Avukatların şiddet korkusu
28.10.2001 00:00:00
Sanki alacaklının adamı
Kocaeli Barosu Başkanı Bora Uluç, borcunu ödeyemeyen vatandaş sayısına paralel olarak, haciz işlemi sırasında avukatlara karşı yöneltilen şiddetin de önemli oranda arttığını söyledi.
Haciz sırasında icra memurlarıyla birlikte görevini yapan avukatların, şiddetin yanı sıra birbirinden ilginç olaylara da tanık olduğuna işaret eden Uluç, "İcra takiplerinde, borçlular avukatları alacaklının adamı gibi algılıyorlar" dedi.
Eskiden, borçlunun ödeme yaptığını, nadiren mal kaldırdıklarını anımsatan Uluç, "Haciz memuru veya avukata da tepki gösterilmezdi. Ancak, son yıllarda avukatlara şiddet uygulanmaya başlanması oldukça ürkütücü. Vatandaşlar, avukatların kamu görevi yaptığını bilmelidirler. Bu durumlarda kamu görevi üstlenen avukatlar, tarafsızdır" diye konuştu.
İlginç hatıralar
Uluç, haciz işlemi sırasında birbirinden ilginç olayların yaşandığını, bunun da avukatlara birden fazla görev yüklediğini belirtti.
Avukatların, borçluların içinde bulunduğu psikolojik durumu anlamak gibi bir zorunlulukla da karşı karşıya kaldığını anlatan Uluç, ev ya da işyerine haciz işlemi için giden avukatların, şiddetle karşılaşmamaları için, yanlarında kesinlikle kolluk güçleri bulunması gerektiğini kaydetti.
Uluç, haciz işlemi sırasında başından geçen birkaç örneği de şöyleanlattı:
"Yıllar önce borçlunun evine gittiğimizde, kadın eline bıçak alarak boğazına dayadı ve evden bir şey aldığımız takdirde kendisini keseceğini söyledi. İcra memuru panikleyince ben soğukkanlı davranarakkadına (tamam dur, önce bir polis çağıralım da seni kimin öldürdüğünü görsün) dedim. Kadın bu sırada şaşırarak elindeki bıçağı yere attı.
Bir köye hacze gittiğimizde yaşlı adamdan sadece bir imzasını almamız gerekiyordu. Köye zaten zorlukla girdik. Adamı bulduk. Ancak adam bana (Ben kesinlikle imza atmam, çünkü yeminim var) dedi. Bunun üzerine ben de eski bir inanışı uygulamaya koydum. Köylüden büyük bir ekmek istedim. Ekmeği getirdiler adamın başına uzattım. Adam ne yaptığımı sorunca da (İnançlara göre bu ekmeği senin başının üzerinde kırarsam, yeminin bozulur) dedim. Ekmeği kırdım, adam da inandı ve imzaladı."
Kocaeli Barosu Başkanı Bora Uluç, borcunu ödeyemeyen vatandaş sayısına paralel olarak, haciz işlemi sırasında avukatlara karşı yöneltilen şiddetin de önemli oranda arttığını söyledi.
Haciz sırasında icra memurlarıyla birlikte görevini yapan avukatların, şiddetin yanı sıra birbirinden ilginç olaylara da tanık olduğuna işaret eden Uluç, "İcra takiplerinde, borçlular avukatları alacaklının adamı gibi algılıyorlar" dedi.
Eskiden, borçlunun ödeme yaptığını, nadiren mal kaldırdıklarını anımsatan Uluç, "Haciz memuru veya avukata da tepki gösterilmezdi. Ancak, son yıllarda avukatlara şiddet uygulanmaya başlanması oldukça ürkütücü. Vatandaşlar, avukatların kamu görevi yaptığını bilmelidirler. Bu durumlarda kamu görevi üstlenen avukatlar, tarafsızdır" diye konuştu.
İlginç hatıralar
Uluç, haciz işlemi sırasında birbirinden ilginç olayların yaşandığını, bunun da avukatlara birden fazla görev yüklediğini belirtti.
Avukatların, borçluların içinde bulunduğu psikolojik durumu anlamak gibi bir zorunlulukla da karşı karşıya kaldığını anlatan Uluç, ev ya da işyerine haciz işlemi için giden avukatların, şiddetle karşılaşmamaları için, yanlarında kesinlikle kolluk güçleri bulunması gerektiğini kaydetti.
Uluç, haciz işlemi sırasında başından geçen birkaç örneği de şöyleanlattı:
"Yıllar önce borçlunun evine gittiğimizde, kadın eline bıçak alarak boğazına dayadı ve evden bir şey aldığımız takdirde kendisini keseceğini söyledi. İcra memuru panikleyince ben soğukkanlı davranarakkadına (tamam dur, önce bir polis çağıralım da seni kimin öldürdüğünü görsün) dedim. Kadın bu sırada şaşırarak elindeki bıçağı yere attı.
Bir köye hacze gittiğimizde yaşlı adamdan sadece bir imzasını almamız gerekiyordu. Köye zaten zorlukla girdik. Adamı bulduk. Ancak adam bana (Ben kesinlikle imza atmam, çünkü yeminim var) dedi. Bunun üzerine ben de eski bir inanışı uygulamaya koydum. Köylüden büyük bir ekmek istedim. Ekmeği getirdiler adamın başına uzattım. Adam ne yaptığımı sorunca da (İnançlara göre bu ekmeği senin başının üzerinde kırarsam, yeminin bozulur) dedim. Ekmeği kırdım, adam da inandı ve imzaladı."
