buralardan alıp götürüyorlar ama toprağın altında da benim insanım kalıyor. O toprağa saldıkları zehri benim insanım soluyor, kirlettikleri çevre benim toprağım. Onlar kendi ülkelerinde huzurla bu röportajları yapıp 'Türkiye'ye bir koyup bin aldık' diye rahatlıkla diyebiliyorlar."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.