Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Hakk'a yürümesinin 75. yılında Yeni Mesaj Gazetesi'nin İzmir'de düzenlemiş olduğu ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın onur konuğu olarak katıldığı "Atatürk'ü Anma ve Muharrem Matemi" programında bir kez daha anıldı.Daha önceki yazılarımızda, Atatürk'ün Ramazan ayına verdiği önemden, annesi Zübeyde Hanım'a olan sevgisini ve saygısından ve manevi hayatından bahsetmiştik. Şimdi bu seçilmiş kutlu liderin ahiret hayatına rıhlet etmeden önceki son günlerini en yakınlarının hatıratlarından size aktaracağız.Atatürk'ün son günlerinde, hastalığı süresince yanında bulunanlar; yaverleri, yakın arkadaşları, doktorları, onun bu döneminde "Allah'ın adını'" ağzından düşürmediğini söylemektedirler.Bilindiği gibi Atatürk son günlerini Savarona yatında geçirmiştir. Burada kendisine hizmet edenlere minnet duygularını sunarken sıkça "Allah razı olsun" demiştir. Örneğin Savarona'da bir gün kütüphanecisi Nuri Ulusu'ya, "Nuri oğlum galiba yolun sonu geldi. Bana çok iyi hizmet ettin. Allah hepinizden razı olsun" demiştir.Doktoru Mim Kemal, Atatürk'ün bu zor günlerinde hasta yatağında en çok tekrarladığı sözcüklerin, "Ya Rabbi, Allah'ım?" gibi sözcükler ve cümleler olduğunu belirtmiştir.Son anlarında yanında bulunan Nuri Ulusu da Atatürk'ün ağzından dökülen "Allah, Ya Rabbi" sözcüklerini duymuştur: "Komaları esnasında zaman zaman 'Aman Ya Rabbim, aman ya Rabbim' diye mütemadiyen Halik'inden, Allah'ından yardım dilediğini gözlerimle gördüm, kulaklarımla işittim."Atatürk'ün hastalığının en ileri dönemlerinde, son günlerinde kardeşi Makbule, onu bir an olsun yalnız bırakmamış, başucunda saatlerce Kur'an okumuştur.Atatürk vefatından 15 gün önce insanları İslam dinine çağıran bir mesaj yayınlamıştır. Mesaj tam olarak şudur:"Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v.) gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar, Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli; zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilirler ve kalkınabilirler."Atatürk bu son mesajını bütün dünyaya açıklamıştır. Müslümanlar Atatürk'ün sözlerine uyarak, hem dünyada, hem ahirette yüksek mertebeye erişebilirler.Atatürk'ün son sözü:"Aleykümselam""Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyerek dünya hayatının geçiciliğini asla unutmayan ve ölüm gerçeğine hep hazır olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de saat 9'u 5 geçe son nefesini verip, hayata gözlerini kapamıştır.Atatürk'ün vefatına tanık olan Hasan Rıza Soyak, son birkaç saatte olanları ve Atatürk'ün son dakikalarını şöyle gözlemlemiştir:"Heralde iyi göremiyordu ki bana sordu: 'Saat kaç?'Cevap verdim: '7.00 efendim.'Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti. Aynı cevabı verdim. Biraz sükunet bulunca yatağa yatırdık, başucuna sokuldum. 'Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?' diye sordum.'Evet' dedi.Arkamdan, Neşet Ömer İrdelp yanaşıp rica etti: 'Dilinizi çıkarır mısınız efendim.'Dilini ancak yarısına kadar çıkardı. Dr. İrdelp tekrar seslendi: 'Lütfen biraz daha uzatınız.'Nafile. Artık söyleneni anlamıyordu. Dilini uzatacağı yerde tamamen çekti; başını biraz sağa çevirerek, 'Aleykümselam' dedi ve son sözü bu oldu."Kızkardeşi Makbule hanım anlatıyor:"Her Ramazanın bir günü ekseriyetle Kadir Gecesi bana iftara gelirdi, oruç tutardı, iftar sofrasını eski tarzda isterdi. İftara başlarken dua ederdi. Kur'an dinlemeyi sever, 'Kur'an'ı yüksek sesle ancak makama aşina olanlar ve güzel sesliler okumalı' derdi. Annemin ölümünden sonra ruhuna hatim okutmayı istemiştim. Bu arzumu kendine söylediğim zaman bana, 'Çok iyi edersin, benim için de okut' demişti ve aradan bir zaman geçtikten sonra vaadini yerine getirip getirmediğimi sormuştu. Ruhun edebiyetine itikadı vardı. (Kaynak: Sinan Meydan-Atatürk ile Allah Arasında-syf.811-817).Görüldüğü gibi son günlerinde bile Allah'a ve Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed'e (s.a.v.) sonsuz inancı ve imanı olan bir Türk evladına, bu milleti geçmişinden özünden koparmak için ''Dinsiz'' diyenler ne dünyada ne ahirette bunun hesabını veremeyeceklerdir. Duamız, Türk milletinin en kısa zamanda, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi Ehl-i Beyt aşığı olan dindar Atatürk'ü tanıması ve zor günlerden geçen, ihanete uğrayan Cumhuriyetimize sahip çıkmasıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018