Bizde söz yemindir, namustur?

Malumunuz Anadolu'da sosyal hayata ve insan üzerine o kadar çok deyiş ve tabir vardır ki, bunların mahiyetini idrak edebilsek bütün sorunlarımızı hallederiz. Gerçi hepimiz bu deyişleri birbirimize karşı kullanır, yerine göre takdir, yerine göre de tenkit anlamlı deyişler kullanırız. Ama iş siyaset olunca gerçekleri, ölçülerimizi, yargılarımızı sanki bir tarafa bırakmış gibi duyarsız ve sorumsuzlaşırız. Sonra "akılsız başın cezasını ayaklar çeker" sözü önümüze gelince yüzümüz kızarır. Atalarımız ne demişti; "Sözünde durmayan namerttir." "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" "Ben lafın laf mı olduğuna, söyleyenin adam mı olduğuna bakarım" "biz de söz yemindir, namustur" hülasa örnekleri çoğaltabiliriz. Şimdi yarınlarımız bize, bizim için söz verenleri bu tartıya koyup, tartalım. Bakalım söz sahibinin eti ne budu ne?   ? AKP iktidarı yolsuzluklar bitecek dedi.Milletvekilleri aleyhinde mecliste bekleyen dosya sayısını biliyor musunuz? Hiç sayılara gitmeden malumunuz kayıp trilyon davasında Abdullah Gül yargılanmadı bile. Ama Sayın Erbakan bu davadan suçlu bulundu. AKP belediyelerinin patlaması an meselesi. Malum belediyelerin icraatlarını meşrulaştırmak, aklamak için cumhurbaşkanından, başbakanına seferber olmuş durumdalar ama bu sel çok can yakar?? Yoksulluk bitecek dedi.Bu ülkede şu an kaç kişi yoksul bilen var mı? Evet, TÜİK'e göre 19 milyon insan açlık sınırında yaşıyor. Ey başbakan komşusu açken tok yatan bizden değildir.? Terör bitecek dedi.2002 de sıfır aldığı terör şimdi her Allah'ın günü şehit cenazeleri, açılımlar, ülkenin bütünlüğüne yönelik tehditler, üstelik meclis içinden. Bayrağımız, dilimiz tartışılır olmuş. İktidar terör örgütünü muhatap almış. Bebek katilinin yönlendirmesiyle iş yapar olmuş?? Türban sorununu çözeceğiz dedi.Sayın Başbakan koltuğa oturduktan sonra "biz kimseye başörtüsü konusunda söz vermedik" açıklamasını yaptı. Sayın Gül; "Başörtüsü nüfusun yüzde beşinin sorunudur" dediğini unutmayalım. Hatta Sayın Gül dışişleri bakanıyken AİHM'e gönderdiği iddianamede "türbanın gericiliği simgelediğini" kendi imzasıyla onaylamıştır.? Dokunulmazlıkları kaldıracağız dedi AKP.Şimdi en dokunulmaz siyasiler kimdir diye sorsak ortak cevabımız ne olur? AKP'liler olur. Onlarda çok iyi biliyor ki, dokunulmazlıklar kalktığı anda saltanatta kalkacak?? Tarımda girdi maliyeti düşürülecek, dedi.Kendi kendine yeten üç-beş ülkeden biriyken buğdaydan, pirince ve pamuğa kadar ne varsa ithal etmeye başladık? Şu ülkeye hayvan (!) ithal ettirdiler ve bundan onur duydular?? Türkiye'nin borçlarını azaltacağız dedi.Evet, 222 milyar iç ve dış borçla devraldıkları devleti içinde TÜPRAŞ, Telekom, PETKİM gibi devasa kurumların olduğu yaklaşık 160 devlet kurumunu sattılar. Borcuda yaklaşık 800 milyar dolara çıkardılar.? Irak sınırı için kırmızı çizgimiz var, dedi."Sıfır sorun" anlayışını ortaya koydular. Bırakın Irak ile kırmızı çizgiyi Yunan başbakanı milli mücadelenin ateşlendiği illerden biri olan Erzurum'dan benim ülkemi, benim halkımı tehdit etti, aşağıladı. Sorun çıkmasın mantığındaki iktidar teslim oldu.? Ermeni tasarısını kabul ettirmeyiz, dedi.Dedikleriyle kaldılar. Haritada Türkiye'nin yerini bile bilmeyen ülke meclisleri Ermenilerin bu ahlaksız tekliflerini kabul ettiler. Hükümet ise o sıralar bir türlü bulamadığı adalet, çağdaşlık, medeniyet arayışında idi.Ülkeler bağımsızlığını kaybederse, bağımsızlıklarını yeniden kazanma imkânları da yoktur. Türk milleti, ayıkın! Ayıkmaya mecburuz. Artık öyle bir noktaya geldik ki, viraj dahi alamıyoruz. Önümüz tam uçurum. Gittiğimiz zaman geriye dönüşü yok... Adam oturduğu yerden düğmeye basarak binlerce kilometre öteye füzesini gönderiyor. Böyle bir dünyada sen istiklalini tekrar elde edeceksin. Bir defa bu ham hayaldir. Onun için Türk Milleti bağımsızlığını asla kaybetmemelidir." Prof. Dr. Haydar Baş Yeni Mesaj gazetesi 22.01.2011