4-11 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan Kuvayi Milliye kadrosu, yurdun çeşitli bölgelerine yayılmış bölgesel örgütleri, tek bir çatı altında birleştirerek, Bağımsızlık meşalesini ateşledi
Kongre'de bölgesel örgütlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti adı altında birleştirilmesiyle beraber, TBMM açılıncaya kadar meclis görevini ifa eden Heyet-i Temsiliye de oluşturuldu.
Kongre'nin seyri
Kurtuluş Savaşı'nın merkezi örgütü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti ile onun yönetim organı olan Heyet-i Temsiliye'nin kurulduğu Milli kongre olan Sivas Kongresi 4-11 Eylül 1919 yılında Sivas'ta toplandı.
Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da giriştikleri işgalin ardından Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal 21 Haziran 1919'da, anadolu ve Trakya'daki askeri ve mülki yöneticilere Amasya Tamimi olarak bilinen bir genelge yolladı. Genelgede, Mondoros Mütarekesi'nden (30 ekim 1918) sonra İstanbul hükümetinin İtilaf Devletleri'nin denetimine girdiği, ülkenin bütünlük ve bağımsızlığının tehlikede olduğu, bu sorunların uluslararası kamuoyuna duyuracak ve çözecek ulusal bir organın oluşturulması gerektiği belirtilerek, bu amaçla Sivas'ta ulusal bir kongrenin toplanması için çağrıda bulunuluyordu. Kongre, Osmanlı vilayetlerinin her livasından (sancak) parti ayrımı yapılmaksızın seçilecek üçer kişiyle toplanacaktı.
Heyet-i Temsiliye oluşturuldu
Kongre, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 arasındaki Erzurum kongresi'nde oluşturulan Heyet-i Temsiliye üyelerinin yanı sıra yeni seçilen delegelerin de katılımıyla 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplandı. Sivas Sultanisi binasındaki kongrenin başkanlığına Mustafa Kemal getirildi. Otuz sekiz delegenin katıldığı Sivas kongreis'nde temelde Kurtuluş Savaşı'na önderlik edecek örgütün yapısı ve programıyla Osmanlı Devletinin Amerikan mandası altına girip girmemesi tartışıldı.
Kongre'den birlik çıktı
Sivas kongresi 11 Eylül'de Kurtuluş Savaşı'nın programı niteliğindeki şu kararları içeren bir bildiri yayımladı: Mondros Mtarekesi'nin imzalandığı anda Osmanlı ülkesinin sınırları içinde kalan bölgeler bir bütündür, parçalanamaz, birbirinden ayrılamaz. Bunu çiğnemeye yönelik her türlü işgal ve müdahaleye silahla karşı koymak, meşru müdafaa hakkını kullanmaktır. Osmanlı Hükümeti dış baskı karşısında ülke topraklarından bir bölümünü terk etmeye yönelirse, buna karşı direnilecektir. Ulusun bağımsızlığına, ülkenin bütünlüğüne saygı duyulması koşuluyla başka devletlerin ekonomik, sınai ve teknik yardımları memnunlukla kabul edilecektir. İstanbul hükümeti de, öteki uygar ülkelerin hükümetleri gibi ulusal iradeye saygı göstermeli, bu amaçla Meclis-i Mebusan'ı bir an önce toplantıya çağırmalı, aldığı kararları o meclisin denetiminden geçirmelidir. Ülkedeki tüm direniş örgütleri birleştirilmiş, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti adı altında toplanmıştır. Var olan yerel dernekler bir örgütün birer şubesi olacaktır. Anadolu ve Rumeli Hukuk Cemiyeti, Heyet-i Temsiliye adlı merkezi kurulca yönetilecektir. Bu kurul, gerektiğinde "idare-i muvakkadi" ilanına yetkili olacaktır.
Manda reddedildi
Öte yandan bu kongrenin en önemli kararlarından biri de Amerikan mandası teklifinin reddedilmiş olmasıdır. O günü konjonktürüne uygun bir dille manda reddedilirken, Amerikan yardımının alınabileceği belirtilmiştir.
Kongre'de bölgesel örgütlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti adı altında birleştirilmesiyle beraber, TBMM açılıncaya kadar meclis görevini ifa eden Heyet-i Temsiliye de oluşturuldu.
Kongre'nin seyri
Kurtuluş Savaşı'nın merkezi örgütü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti ile onun yönetim organı olan Heyet-i Temsiliye'nin kurulduğu Milli kongre olan Sivas Kongresi 4-11 Eylül 1919 yılında Sivas'ta toplandı.
Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da giriştikleri işgalin ardından Anadolu'ya geçen Mustafa Kemal 21 Haziran 1919'da, anadolu ve Trakya'daki askeri ve mülki yöneticilere Amasya Tamimi olarak bilinen bir genelge yolladı. Genelgede, Mondoros Mütarekesi'nden (30 ekim 1918) sonra İstanbul hükümetinin İtilaf Devletleri'nin denetimine girdiği, ülkenin bütünlük ve bağımsızlığının tehlikede olduğu, bu sorunların uluslararası kamuoyuna duyuracak ve çözecek ulusal bir organın oluşturulması gerektiği belirtilerek, bu amaçla Sivas'ta ulusal bir kongrenin toplanması için çağrıda bulunuluyordu. Kongre, Osmanlı vilayetlerinin her livasından (sancak) parti ayrımı yapılmaksızın seçilecek üçer kişiyle toplanacaktı.
Heyet-i Temsiliye oluşturuldu
Kongre, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 arasındaki Erzurum kongresi'nde oluşturulan Heyet-i Temsiliye üyelerinin yanı sıra yeni seçilen delegelerin de katılımıyla 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplandı. Sivas Sultanisi binasındaki kongrenin başkanlığına Mustafa Kemal getirildi. Otuz sekiz delegenin katıldığı Sivas kongreis'nde temelde Kurtuluş Savaşı'na önderlik edecek örgütün yapısı ve programıyla Osmanlı Devletinin Amerikan mandası altına girip girmemesi tartışıldı.
Kongre'den birlik çıktı
Sivas kongresi 11 Eylül'de Kurtuluş Savaşı'nın programı niteliğindeki şu kararları içeren bir bildiri yayımladı: Mondros Mtarekesi'nin imzalandığı anda Osmanlı ülkesinin sınırları içinde kalan bölgeler bir bütündür, parçalanamaz, birbirinden ayrılamaz. Bunu çiğnemeye yönelik her türlü işgal ve müdahaleye silahla karşı koymak, meşru müdafaa hakkını kullanmaktır. Osmanlı Hükümeti dış baskı karşısında ülke topraklarından bir bölümünü terk etmeye yönelirse, buna karşı direnilecektir. Ulusun bağımsızlığına, ülkenin bütünlüğüne saygı duyulması koşuluyla başka devletlerin ekonomik, sınai ve teknik yardımları memnunlukla kabul edilecektir. İstanbul hükümeti de, öteki uygar ülkelerin hükümetleri gibi ulusal iradeye saygı göstermeli, bu amaçla Meclis-i Mebusan'ı bir an önce toplantıya çağırmalı, aldığı kararları o meclisin denetiminden geçirmelidir. Ülkedeki tüm direniş örgütleri birleştirilmiş, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti adı altında toplanmıştır. Var olan yerel dernekler bir örgütün birer şubesi olacaktır. Anadolu ve Rumeli Hukuk Cemiyeti, Heyet-i Temsiliye adlı merkezi kurulca yönetilecektir. Bu kurul, gerektiğinde "idare-i muvakkadi" ilanına yetkili olacaktır.
Manda reddedildi
Öte yandan bu kongrenin en önemli kararlarından biri de Amerikan mandası teklifinin reddedilmiş olmasıdır. O günü konjonktürüne uygun bir dille manda reddedilirken, Amerikan yardımının alınabileceği belirtilmiştir.