Akdeniz ve Güneydoğu turuna çıkan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Hatay'da bölgenin çok sayıda kanaat önderi ile bir araya geldi.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Ben meşrep olarak sizdenim. Bunu beni yakinen tanıyanlar bilirler. Allah gani gani rahmet eylesin, benim rahmetlik babamın adı, Hasan'dır. Ninemin adı Amine'dir. Benim adım, Haydar'dır. Çocuğumun birini adı Hasan, ötekinin adı Hüseyin'dir. Anamın ve kızımın adı Fatıma'dır. Kısaca ben Ehl-i Beyt'in sevdalısıyım, Ehli Beyt'tenim?" şeklinde başladığı konuşmasında şunları söyledi:
Devlet çiftçiye garantör olacakBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında Türk tarımına ve partisinin tarım projelerine özel bir parantez açtı. Prof. Dr. Baş, BTP iktidarında üretim aşamasından, ürünün pazarlanmasına kadar tüm aşamalarda tarım kesimine tam destek verileceğini açıkladı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: Hem senin üretim aşamasında devlet garantörün olacak hem de pazarlama aşamasında devlet garantörün olacak. Sen daha mamulünü nasıl satacaksın? Nasıl pazarlayacaksın? Bunun derdini çekmeyeceksin. Niye? Biz öyle bir sistem getiriyoruz ki, senin yetiştirdiğin ürünü tarlada elinden alacağız, biz onu pazarlayacağız. Peki, fiyatını nasıl vereceksin? Fiyatının devlet vermeyecek yetiştirici müstahsil verecek. Yağmur oldu, sel oldu, felaketler oldu ne olacak? Devlet sizin ürününüz garanti altında olabilmesi için sigorta edecek. Nasıl? Para almadan. Devlet babanın gücü orada? Ben burada size namuslu bir delikanlı, erkek sözü veriyorum.
Hiç kimse dağa çıkmayacakBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Hataylı kanaat önderlerine, hem tüketimi hızlandırıp piyasalara can verecek, hem de terörün de önüne geçecek dediği vatandaşlık maaşı projesini de şöyle anlattı:"Pişmanlık yasası çıkartıyorlar. Dağdaki çocukları şehre indiriyorlar. Gene çocuklar bir müddet sonra dağa çıkıyorlar. Böyle gitmez bu işler. Bizim dönemimizde hiç kimseyi dağa çıkartamayacaklar. Çünkü biz o anaya maaş vereceğiz, o babaya maaş vereceğiz, dağdan inen o gence maaş vereceğiz 500'er YTL. Ayrıca o bölgede hayvancılığa ve tarıma dayanan sanayi geliştireceğiz. Şimdi böyle bir ailenin anası kalkıp ta dağdaki çocuğuna "aferin oğlum bu işe devam et" mi der? Yoksa "sütümü sana helal etmem, gel bu devlet babayla beraber olalım" mı der?"
Kaynak sıkıntısı yokBTP Genel Başkanı konuşmasında bahsettiği projeleri hayata geçirecek kaynakları da açıkladı. Hem tüketimi hem de üretimi arttıran özel vergi anlayışı, üretim ve emeğin karşılığı olarak devletin senyoraj hakkını kullanıp para basmasını iki önemli kaynak olarak açıklayan Prof. Dr. Haydar Baş, bir üçüncü kaynak olarak da 3 katrilyon dolar değerindeki yeraltı kaynaklarını gösterdi. Son yıllarda milyarlarca dolar değerindeki madenlerin çok cüzi miktarlarla yabancılara satıldığını ifade eden Prof. Dr. Baş, "biz bu madenlerini yabancılardan geri alıp devlet millet ortaklığıyla işleteceğiz" diye konuştu. Prof. Dr. Baş şunları söyledi:Yeraltında ne kadar kaynağımız varsa elimizden çıktı. Bir örnek olarak Rize çay eşletmeleri vardır, bakır işletmeleri vardır. Bu bakır işletmelerinin 50 milyar dolarlık rezervi var. Sevgili arkadaşlar bu rezervi bu adamlar 49 milyon dolara ihale ediyorlar. Biz diyoruz ki o serveti yabancı güçlere yedireceğine Anadolu'nun ali kapısında bekleyen sağlam insanlarına Türk vatandaşına yedirelim ki, millet de hayır görsün, biz de hayır görelim ve bu milletin hayır duasını alalım.Birlik, Ehl-i Beyt'ten alınan feyizle olur"Yıllar boyu bu milleti birbirine düşürmek için büyük oyunlar oynandı. Bu ülkeyi kurtaracak olan zihniyette şu anda burada bulunan zihniyettir. Bunu hiç unutmayın. Çünkü kurtuluş Ali kapısındadır. Başka kapıda iş yoktur. Ülkeye birlik ve beraberlik gelecekse buradan alınan feyiz ve muhabbet ile gelecektir. Dostluk ve kardeşlikle gelecektir. Bu kardeşliği ruhunda yaşayamayan, bu feyzi ve bu muhabbeti alamayanların bu ülkeye beraberliği birliği getirmesi mümkün değildir. Biz Türk milleti olarak bir bileğiz, bir yüreğiz. Zamanında gelmişler bizi fitne, fesat ve tefrikayla ayırmışlar. Şimdi bu fitnenin sonu geldi. Bak ben, Hasan Hüseyin Bayram ağabeyimle beraber yan yanayım, kol kolayım ve omuz omuzayım. Ama bu beraberlik, önce gönüllerde bir araya geldi. Biz gönülden bir araya geldik, şimdi de cesetlerimiz bir araya geldi.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Ben meşrep olarak sizdenim. Bunu beni yakinen tanıyanlar bilirler. Allah gani gani rahmet eylesin, benim rahmetlik babamın adı, Hasan'dır. Ninemin adı Amine'dir. Benim adım, Haydar'dır. Çocuğumun birini adı Hasan, ötekinin adı Hüseyin'dir. Anamın ve kızımın adı Fatıma'dır. Kısaca ben Ehl-i Beyt'in sevdalısıyım, Ehli Beyt'tenim?" şeklinde başladığı konuşmasında şunları söyledi:
Devlet çiftçiye garantör olacakBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında Türk tarımına ve partisinin tarım projelerine özel bir parantez açtı. Prof. Dr. Baş, BTP iktidarında üretim aşamasından, ürünün pazarlanmasına kadar tüm aşamalarda tarım kesimine tam destek verileceğini açıkladı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: Hem senin üretim aşamasında devlet garantörün olacak hem de pazarlama aşamasında devlet garantörün olacak. Sen daha mamulünü nasıl satacaksın? Nasıl pazarlayacaksın? Bunun derdini çekmeyeceksin. Niye? Biz öyle bir sistem getiriyoruz ki, senin yetiştirdiğin ürünü tarlada elinden alacağız, biz onu pazarlayacağız. Peki, fiyatını nasıl vereceksin? Fiyatının devlet vermeyecek yetiştirici müstahsil verecek. Yağmur oldu, sel oldu, felaketler oldu ne olacak? Devlet sizin ürününüz garanti altında olabilmesi için sigorta edecek. Nasıl? Para almadan. Devlet babanın gücü orada? Ben burada size namuslu bir delikanlı, erkek sözü veriyorum.
Hiç kimse dağa çıkmayacakBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Hataylı kanaat önderlerine, hem tüketimi hızlandırıp piyasalara can verecek, hem de terörün de önüne geçecek dediği vatandaşlık maaşı projesini de şöyle anlattı:"Pişmanlık yasası çıkartıyorlar. Dağdaki çocukları şehre indiriyorlar. Gene çocuklar bir müddet sonra dağa çıkıyorlar. Böyle gitmez bu işler. Bizim dönemimizde hiç kimseyi dağa çıkartamayacaklar. Çünkü biz o anaya maaş vereceğiz, o babaya maaş vereceğiz, dağdan inen o gence maaş vereceğiz 500'er YTL. Ayrıca o bölgede hayvancılığa ve tarıma dayanan sanayi geliştireceğiz. Şimdi böyle bir ailenin anası kalkıp ta dağdaki çocuğuna "aferin oğlum bu işe devam et" mi der? Yoksa "sütümü sana helal etmem, gel bu devlet babayla beraber olalım" mı der?"
Kaynak sıkıntısı yokBTP Genel Başkanı konuşmasında bahsettiği projeleri hayata geçirecek kaynakları da açıkladı. Hem tüketimi hem de üretimi arttıran özel vergi anlayışı, üretim ve emeğin karşılığı olarak devletin senyoraj hakkını kullanıp para basmasını iki önemli kaynak olarak açıklayan Prof. Dr. Haydar Baş, bir üçüncü kaynak olarak da 3 katrilyon dolar değerindeki yeraltı kaynaklarını gösterdi. Son yıllarda milyarlarca dolar değerindeki madenlerin çok cüzi miktarlarla yabancılara satıldığını ifade eden Prof. Dr. Baş, "biz bu madenlerini yabancılardan geri alıp devlet millet ortaklığıyla işleteceğiz" diye konuştu. Prof. Dr. Baş şunları söyledi:Yeraltında ne kadar kaynağımız varsa elimizden çıktı. Bir örnek olarak Rize çay eşletmeleri vardır, bakır işletmeleri vardır. Bu bakır işletmelerinin 50 milyar dolarlık rezervi var. Sevgili arkadaşlar bu rezervi bu adamlar 49 milyon dolara ihale ediyorlar. Biz diyoruz ki o serveti yabancı güçlere yedireceğine Anadolu'nun ali kapısında bekleyen sağlam insanlarına Türk vatandaşına yedirelim ki, millet de hayır görsün, biz de hayır görelim ve bu milletin hayır duasını alalım.Birlik, Ehl-i Beyt'ten alınan feyizle olur"Yıllar boyu bu milleti birbirine düşürmek için büyük oyunlar oynandı. Bu ülkeyi kurtaracak olan zihniyette şu anda burada bulunan zihniyettir. Bunu hiç unutmayın. Çünkü kurtuluş Ali kapısındadır. Başka kapıda iş yoktur. Ülkeye birlik ve beraberlik gelecekse buradan alınan feyiz ve muhabbet ile gelecektir. Dostluk ve kardeşlikle gelecektir. Bu kardeşliği ruhunda yaşayamayan, bu feyzi ve bu muhabbeti alamayanların bu ülkeye beraberliği birliği getirmesi mümkün değildir. Biz Türk milleti olarak bir bileğiz, bir yüreğiz. Zamanında gelmişler bizi fitne, fesat ve tefrikayla ayırmışlar. Şimdi bu fitnenin sonu geldi. Bak ben, Hasan Hüseyin Bayram ağabeyimle beraber yan yanayım, kol kolayım ve omuz omuzayım. Ama bu beraberlik, önce gönüllerde bir araya geldi. Biz gönülden bir araya geldik, şimdi de cesetlerimiz bir araya geldi.