Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 19.10.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır
Suriye'nin hava sahasını Türk uçaklarına kapamasının ardından Rusya da Türkiye'ye bir nota gönderdi.
Rusya, Malatya Kürecik'te konuşlanan füzelerin kendi güvenliğini tehdit ettiğini ifade ile S-400 füzelerinin yönünü Türkiye'ye çevirdiğini açıkladı.
Sıfır sorun politikası diyerek yola çıkan hükümet, Suriye ile olan hukukunu yok ettiği gibi, Rusya ile de ipleri koparmıştır.
Kürecik'te konuşlanan füzelerin ABD komutasında olduğu ve İsrail'in güvenliğini temin ettiği dikkate alındığında, Türkiye sıfır sorun değil, "sıfır dış politika" diyebileceğimiz bir strateji izlemektedir.
Üstelik bu stratejide izlenen yol, yanına almaya çalıştığı NATO ve BM'nin tavrına bakılırsa uluslararası kurallara da uymamaktadır.
Türkiye, meşru Suriye hükümetinin insanlık suçu işlediğini iddia etmiş ancak buna karar yetkisine sahip olan merci BM, aynı fikirde olmamıştır.
Türkiye, Akçakale'de gerçekleşen olayların ardından NATO'nun 5'inci maddesini devreye koymayı teklif etmiştir. Bu maddenin yürütülebilmesi için asıl şart, üye devlete bir saldırının gerçekleşmesidir.
Oysa top atışları ile günlerdir dövülen Suriye tarafı, atışlara karşılık vermemektedir.
Yine, Suriye ile olan suni savaş ortamında medet umduğumuz BM de şartlar oluşmadığı için konuya müdahil olmamıştır.
Tampon bölgenin kurulmasının konuşulduğu süreçte, buna izin yetkisi BM'de olduğu halde böyle bir karar çıkarmamıştır.
Geçtiğimiz günlerde iki sivil Suriye uçağını "silah sevkıyatı" iddiası ile indiren Türkiye'nin bu tavrına Rusya'nın verdiği yanıt, silah sevkıyatı konusunda sınırlandırma yetkisinin BM'de olduğu şeklinde idi.
Üstelik 14 Eylül 2012 tarihli BBC haberine göre, Suriye'ye 18 aylık işgal sürecinde en büyük silah sevkıyatı Türkiye üzerinden gerçekleşmiştir.
Suriye uçaklarından sonra, Ermenistan hava yollarına ait bir uçağı da Erzurum'a indirerek arama yaptık.
Uçaktan, Suriye'ye gönderilmek üzere yüklenmiş insani yardım malzemeleri çıktı.
Yani Ermeniler, bizim top mermileri gönderdiğimiz Suriye'ye insani yardımda bulunuyor.
Türkiye, dış politikada kendini öyle bir noktaya taşımıştır ki, icraatları uluslararası hukuka ters, yaptıkları faydasızdır.
İcraatları kendi fikirleri ile şekillenmiştir. İddiaları konusunda uluslararası hiçbir kurumun iddiası ve kabulü yoktur.
Müslümanların arasını bulması gerekirken, maalesef kavgayı körükleyen ve siyasi otoritenin yok olması yanlısı bir politika izleyen taraf olduk.
"Bir Müslüman'ı kasten öldüren ebedi cehennemliktir" ilahi hükmü ortada iken, Türkiye maalesef binlerce Müslüman'ın ölümüne sebep olmuş ve tetikçilik yaptırmıştır.
Ülkesinde terörü kucaklayarak, Suriye'nin iç ve dış düşmanlarını organize etmiş, Suriye devletinin belası haline getirmiştir.
Bu anlayış bölgeye barış ve huzuru değil, kan ve gözyaşını getirecektir.
Bölgenin beklediği Türkiye bu değil.
Kardeş ülkeler arasındaki ihtilaf konularını halleden, onlara rehberlik edip aralarını bulan, dost kucağını açıp tamamını kucaklayan bir olgunluk bekliyordu İslam ülkeleri.
Ama İslam dünyası da beklediğini bulamadı.
Not: Bu sene çocuklarımızla beraber kalabalık bir grupla hacca gidiyoruz.
Ülkemiz ve dünyadaki gelişmeler için bol bol dua edeceğiz.
Cenab-ı Hakk (cc) sizlere de nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Atatürk'ün soyağacı / 22.04.2025
- AKP'nin icraatları / 21.04.2025
- Yeni demokrasi ve değişen değerlerimiz / 20.04.2025
- Ehl-i Beyt'in namaza verdiği önem / 19.04.2025
- Yazık, çok yazık / 18.04.2025
- Yeni demokrasi anlayışı ve gençler / 17.04.2025
- Ne için 'değerli yalnızlık'? / 16.04.2025
- BOP'un bahanesi demokrasi / 15.04.2025
- İmam Muhammed Mehdi (a.s.) / 14.04.2025
- İmam Hasan El-Askeri (a.s.) / 13.04.2025
- AKP'nin icraatları / 21.04.2025
- Yeni demokrasi ve değişen değerlerimiz / 20.04.2025
- Ehl-i Beyt'in namaza verdiği önem / 19.04.2025
- Yazık, çok yazık / 18.04.2025
- Yeni demokrasi anlayışı ve gençler / 17.04.2025
- Ne için 'değerli yalnızlık'? / 16.04.2025
- BOP'un bahanesi demokrasi / 15.04.2025
- İmam Muhammed Mehdi (a.s.) / 14.04.2025
- İmam Hasan El-Askeri (a.s.) / 13.04.2025