Başbuğ'dan 'kara propaganda' eleştirisi
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Hakikatler ve halkın tepkisi karşısında çaresiz kalan bazı çevreler, şahsıma karşı insafsızca 'kara propaganda' yapmaya devam ediyor" dedi
07.11.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBULErgenekon davasında müebbet hapisle cezalandırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, "Hakikatler ve halkın tepkisi karşısında çaresiz kalan bazı çevreler, 'kara propaganda' yapmakla suçlanan şahsıma karşı insafsızca 'kara propaganda' yapmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı. Başbuğ, avukatı İlkay Sezer aracılığıyla yaptığı "Her yer kara propaganda" başlıklı yazılı açıklamada, Ergenekon Davası'nı eleştirdi. Danıştay Başkanlığında görevi başında Mustafa Yücel Özbilgin'in şehit edilmesinde azmettirici olduğu Ankara'daki özel yetkili mahkemece karara bağlanan kişinin beraat ettirildiğini, "değerli aydın ve askerlere" ise ceza yağdırıldığını aktaran Başbuğ, Balyoz adı verilen dava kullanılarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bugünün ve yarının komuta kademelerinde yer alabilecek niteliklere sahip personelin ordudan uzaklaştırıldığını belirtti. Yargılamalar adil değilAvrupa Birliği'nce yayımlanan son İlerleme Raporu'nda yer verilen tespitlerin, Türkiye'de adil yargılama yapılmadığını gösterdiğini savunan Başbuğ, "Buna rağmen, Türkiye'de bu mahkemelerde adil yargılama yapıldığını söylemek veya düşünmek sadece ve sadece gülünçtür" değerlendirmesinde bulundu. Başbuğ, bir anketin Türk halkının yüzde 70'inin 26. Genelkurmay Başkanı'na terör örgütü yöneticisi ve darbeci suçlamasını vicdanen ve aklen kabul etmediğini gösterdiğini, dış kamuoyunun da bu iddiaları 'gülünç ve akıldışı' bulduğunu belirtti. Ağlama Duvarı'nda çekilen fotoğraf Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ açıklamasında, şunları kaydetti: "2008 yılı Ağustos ayında Genelkurmay Başkanlığı'na atandırılmam beklenmekteydi. Haziran ayı içerisinde, bu atamayı engellemeye yönelik, medya üzerinden, birileri tarafından bir 'karalama kampanyası' başlatıldı. 2004 yılında, Genelkurmay 2. Başkanı iken İsrail'e resmi bir ziyaret yapmıştım. Resmi programda Kudüs'teki Ağlama Duvarı ile Mescid-i Aksa'yı ziyarette yer almaktaydı. Ev sahibinin yaptığı tekliflere uymak ve özellikle inançlarına karşı saygılı davranmak her şeyden önce bir nezaket ve insanlık kuralıdır. 12 Haziran 2008 günü, Kudüs'teki Ağlama Duvarı'nda çekilen fotoğraflar bir gazetede yayımlandı. Osmanlı İmparatorluğu'nun zamanında tamir ettirerek koruduğu Ağlama Duvarı'nı ziyaret esnasında, Fatiha Suresi'ni okuyarak dua ettik. Daha sonra da Mescid-i Aksa'yı ziyaret ettik. Biz Müslümanlar için ayrı bir önemi olan bu camide dua ederken çekilmiş fotoğraflarımız da var, ancak kendilerinde insanların inançlarını, imanını sorgulama hakkını görenler, bu fotoğrafları görmediler. Ağlama duvarında çekilmiş bu fotoğrafları, kara propaganda amaçları için kullananlar, her sıkıştıklarında bu fotoğraflara dört elle sarıldılar. İftiralarına, hakaretlerine devam ettiler. Hakaret ettikleri kişinin, belki de ilk defa, Türk ordusunun en yaygın adlarından birinin de 'Peygamber Ocağı' olduğunu dile getirmiş olmasına da kulaklarını tıkadılar. Çünkü onlar, kör ve sağırdırlar. Bu iftiracıları Allah'a havale etmenin yanında, yasal zeminde de mücadelemiz devam edecektir." Başbuğ, Silivri 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 2 Ekim'de, Ağlama Duvarı'nda çekilen fotoğraf üzerinden Facebook'ta yapılan hakaret içeren beyanlar nedeniyle üç kişinin "hakaret etmek" suçundan cezalandırılmasına karar verdiğini hatırlatarak, "Her şeye rağmen, Türkiye'de adalet dağıtan yargıçlar da var" değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.