Bak! Filistin'de katliam var

Sosyal paylaşım sitelerinde çok şükür ki artık şu soru sorulmaya başladı; "El Kaide, Nusra, IŞID, El Şebap adlı terör örgütleri İslam oldukları iddiasındalar ve dünyaya vahşi bir İslam, Müslüman fotoğrafı gösteriyorlar. Dünyanın efendileri bu fotoğrafı çoktan sahiplenmişti zaten? İşe bakın ki! En vahşi şekilde gerçekleştirdikleri katliamları (ki Müslüman olan hiçbir canlıya yapmaz) hep İslam coğrafyasında ve Müslümanlara karşı gerçekleştiriyorlar. Mesela! Senelerden beri Filistin'de bir İsrail zulmü var. Neden kimse İsrail'e "şiiiit" demiyor? İşte sevindirici olan bu sorunun cevabını vatandaşlarımız bulmuş olmasıdır; "Köpek sahibini ısırmaz" aynen katılıyorum?  Evet, İsrail'in, Müslüman katliamı devam ediyor. Ölü sayısı 32'ye yükselmiş vaziyette. İsrail bir mazeret üretiyor ve bombalıyor. Amaç açık; Müslümanları katledip, bölgenin tek hâkimi olmak? Bu uğurda sokaklarda yaşı 18'den küçükmüş vs. demeden Müslüman topluyor. Bunlara hayvani işkenceler gerçekleştirdiklerini, canlı canlı yaktıklarını, Avrupalı dernekler belgelerle ortaya koydu. İşe bakın ki! Bu İsrail (Yahudi) vahşeti Birleşmiş milletlerin gündeme gelmedi, gelmiyor? İnsan haklarının, demokrasinin yılmaz savunucuları ABD, Fransa, İngiltere vs. gündem etmiyor, kınamıyor.  Ülkemizde ise siyasi hayatlarını başörtüsü ve Filistin üzere kuran Erdoğan zihniyeti bugünlerde meydanlarda? İç politikada, "kuvayi milliye" ruhu için bir araya gelen partilere sallıyor. Dış politikada Mısır'a sallıyor, Esad'a sallıyor. Peki, kardeşim! Erdoğan, Müslüman katleden, ya da (tesirli olur diye) Filistinlileri katleden İsrail'i neden gündem etmiyor?Oysa bu milleti, Mısır'da, Suriye'de, Libya'da Müslümanlara zulüm yapılıyor, diye ayağı kaldıran, bu zulmü bitireceğiz, bize oy verin, yeniden iktidar yapın, diyen Erdoğan ve arkadaşlarıydı. Buyurun! Oyu aldınız, iktidarsınız da. Durdursanıza bu Yahudi zulmünü? En basitinden elçimizi çağırsanıza? veya Hatay civarlarında birkaç tırımız durdurulsa ve içinden silah çıksa, bu silahların Filistin'e gittiği iddia edilse, siz, o tırı durduranları millete şikayet etseniz kötü mü olur!            * * *Haydar Baş hayranından?Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığı seçimi için "milli ittifak" yapan partilere sözlü saldırıları ve özelikle "zavallı figüran" tabirini kullanması seviyesizlik, halini bilmezlik ve haline bakmazlıktan başka bir şey değildi. Bu noktada BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş hayranı bir okurumdan uzunca bir mail aldım. Sayın okur, siyasi olaylar karşısında Erdoğan'ın, ABD ve AB karşısında nasıl zavallı ve figüran roller oynadığını uzun uzun anlatmış. Bir mektuba dikkat çekmiş?Bu okurum, Erdoğan tarafından o zamanki ABD savunma bakan yardımcısı Wolfowitz'e yazılan ve 17-01-2005 tarihinde Hayrullah Mahmut  tarafından yayınlanan mektubu göndermiş. 3 Kasım 2002 seçimlerinden bir gün sonra yazıldığı iddia edilen bu mektup uzun. Mektupta dikkat çeken noktalar ise Erdoğan henüz vekil değil. Ama ABD'den kendisine bir şans verilmesini istiyor. Bu şansı verdikleri takdirde, asla kendilerini üzmeyeceğini vaat ediyor. Ve de seçimi kazanmış bir partinin başkanı, T.C vatandaşı Erdoğan yine T.C vatandaşı genelkurmay başkanımızla görüşmek için ABD'den yardım istiyor. Evet, okurum bunları vurguluyor ve soruyor; Bu hale düşmeyi zavallı ve figüran kavramları karşılar mı?    * * *ŞoförlerIŞID, elçimizi, vatandaşlarımızı kaçırdı. İktidar laf üretti, medyası senaryo. Neydi bunlar? İktidarın vekilleri bu kaçırma olaylarının arkasına Gezi'yi, Ergenekon'u koydular.Hele iktidarın tetikçisi bir gazetenin genel yayın müdürü bu olaylarla, milli ittifakın ortak adayı Sayın İhsanoğlu'nu aynı senaryoda birleştirdi. Nasıl mı? Sayın İhsanoğlu, İslam Birliği teşkilatı başkanlığı yapmış. Tanıdığı çokmuş. Bu rehineleri kurtarıp, gövde gösterisi yapacakmış?Diğer taraftan da, bir buçuk aydır adaylığını bir türlü açıklayamayan Erdoğan, adaylığını açıklar açıklamaz bu esirlerin serbest bırakılacakları, iddiaları vardı. Bu iddialar hükümetin en etkili ağızlarınca birazda hakaret vari şekilde yalanlandı. Ne oldu biliyor musunuz? Erdoğan adaylığını açıkladı, ertesi gün şoförler serbest bırakıldı.Hep diyorum ya! AKP döneminde aşkta, parada, terörde, ihalelerde vs. tesadüfleri sever hale geldi?