Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Hoş Geldin Atatürk' eserinde, Atatürk'ün cenaze namazıyla ilgili şu bilgilere yer veriliyor:
"Vefatının arkasından cenaze namazının bir camiye götürülmeden kılınıp kılınamayacağı konusu gündeme gelmiştir. Cumhuriyetin ilk Diyanet İşleri Başkanı olan Rıfat Börekçi, cenaze namazı konusunda, "O'nun cenaze namazı, tertemiz hale getirdiği bütün vatanda bu farizanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir" demiştir. (Cemal Kutay, Atatürk'ün Son Günleri, İklim Yayınevi, İstanbul, 2005, s.187).
10 Kasım 1967 tarihli Hürriyet gazetesinde, Fahrettin Altay'ın Atatürk'le ilgili anılarında şunlardan bahseder: "Vefatında ben ordu komutanıydım. Ankara'dan emir gelmişti. Cenaze alay kumandanlığını bana vermişlerdi. Cemil Cahit Paşa da bana yardım edecekti. Vazifeyi üstüme alınca ilk iş olarak Ankara'yı aradım. 'Cenaze namazı İstanbul'da mı, Ankara'da mı kılınacak?' dedim. Akşama kadar bekledim, cevap yoktu. Merak etmiştim. Bu sefer Mareşal Çakmak'ı aradım ve sordum. Aldığım cevap şöyleydi: 'Yarın Başvekil Celal Bayar İstanbul'a geliyor, onunla konuşursunuz.' Hayret etmiştim. Bir namaz meselesini Başvekil'le konuşmak, İstanbul veya Ankara'da kılınması için Başvekil'in karar vermesine ne lüzum var? Celal Bayar gelmişti.
Hükûmet çekiniyordu. Cenaze namazını bir nümayiş haline getirmek istemiyordu. Paşa oturduğu koltuğundan doğruldu. Yaşının çok altında tatlı bir sesle ve temiz Türkçesiyle bana döndü, 'Atatürk' dedi 'Hepimizden çok Allah'ına, Peygamberine inanmış bir insandı. Zamanımızın Müslümanlığının hakiki Müslümanlık olmadığına kâni idi. Birçok hurafeler, şekiller ile Müslümanlık aslından uzaklaştırılmış derdi. Bunun ileri görüşlü, aydın, zamanımızın icaplarını bilen din adamlarının yetiştirilmesi ile telafi edileceğine inanırdı.
Müslümanlık büyük din derdi. Ancak günümüzün din adamları zamanımızın durumuna adapte olmamış insanlar, onların kabahati yok, eksik ve yanlış yetiştirilmişler. Büyük Türkiye'ye büyük ve değerli din adamları ister, demişti.' Zamanın Diyanet İşleri Reisi Şerafettin Yaltkaya'yı çağırdık ve Dolmabahçe'nin büyük salonunda hem de birkaç kişiyle değil, birkaç saf halinde Paşalar, subaylar, vazifeliler, saray mensubu ve Atatürk'ün yakınlarından birkaç kişi olduğu halde kalabalık bir cenaze namazı kıldık." Namazı Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya kıldırmıştır.
"Saygı duruşundan sonra bilahare tüm cemaati tabutun arkasına saf saf dizildi ve Hafız Yaşar Okuyan'ın, "Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur. Tanrı'nın rahmeti üzerinde olsun" diye Davudî sesiyle okumasından sonra cenaze namazı başladı. Hıçkırıklarımız boğazımıza düğümleniyordu ama tutamayanlarınki çın çın ötüyordu. Namazın bitimiyle birden ellerimizin üzerinde yükselen tabutu top arabasına koyuverdik." (Ulusu, 2008, s.238)."
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020