"Kevser suresidir senin hallerin
Kadir suresidir senin gözlerin
Yasin-i şeriftir nurlu yüzlerin
Ta Ha inmiş iki kaşın üstüne"
Hz. Fatıma üzerinde tek bir leke bulundurmayan saflık, berraklık, beyazlık ve tertemizliktir…
O eşsiz, dupduru bir güzelliktir; anadır, candır, candan ötedir… Önce komşu sonra ben diyendir… Kendi ihtiyaçları olduğu halde yoksula, yetime ve yolda kalmışa veren ve yedirendir… Cömertliği destanlık çapta olandır Hz. Fatıma anamız…
Hz. Fatıma yaratılışında çok çetin bir esrar ve sırlar olandır.
O'nun yüceliğini anlatmaya elbette dil kafi değildir. Fatıma'nın Fatıma diye adlandırılmış olması, "insanların onun hakikati ve künhünü tanımaktan kesilmiş (âciz) oldukları"ndandır…
O mübarek anamıza Fatıma denilmesinin bir sırrı da, şer ve kötülüklerden masum, mahfuz ve kesilmiş olduğu içindir.
Doğduğu gün tüm Mekke'yi, tüm haneleri nur kaplamıştır. Cennetten gelen Kevser suyu ile yıkanmış ve kundaklanmıştır. Doğduğunda kelime-i tevhidi söyleyen ve doğumuna yardımcı olan cennet kadınlarına selam verendir…
Fatıma'nın rızası Allah'ın rızası, gazabı ise Allah'ın gazabıdır.
O, Resûlullah Efendimizin ruhu, canı ve eşsiz kalbinin bir meyvesidir.
"Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür." (Hz. Peygamber)
Muhammed Mustafa'nın gönlündeki zevktir Hz. Fatıma…
Rabbim beni kendinde, ben de kendimi Fatıma'da seyrettim, buyuracaklardır Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)...
Resûlullah Efendimizin cennet kokusudur O…
Peygamber Efendimizin sırrının evrene yansıdığı nokta, Fatıma ana gönlüdür.
Resûlullah Efendimiz'in deyişiyle "ebedi nurdur" Hz. Fatıma…
O, bitmezlik ve sonsuzluk sırrıdır… Bolluk ve bereketin menbaı, Kevser'dir… Ölümsüzlük ve ebedilik sırrının muhatabıdır…
Allah'ın öz nurundan yarattığı Hz. Fatıma anamızın sevgisi yüz yerde insana yarayacaktır; onların en kolayı ölüm, kabir, mizan, sırat ve hesaptır…
Tüm azaları imanla dolu olandır Hz. Fatıma… Göz açıp kapayıncaya dek Allah'tan gafil olmayandır…
Hz. Fatıma, Fahr-i Kainat Efendimizdeki manevi sırların manaya aktarım noktasıdır. Hz. Ali nasıl ilmin kapısı ise, Hz. Fatıma da gönlün kapısıdır...
Hz. Fatıma'dan vize almayan hiç kimse sevemez, hiç kimse merhamet edemez, hiç kimse şefkat gösteremez. Bütün şefkatlerin, merhametlerin, infakın, itaatin sırrıdır Hz. Fatıma…
Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür. Cennet kadınlarının hanımefendisidir… Muhterem babalarının en çok sevdiği ve en çok ihtimam gösterdiğidir…
O, Allah katında dokuz isimle çağrılandır: 'Fatıma, Sıddıka, Mübareke, Tahire, Zekiyye, Raziye, Merziyye, Muhaddese ve Zehra…'
Fatıma, on dördünde ay gibidir ya da bulutların altından çıkan güneş gibi… İnsanlar içinde Resulullah'a (s.a.a) en çok benzeyendir. Hz. Peygamberin kadın halidir O…
Derin… Sonsuz derin ve ince… İnsanlık hurisi… Babasının annesi… İmamlar anası… Anamız, anam Fatıma…
Hz. Fatıma, ilklerden ve sonrakilerden bütün cennet kadınlarının en üstünüdür.
Allah Teâlâ'nın O'nun gazabıyla gazap ettiği ve O'nun hoşnutluğu ile hoşnut olduğudur…
"Fatıma bedenimin bir parçasıdır, ona eziyet bana eziyettir, onun hoşnutluğu benim hoşnutluğumdur ve Fatıma insanların bana en aziz olanıdır."
"Fatıma'yı inciten her şey beni incitir, O'nu gazaplandıran her şey beni gazaplandırır. " Bu ve benzeri kıymetli nice sözler dökülecektir Hz. Peygamber'in (s.a.a) mübarek dilinden…
El üstünde tutulması, saygıda kusur edilmemesi gereken Peygamber kızı Fatıma anamız, Resûlullah'ın ahirete rıhletinden sonra nasipsiz bu ümmet tarafından maalesef onlarca eza ve cefaya maruz bırakılmıştır.
Öyle ki, Hz. Fatıma anamız kendi ölümünde ümmetin cenazesine gelmesine razı olmamıştır… İmam Ali'nin (as) ailesi ve sahabeden birkaç kişinin katılımıyla gecenin karanlığında cenaze namazı kılınarak sessizce defnedilmiştir. Hz. Fatıma'nın hem ölümü, hem kabri şerifi gizli tutulmuştur.
Bir sır olarak kırgın ve üzgün bir şekilde ümmete ah ederek göçmüştür bu âlemden Hz. Fatıma anamız.
- ‘Sofra yay’ / 24.08.2024
- Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli / 23.08.2024
- Ankara'nın taşına bak / 20.06.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023