Zamanın getirdiği en mühim çözümsüzlüklerden biri, belkide en önemlisi "devamlılık problemi" dir. İnsan güzeli, iyiyi ve faydalı olanı tercih etmekte zaten binbir engelle karşılaşırken, onlarda ısrar etmek hayli mesele olarak görülmekte?Esas olan düşünce ve fiil denklemini "süreklilikten beslenen bir yapı" haline getirmektir. Gönüldeki duygu iklimi itidal üzere esintilerle bezenirken, açığa yansıyan davranışlarda "yoktan çok, çoktan az ve bir o kadar öz-devamlı" etiketini taşımalı?Bir gece sabaha kadar tefekküre dalıp bir sene aynı şeyi yapmamak, tebessüm eden bir çehreyi bir anda endişe veren bir yüz haline getirmek, tavsiye edilen hayırlı çalışmalarda arada bir görünmek yada şekli, derinlik kaygısı gütmeyen ve bir o kadar anlık yaşamak? Bütün bunlar ve benzerleri tavsiyeden uzak yaşam kesitleridir.Hususi ve kıymetli olan hayırlı bir gayreti sürekli sergilemek, güzel duyguları devamlı muhafaza etmektir? Burada küçük, az, sade görülebilecek davranışların genel toplama büyük etkisi vardır. Kabul etmek gerekir ki her iş azdan çoğa gider? Tam bu noktada ifade edelim; insanlarla aramızda "selam"ı yaymak, "ikram sahibi" olmak, "hasta ziyaretlerini" çoğaltıp, "sevinç-hüzün" günlerinin paylaşımını artırmak icap eder? Bunda ısrar ederek yavaş yavaş hayat tarzı haline getirip, devamlılığa kavuşturmalı...Ve ahlakın, inancın özü olan duyguları, düşünceleri ve onların yansıması olan "kulluk vazifelerinde daimi iç kontrol ve tazelik taşıma derdiyle hayata dokunarak, hasbi yaşama temrinlerini çoğaltmalı?Bunların ortaya çıkışında kasmadan, zorlamadan az - öz ancak sürekli olmalarına dikkat etmeli, kesinti rüzgarından bu tanecikleri iyi koruma çabası eksiksiz yerine getirilmeli... Çünkü bir müddet sonra ufak, basit, sıradan görünen şeyler hayat şekli ve ahlaki olarak yansıyacaktır?Devamlılık, süreklilik yada istikamet... Hayır da, huzurda, faydalıda, mutlulukta, kalpteki baharda... Esası; azdan başlar, hep olmalı, takiple, ısrarla hal edinilmeli, yaşamın özü haline gelmeli? Zor iş, ama mümkün...Yoksa biraz öyle, biraz böyle gitmek çamura saplanmış araç gibi yalnızca kendine zarar verir, yol alınamaz?Bildiklerimizi, tam bir iradeyle süreklilik azmiyle hayatımıza lütfen geçirelim, doğruyu tavsiye ederken, kendi nefeslerimize de nakşetmeyi unutmadan?Bu ısrar, az-öz devamlı uygulamalar, hayat katığımızın tuzu, biberi olarak yaşantımıza lezzet ve bereket katacaktır. Bin bir umut ve rahmet dileğiyle?Vesselam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Emin Bektaş / diğer yazıları
- Sancaktar / 11.05.2020
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013































































































