Kolomb'un kendi günlüğündeki şu not, coğrafi keşiflerin gerçek hedefinin ne olduğunu net olarak ortaya koyması bakımından manidardır: "Bize... papağanlar, pamuk kozaları, mızraklar ve daha birçok şey getirip bunları cam boncuklar ve çıngıraklar ile değiş tokuş ettiler.
Sahip oldukları her şeyi değiştirmeye hazırlar... Gelişmiş ve sağlıklı vücutları, yakışıklı yüzleri var. Silahsızlar ve silahları tanımıyorlar. Onlara bir kılıç gösterdiğimde keskin kenarından acemice tutup kendilerini kestiler. Demiri kullanmıyorlar. Mızraklarını kamıştan yapıyorlar. Bunlardan iyi köleler olabilir. Elli kişi ile bunların hepsine boyun eğdirebilir, istediklerimizi yaptırabiliriz".
12 milyondan fazla kişiyi katlettilerİspanyol Las Casas, bu eylemler neticesinde 12 milyondan fazla insanın öldüğünü söylemiştir. Bugün küreselleşme ve BOP adı altında yapılan sömürgeci uygulamaların kökleri, asırlar öncesine dayanmaktadır. Mantık tamamen aynıdır: Kaynakları sömürmek...
İşgalden önce Latin Amerika'da medeniyet vardıBatılılar, Amerika kıtasına ayak bastıkları zaman Meksika'da Aztek'ler, Peru'da İnka'lar, Orta Amerika'da Maya'lar yaşıyorlardı. Bugün sayıları çok azalmış olan Kızılderililerin ataları olan bu insanlar, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Kendilerine göre üretim teknikleri geliştirmişlerdi. Mimaride, astronomide, eğitimde oldukça ileri bir seviyedeydiler. Bu büyük uygarlık yüzyıllarca süren sistemli katliamlar ve sömürgecilik sonucu yok edildi. Bu, sömürgecilik tarihinden yalnızca bir sayfadır.
Sanayileşmeyle birlikte sömürgecilik artmıştır18. yüzyıla gelindiğinde sanayileşmeyle beraber kapitalizmin ve akabinde sömürgeciliğin doruğa çıktığını görüyoruz. Zira kapitalizmin temelleri emperyalist düşünceye dayanmaktadır. Kapitalizmdeki sınırlı kaynak kaygısı kapitalist ülkeleri ciddi bir pazar ve kaynak arayışına itmiştir. Öte yandan kapitalizmin ruhunda tekelcilik hâkimdir; uygulandığı ülkelerde ezici rekabet nasıl işliyorsa, dışarıda da aynı kurallar işler, işlemek zorundadır. Aksi takdirde kapitalizm, varlığını sürdüremez.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. İrina Hundt / Almanya, Dresden ÜniversitesiModel, sömürgeciliği tamamen bitirecek Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, sadece sömürülen halkları ve devletleri değil, aynı zamanda sömürenleri de dengeye taşıyacak kuşatıcı bir model ve tam bir denge ekonomisidir. Bu modelin ülke idaresine yansıması olarak oluşturulan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi, öyle bir ekonomi yönetimi ortaya koyuyor ki, hem millet zenginliğe kavuşuyor, hem devlet güçleniyor, hem üreten sermayedar memnun kalıyor, hem de tüketen kesim güçlendiriliyor. Devlet, halkına hizmet edecek sermayeyi, yabancılardan temin edilecek kredilerle değil, bizzat kendi emisyon hakkını devreye koyarak elde ettiği için, hem devlet sermayesizlikle kıvranmıyor, hem de milletin sırtına maliyet binmiyor, borç yükü binmiyor. Devlet ve millet arasında dengeyi sağlayan bu formül, işyerlerinde işveren ve işçiler arasındaki münasebetleri de dengeleyen bir mikro model getiriyor. Böylece hem makro planda hem de mikro planda adalet ve etik esaslar, mülkiyet, emek ve hak ekseninde kendiliğinden oluşuyor. Bu muhteşem ahenge başka hiçbir yerde rastlamak mümkün değildir.
Sahip oldukları her şeyi değiştirmeye hazırlar... Gelişmiş ve sağlıklı vücutları, yakışıklı yüzleri var. Silahsızlar ve silahları tanımıyorlar. Onlara bir kılıç gösterdiğimde keskin kenarından acemice tutup kendilerini kestiler. Demiri kullanmıyorlar. Mızraklarını kamıştan yapıyorlar. Bunlardan iyi köleler olabilir. Elli kişi ile bunların hepsine boyun eğdirebilir, istediklerimizi yaptırabiliriz".
12 milyondan fazla kişiyi katlettilerİspanyol Las Casas, bu eylemler neticesinde 12 milyondan fazla insanın öldüğünü söylemiştir. Bugün küreselleşme ve BOP adı altında yapılan sömürgeci uygulamaların kökleri, asırlar öncesine dayanmaktadır. Mantık tamamen aynıdır: Kaynakları sömürmek...
İşgalden önce Latin Amerika'da medeniyet vardıBatılılar, Amerika kıtasına ayak bastıkları zaman Meksika'da Aztek'ler, Peru'da İnka'lar, Orta Amerika'da Maya'lar yaşıyorlardı. Bugün sayıları çok azalmış olan Kızılderililerin ataları olan bu insanlar, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Kendilerine göre üretim teknikleri geliştirmişlerdi. Mimaride, astronomide, eğitimde oldukça ileri bir seviyedeydiler. Bu büyük uygarlık yüzyıllarca süren sistemli katliamlar ve sömürgecilik sonucu yok edildi. Bu, sömürgecilik tarihinden yalnızca bir sayfadır.
Sanayileşmeyle birlikte sömürgecilik artmıştır18. yüzyıla gelindiğinde sanayileşmeyle beraber kapitalizmin ve akabinde sömürgeciliğin doruğa çıktığını görüyoruz. Zira kapitalizmin temelleri emperyalist düşünceye dayanmaktadır. Kapitalizmdeki sınırlı kaynak kaygısı kapitalist ülkeleri ciddi bir pazar ve kaynak arayışına itmiştir. Öte yandan kapitalizmin ruhunda tekelcilik hâkimdir; uygulandığı ülkelerde ezici rekabet nasıl işliyorsa, dışarıda da aynı kurallar işler, işlemek zorundadır. Aksi takdirde kapitalizm, varlığını sürdüremez.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. İrina Hundt / Almanya, Dresden ÜniversitesiModel, sömürgeciliği tamamen bitirecek Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, sadece sömürülen halkları ve devletleri değil, aynı zamanda sömürenleri de dengeye taşıyacak kuşatıcı bir model ve tam bir denge ekonomisidir. Bu modelin ülke idaresine yansıması olarak oluşturulan Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi, öyle bir ekonomi yönetimi ortaya koyuyor ki, hem millet zenginliğe kavuşuyor, hem devlet güçleniyor, hem üreten sermayedar memnun kalıyor, hem de tüketen kesim güçlendiriliyor. Devlet, halkına hizmet edecek sermayeyi, yabancılardan temin edilecek kredilerle değil, bizzat kendi emisyon hakkını devreye koyarak elde ettiği için, hem devlet sermayesizlikle kıvranmıyor, hem de milletin sırtına maliyet binmiyor, borç yükü binmiyor. Devlet ve millet arasında dengeyi sağlayan bu formül, işyerlerinde işveren ve işçiler arasındaki münasebetleri de dengeleyen bir mikro model getiriyor. Böylece hem makro planda hem de mikro planda adalet ve etik esaslar, mülkiyet, emek ve hak ekseninde kendiliğinden oluşuyor. Bu muhteşem ahenge başka hiçbir yerde rastlamak mümkün değildir.