Müzeyyen ÇAKAN
Beklemek o kadar güzel ki! Doğruyu, iyiyi, cömerti... Cömerti beklerken Allah'ın bize verdiği nimetleri düşünmemek mümkün mü? Tabiî ki değil, bu nankörlük olur. Bize verdiklerinden "ikram ediyoruz, israf ediyoruz" gene de bitmiyor. İyiyi beklemek insanı düşündürüyor, ya bir hata yaparsam kendisi gibi olamazsam, kırarsam, incitirsem, Rabb'im gücenir; ben ne yaparım. Ama her şeye rağmen hasretle iyiler bekleniyor.
Doğruyu beklemek bir başka. Eğer biz de karşımızdaki gibiysek mesele yok ama biz farklı düşünceler taşıyorsak o zaman ayakta durmayı, oturmayı, kalkmayı hatta bakmayı bile öğrenmemiz gerek. Doğruluk kavramı insana göre değişir. Herkesin doğrusu kendisine göre olursa yanlışlar başlar. Halbuki Allah'ın rızasını kazanmak için kendimizi düzeltmek her şeyin doğru olması demektir.
Güzeli beklemekten kastımız herkesin gördüğü dış güzellik değil, "nadiren görülebilen güzellik" işte onu beklemenin bir dakikası bir ömre bedel. Onu Allah dostları hep bekler, onların dostları da bekler. Baktığımız her yerde O'nu görmemiz lazım. Göremediğimiz zamanlar boş, yerler önemsiz, uğraşılar manasız, varlıklar değersiz olur.
Öyleyse O'nu seçmeyi öğrenelim o kadar da zor değil, hatta çok kolay, bazı baktığımız her yerde, bazı da kulunda görmek mümkün. Diyor ki... "Ben hiç bir yere sığmam, beni seven kulumun kalbine sığarım" güzeli beklemeyi, gelirken görmeyi, açık olan gönül kapısından vücûd-u iklimine almayı, hiç ayrılmamayı dilerken, ya giderse diye korkmayı, bu korku ile elimizdeki güzellikleri korumayı öğrenmemiz lazım.
Beklemek o kadar güzel ki! Doğruyu, iyiyi, cömerti... Cömerti beklerken Allah'ın bize verdiği nimetleri düşünmemek mümkün mü? Tabiî ki değil, bu nankörlük olur. Bize verdiklerinden "ikram ediyoruz, israf ediyoruz" gene de bitmiyor. İyiyi beklemek insanı düşündürüyor, ya bir hata yaparsam kendisi gibi olamazsam, kırarsam, incitirsem, Rabb'im gücenir; ben ne yaparım. Ama her şeye rağmen hasretle iyiler bekleniyor.
Doğruyu beklemek bir başka. Eğer biz de karşımızdaki gibiysek mesele yok ama biz farklı düşünceler taşıyorsak o zaman ayakta durmayı, oturmayı, kalkmayı hatta bakmayı bile öğrenmemiz gerek. Doğruluk kavramı insana göre değişir. Herkesin doğrusu kendisine göre olursa yanlışlar başlar. Halbuki Allah'ın rızasını kazanmak için kendimizi düzeltmek her şeyin doğru olması demektir.
Güzeli beklemekten kastımız herkesin gördüğü dış güzellik değil, "nadiren görülebilen güzellik" işte onu beklemenin bir dakikası bir ömre bedel. Onu Allah dostları hep bekler, onların dostları da bekler. Baktığımız her yerde O'nu görmemiz lazım. Göremediğimiz zamanlar boş, yerler önemsiz, uğraşılar manasız, varlıklar değersiz olur.
Öyleyse O'nu seçmeyi öğrenelim o kadar da zor değil, hatta çok kolay, bazı baktığımız her yerde, bazı da kulunda görmek mümkün. Diyor ki... "Ben hiç bir yere sığmam, beni seven kulumun kalbine sığarım" güzeli beklemeyi, gelirken görmeyi, açık olan gönül kapısından vücûd-u iklimine almayı, hiç ayrılmamayı dilerken, ya giderse diye korkmayı, bu korku ile elimizdeki güzellikleri korumayı öğrenmemiz lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.