Bugün eğitimli anne babaların bile düştüğü en büyük yanlışın "aşırı korumacılık" olduğunu ifade eden Doç. Dr. Erdal Atabek, aşırı korumacılığın çocuğun kişiliğini, bağımsızlığını ve kendine güvenini zedelediğini dile getirdi
Doç.Dr. Erdal Atabek, "Çocuk yürüyor, konuşuyor, çişini bezine yapmak istemiyor. Anne ve babanın verdiği yemeği yemek istemiyor. Kıyafeti giymek istemiyor. Ama, anne ve baba da kaygılı. Eğer çocuk yemezse hastalanacağını, hatta öleceğini düşünüyor. Bu da çocukta acıkma duygusunu yok ediyor" diye konuştu. Çocuğun henüz acıkmadan "bir elde kaşık, bir elde tabak" sürekli olarak annesini karşısında gördüğünü belirten Atabek, yaşanan bu sıkıntıyı da, "Çizgi film açılıyor, anne bir oradan, bir buradan çocuğa kaşığı uzatıyor. Çocuk da bunun karşılığında ağzında lokma biriktiriyor. Çünkü kendini savunmak için başka çaresi yok" sözleriyle anlattı. Çocuğun tam bağımsızlığını kazanacağı bu devrede yapılan bu tür davranışların onların bağımsızlığına vurulan en önemli darbe olduğunu vurgulayan Atabek, şöyle konuştu: "Bu aşırı korumacılık burada da bitmiyor. İlköğretim devresine gelen çocuğun öğretmeni seçiliyor. Evde matematik ödevlerini baba, sosyal bilgiler ve beceri ödevlerini anne yapıyor. Her sorun anne ve baba tarafından gideriliyor. Çocuk evleneceği zaman bile ne kadar başarılı olursa anne ve baba müdahale ediyor. Çocuk 15 yaşına bile gelse tabağına şu yemeği aldın, şunu almadın, şu kadar aldın, bu kadar almadın deniliyor. Çocuğa güvenilmiyor. Böylece de toplumda güvensiz insanlar yetişiyor. Türk toplumunda çoğu insan kendine güvensizdir. Çünkü onlara küçüklükten itibaren fırsat verilmemektedir."
Doç.Dr. Erdal Atabek, "Çocuk yürüyor, konuşuyor, çişini bezine yapmak istemiyor. Anne ve babanın verdiği yemeği yemek istemiyor. Kıyafeti giymek istemiyor. Ama, anne ve baba da kaygılı. Eğer çocuk yemezse hastalanacağını, hatta öleceğini düşünüyor. Bu da çocukta acıkma duygusunu yok ediyor" diye konuştu. Çocuğun henüz acıkmadan "bir elde kaşık, bir elde tabak" sürekli olarak annesini karşısında gördüğünü belirten Atabek, yaşanan bu sıkıntıyı da, "Çizgi film açılıyor, anne bir oradan, bir buradan çocuğa kaşığı uzatıyor. Çocuk da bunun karşılığında ağzında lokma biriktiriyor. Çünkü kendini savunmak için başka çaresi yok" sözleriyle anlattı. Çocuğun tam bağımsızlığını kazanacağı bu devrede yapılan bu tür davranışların onların bağımsızlığına vurulan en önemli darbe olduğunu vurgulayan Atabek, şöyle konuştu: "Bu aşırı korumacılık burada da bitmiyor. İlköğretim devresine gelen çocuğun öğretmeni seçiliyor. Evde matematik ödevlerini baba, sosyal bilgiler ve beceri ödevlerini anne yapıyor. Her sorun anne ve baba tarafından gideriliyor. Çocuk evleneceği zaman bile ne kadar başarılı olursa anne ve baba müdahale ediyor. Çocuk 15 yaşına bile gelse tabağına şu yemeği aldın, şunu almadın, şu kadar aldın, bu kadar almadın deniliyor. Çocuğa güvenilmiyor. Böylece de toplumda güvensiz insanlar yetişiyor. Türk toplumunda çoğu insan kendine güvensizdir. Çünkü onlara küçüklükten itibaren fırsat verilmemektedir."