Halil Erkan gönderdi, Mevlana'dan mervi.Şu an bulunduğum yerin neresi olduğunu bilseniz, bu kadar geniş nasıl yazdım diye hayret ederdiniz. Sanki ben yazmışım gibi.Sarımsak tarlasını satmayan dostlarıma ithaftır.DostGenç adamın biri,Dermiş babasına her gün;'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'Baba, itiraz eder,Olmaz öyle çok dost, hakikisiBelki bir, belki iki,Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...Devam eder durur konuşma...Aralarında başlar bir tartışma,Karar verirler bir sınava,Dostun hakikisini anlamaya...Bir akşam bir koyun keserler,Ve koyarlar çuvala.Baba der ki oğluna,'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.Çuvaldan kanlar damlamakta,Sanki öldürmüşler de bir adamı,Koymuşlar çuvala,Dıştan böyle sanılmakta.Delikanlı sırtlar çuvalı,Gider en iyi bildiği dostuna, çalar kapıyı.O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanlı,Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,Almaz içeri arkadaşını,Böylece tek tek dolaşır delikanlı,Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.Evlat geriye döner.Ama içten yıkılır...Babasına dönerek; haklıymışsın baba' der.Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.Baba 'hayır Evlat' der, benim bir dostum var bildiğim.Hadi, çuvalı al da bir kerede git ona.Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.Geçerler arka bahçeye.Bir çukur kazarlar birlikte,Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,Üzerine de serpiştirirler toprak.Belli olmasın diye dikerler sarımsak...Genç adam gelir babasına;'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.Sonra gel olanları anlat bana...'Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,Babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!Er ki tokadı yiyen DOST;Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada!Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile SeniSevmeli...Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile SanaSarılmalı...Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...Dost dediğin;fanatik olmalı;Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli.Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,Ve ağladığında, seninle ağlamalı...Ama hepsinden daha çok;Dost matematiksel olmalı;Sevinci çarpmalı...Üzüntüyü bölmeli...Geçmişi çıkarmalı...Yarını toplamalı...Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...MevlanaBu kadarına da pes!Kurbana da AB standardı. (medya)İyi de AB'ye kurban olanları biliyoruz da, AB'ye göre kurbanın nasıl bir şey olduğunu, nasıl kesildiğini nereden öğreneğiz?Siz söyleyin biz müfteri miyiz?Ya da siz söyleyin, biz kıskanıyor muyuz?Biz yıllardır işte buna dikkat çekiyoruz.Ama biz dikkat çektikçe birileri hiddet-ü şiddet-ü gazaplarından bize olmadık iftira ve hakaretler yağdırdı, yağdırıyor.Hasan Demir bey köşesinde yazdı.Siz gene de "hikmete" havale edin.Tarih: 4 Aralık 2005.Günlerden Pazar.Yer, İstanbul'daki Bostancı Gösteri Merkezi.Saat: 9.00Ötesini, aylık Üsküdar gazetesinin özel haberinden öğreniyoruz. O gün o saatte emniyet yetkilileri Bostancı Gösteri Merkezi'nde kuş uçurtmuyor. Bu teyakkuzun sebebi de, az sonra 3 bin Türk'ün, Yehova Şahitleri'nce vaftiz törenlerinin yapılacak olması.Uzatmayalım.Nitekim saat 11:35'te alkışlar arasında "vaftiz" gerçekleşiyor ve o dakikadan itibaren aralarında doktorların, mimarların, öğretim üyeleri ve başörtülülerin de bulunduğu 3 bin Türk, Yahudilerin hâlâ kutsal kitap olarak kabul ettikleri tahrif edilmiş Tevrat'a göre Yehova'nın Tanrı, İsa'nın da Yehova ülkesinin kralı olduğuna inanan, milleti, devleti, ülkelerin sınırlarını, vatan ve millet sevgisini inkâr eden bu dinin müntesibi haline geliveriyorlar...Siz buna ister "Dinlerarası Diyalogun" meyvelerinden biri, ister AB dayatması neticesi misyonerlerin memleketin her sathında açmış oldukları 53 bin civarındaki "kilise ev" faaliyetlerinin kaçınılmaz sonucu deyiniz, sonuç fark etmez.4 Aralık 2005, saat 11.35 itibariyle artık 3 bin Türk Yehova şahitlerine katılmıştır ve artık onlar için devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil, merkezi Broklayn şehrinde bulunan Tarikat merkezidir. Ve artık bu 3 bin Türk, Müslüman değildir. Yeni dinleri onlara Türk devleti için askerlik yapmalarının ve Türkiye Cumhuriyetine vergi vermelerinin haram ve neticesinin de cehennem olduğunu söylemektedir.Söyleyin, bu gidişât doğru ve iyi bir gidişât mı!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024