Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP), İskenderun'da, İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirdiği mitingte, son 50 yılın en sıcak gününe, mesai saatine rağmen on binlerce insan II. Kuvây-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemeye, Türkiye'yi içinde bulunduğu kuşatılmışlıktan kurtaracak projelerini öğrenmeye, desteğini vermeye koştu; BTP kadrosunu bağrına bastı.
Herkesi kapsayan reform paketi
İskenderun İstasyon Meydanı'nı dolduran on binlere hitaben yaptığı konuşmada Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizin sadece bir oyundan ibaret olduğunu, bu oyunları 24 saatte bozacaklarını, badireyi 24 saatte aşacaklarını, 2 yılda Avrupa'ya, 3 yılda ABD'ye yetişeceklerini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâinatın doruk noktasına çıkartacaklarını söyledi. Çocuğundan ihtiyarına, çöpçüsünden çiftçisine kadar vatandaşlarımızın hepsi için çözüm paketleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, emekli maaşlarına yüzde 100 zam, ev hanımlarına emeklilik ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz istifade hakkı, kimsesiz yoksullara maaş, sınavsız üniversite, faizsiz yuva kurma kredisi; sanayilere, KOBi'lere, esnafa, şoförlere, nakliyecilere faizsiz kredi projelerine ilâveten şu uygulamaların yapılacağını belirtti:
"Ailelere çocuk parası verilecek. Vasat bir memurun maaşının 1/4'ü nispetindeki bu maaş şahsın iş bulması halinde sona erecek. Doğum için bir maaş ikramiye verilecek. Evsiz vatandaşlara, 15-20 yılda kira öder gibi ödemek kaydıyla faizsiz kredi ile konut temin edilecek. Cezaevlerindeki vatandaşlarımız eğitime tâbi tutulacak, meslek-sanat öğrenecek, çocuklarının rızkını temin için çalışma imkanına sahip olacaklar. Bizim dönemimizde hapishanedeki kardeşlerimiz bile üretici olacak. Nakliyecilerimiz bugünkü gibi gümrük kapılarında beklemeyecek. Gümrükçüler onların karşısında 'Hazır ol'a geçecek. Ormancılık, hayvancılık, denicizlik kesimine devlet desteği verilecek. Özürlüler için bir bakanlık kuralacak ve ailelerin bakamadığı özürlüler devlet tarafından eğitilecek, okutulacak, yetiştirilecek. Şehit ailelerinin çocukları da devlet desteği garantisi altında hayatlarına devam edecekler. İhracatta yerli mamullerin pazarlanmasında zarar eden kesime devlet desteği verilecek. Bu zarar karşılıksız teşvik krediler ile karşılanacak."
Tarım, stratejik kesimdir
Tarım kesimine önemli yer ayırdığı konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, daha bağına-bahçesine tohumunu atmadan 6 ay evvel çiftçiye avans adı altında faizsiz kredi verileceğini belirterek şöyle dedi:
"Tarım kesimi her türlü destek ile desteklenecektir. Çünkü tarım kesimi her şartta devlet tarafından desteklenmek zorundadır. Batı ülkeleri, ABD, tarım kesimini devamlı güçlendiriyor. Bize sıra gelince de "Tarıma destek vermeyin" diyorlar. Mısır, buğday, tütün, fındık, çay üretimini kısıtlayan tehdit yasaları çıkartılıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü ABD'nin ambarları dolu. Türkiye ihraç edecek. Bütün bunları rafa kaldırmaya, istediğiniz kadar üretmeye var mısınız? Bugün dünyaya buğday ihraç etmeye var mısınız? Yine tarım kesimi çok ağır yükler altında. Aldığı borçları veremiyor. Faiz üstüne faiz geliyor. Yeni bir müjde! Tarım kesiminin faiz borçları kaldırılacak. Borçların aslı da devletin vereceği avans ile karşılanacak. Biz tarım kesimini "Türkiye'nin efendisi köylüdür" sözüne tabi olarak bu milletin efendisi yapacağız".
Kaynaklar tefeci IMF'ye değil millete dağıtılacak
Kalkınmaya karar vermiş milletlerin emisyonu genişletme kuralından hareketle emisyonu genişleteceklerini, emeğin harekete geçirilip üretimin arttırılacağını, piyasadaki para boşluğunu doldurmak için IMF türü tefecilerden para satın alınarak yılda 45 katrilyon faiz ödeme, bunu ödemek için de vergi üstüne vergi koymanın önüne geçileceğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:
"Ben, IMF'ye, 'geriye dön marş marş' diyeceğim. Bu yolla Türk milleti 55 katrilyon kazanacak. Biz bu 55 katrilyonu, işçimize, memurumuza, askerimize, polisimize, öğrencimize, saniyicimize, esnafımıza vs. versek mi daha iyi olur, yoksa IMF'nin ortaklarına versek mi daha iyi olur? İşte ben bunu yapacak, bu gelirleri aziz milletime dağıtacağım."
AB, Sevr'i hortlatma demektir
AB'ye karşı oluş gerekçelerini de anlattığı, Güneydoğu, Kıbrıs, Ege, Patrikhane konularında AB'nin tavrını ortaya koyduğu konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "AB'ye girmek demek, Türk milletinir bağımsızlığnı yok etmek demektir. Lozan'ı delmek demektir. Sevr'i hotlatmak demektir" dedi.
Bize bir dönem kâfi
Türkiye'nin madden ve manen batmakta olduğunu, "geri dursaydın hesap veremezdin" korkusuyla siyasete girdiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, İskenderunlulardan, BTP'nin tek başına iktidar olması için gerekeni yapmalarını istedi. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyleyerek sözlerini bitirdi:
"Mustafa Kemal Atatürk'ün, "1919 Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün elimde hiçbir maddi kuvvet yoktu. Yalnız, benim vicdanımı dolduran milletimin manevi gücü vardı. İşte ben bu güce, bu millete dayanarak yola çıktım" dediği gibi ben de bu millete, bu güce dayanarak yola çıktım. Elinizdeki flamalara iyi bakın. 16 yıldız ortasında bir hilâl. Bu yıldızlar Türk milletinin tarihte kurduğu imparatorluklardır. Siz onların evlatlarınız. Seçim sandığına gittiğiniz zaman 16 yıldızın ortasında hilalli amblemin altına mührünüzü vurun. Hepinizin bir partisi olabilir. Sizden sadece bir tek döneme mahsus olmak üzere vekalet istiyorum. Zaten fazla dönem istemem. Çünkü bu işi ben bir dönemde halledeceğim. Bu yüce milleti, dünyanın en büyük lider milleti yapacağım."
Herkesi kapsayan reform paketi
İskenderun İstasyon Meydanı'nı dolduran on binlere hitaben yaptığı konuşmada Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizin sadece bir oyundan ibaret olduğunu, bu oyunları 24 saatte bozacaklarını, badireyi 24 saatte aşacaklarını, 2 yılda Avrupa'ya, 3 yılda ABD'ye yetişeceklerini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kâinatın doruk noktasına çıkartacaklarını söyledi. Çocuğundan ihtiyarına, çöpçüsünden çiftçisine kadar vatandaşlarımızın hepsi için çözüm paketleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, emekli maaşlarına yüzde 100 zam, ev hanımlarına emeklilik ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz istifade hakkı, kimsesiz yoksullara maaş, sınavsız üniversite, faizsiz yuva kurma kredisi; sanayilere, KOBi'lere, esnafa, şoförlere, nakliyecilere faizsiz kredi projelerine ilâveten şu uygulamaların yapılacağını belirtti:
"Ailelere çocuk parası verilecek. Vasat bir memurun maaşının 1/4'ü nispetindeki bu maaş şahsın iş bulması halinde sona erecek. Doğum için bir maaş ikramiye verilecek. Evsiz vatandaşlara, 15-20 yılda kira öder gibi ödemek kaydıyla faizsiz kredi ile konut temin edilecek. Cezaevlerindeki vatandaşlarımız eğitime tâbi tutulacak, meslek-sanat öğrenecek, çocuklarının rızkını temin için çalışma imkanına sahip olacaklar. Bizim dönemimizde hapishanedeki kardeşlerimiz bile üretici olacak. Nakliyecilerimiz bugünkü gibi gümrük kapılarında beklemeyecek. Gümrükçüler onların karşısında 'Hazır ol'a geçecek. Ormancılık, hayvancılık, denicizlik kesimine devlet desteği verilecek. Özürlüler için bir bakanlık kuralacak ve ailelerin bakamadığı özürlüler devlet tarafından eğitilecek, okutulacak, yetiştirilecek. Şehit ailelerinin çocukları da devlet desteği garantisi altında hayatlarına devam edecekler. İhracatta yerli mamullerin pazarlanmasında zarar eden kesime devlet desteği verilecek. Bu zarar karşılıksız teşvik krediler ile karşılanacak."
Tarım, stratejik kesimdir
Tarım kesimine önemli yer ayırdığı konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, daha bağına-bahçesine tohumunu atmadan 6 ay evvel çiftçiye avans adı altında faizsiz kredi verileceğini belirterek şöyle dedi:
"Tarım kesimi her türlü destek ile desteklenecektir. Çünkü tarım kesimi her şartta devlet tarafından desteklenmek zorundadır. Batı ülkeleri, ABD, tarım kesimini devamlı güçlendiriyor. Bize sıra gelince de "Tarıma destek vermeyin" diyorlar. Mısır, buğday, tütün, fındık, çay üretimini kısıtlayan tehdit yasaları çıkartılıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü ABD'nin ambarları dolu. Türkiye ihraç edecek. Bütün bunları rafa kaldırmaya, istediğiniz kadar üretmeye var mısınız? Bugün dünyaya buğday ihraç etmeye var mısınız? Yine tarım kesimi çok ağır yükler altında. Aldığı borçları veremiyor. Faiz üstüne faiz geliyor. Yeni bir müjde! Tarım kesiminin faiz borçları kaldırılacak. Borçların aslı da devletin vereceği avans ile karşılanacak. Biz tarım kesimini "Türkiye'nin efendisi köylüdür" sözüne tabi olarak bu milletin efendisi yapacağız".
Kaynaklar tefeci IMF'ye değil millete dağıtılacak
Kalkınmaya karar vermiş milletlerin emisyonu genişletme kuralından hareketle emisyonu genişleteceklerini, emeğin harekete geçirilip üretimin arttırılacağını, piyasadaki para boşluğunu doldurmak için IMF türü tefecilerden para satın alınarak yılda 45 katrilyon faiz ödeme, bunu ödemek için de vergi üstüne vergi koymanın önüne geçileceğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle devam etti:
"Ben, IMF'ye, 'geriye dön marş marş' diyeceğim. Bu yolla Türk milleti 55 katrilyon kazanacak. Biz bu 55 katrilyonu, işçimize, memurumuza, askerimize, polisimize, öğrencimize, saniyicimize, esnafımıza vs. versek mi daha iyi olur, yoksa IMF'nin ortaklarına versek mi daha iyi olur? İşte ben bunu yapacak, bu gelirleri aziz milletime dağıtacağım."
AB, Sevr'i hortlatma demektir
AB'ye karşı oluş gerekçelerini de anlattığı, Güneydoğu, Kıbrıs, Ege, Patrikhane konularında AB'nin tavrını ortaya koyduğu konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "AB'ye girmek demek, Türk milletinir bağımsızlığnı yok etmek demektir. Lozan'ı delmek demektir. Sevr'i hotlatmak demektir" dedi.
Bize bir dönem kâfi
Türkiye'nin madden ve manen batmakta olduğunu, "geri dursaydın hesap veremezdin" korkusuyla siyasete girdiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, İskenderunlulardan, BTP'nin tek başına iktidar olması için gerekeni yapmalarını istedi. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyleyerek sözlerini bitirdi:
"Mustafa Kemal Atatürk'ün, "1919 Mayıs'ında Samsun'a çıktığım gün elimde hiçbir maddi kuvvet yoktu. Yalnız, benim vicdanımı dolduran milletimin manevi gücü vardı. İşte ben bu güce, bu millete dayanarak yola çıktım" dediği gibi ben de bu millete, bu güce dayanarak yola çıktım. Elinizdeki flamalara iyi bakın. 16 yıldız ortasında bir hilâl. Bu yıldızlar Türk milletinin tarihte kurduğu imparatorluklardır. Siz onların evlatlarınız. Seçim sandığına gittiğiniz zaman 16 yıldızın ortasında hilalli amblemin altına mührünüzü vurun. Hepinizin bir partisi olabilir. Sizden sadece bir tek döneme mahsus olmak üzere vekalet istiyorum. Zaten fazla dönem istemem. Çünkü bu işi ben bir dönemde halledeceğim. Bu yüce milleti, dünyanın en büyük lider milleti yapacağım."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.