Hudeybiye Sürecinde Mekkelierle müzakerelerde bulunmak üzere Hz. Osman'ın görnderilmesi ve onun göz hapsinde tutulması, başta Resulullah olmak üzere bütün Müslümanları galeyana getirdi. Hatta bir ara Hz. Osman'ın öldürüldüğü şayiası bile yayıldı. Bunun üzerine Resulü Ekrem, vadide bütün arkadaşlarından biat istedi. Buna, "Rıdvan" veya "Hudeybiye Biatı" denir ki, bu biat Müslümanların tek yumruk olduğunu gösterdi. Bu biat müşrikler için caydırıcı oldu. Bu biat Hudeybiye muahedesini hazırladı. Burada, hak yolda kararlılık, birlik ve beraberliğin önemi bir kez daha anlaşıldı.Müşriklerle müzakere için Mekke'de bulunan Hz. Osman'ın tek başına Kabe'yi tavaf etmesine müsaade edilmiş, o ise, "Ben Kabe'yi, ancak Resulullah'ın arkasından ziyaret ederim" demiş, bu sebeple göz hapsine alınmıştı. Hz. Osman'ın İslam cemaati adına hareket etmesindeki derin şuuru ile, Resulü Ekrem'in ashabına düşkünlüğü, Müslümanların mümessili olan Hz. Osman'a yapılan menfi hareketlerin aynen İslam davasına yapılmış gibi algılanması büyük önem taşımaktadır. Demek, cemaati temsilen bir göreve giden fert, bütün hareketlerinde cemaatini temsil ettiğini göstermeli, ferdî hareket etmemelidir.Hudeybiye muahedesi ile müşrikler, Müslümanların varlığını tanımış oldular. Bu büyük bir siyasi neticedir. Buna müşrikler dışında diğer kabilelerin de muhayyer kalması da eklenirse; bu neticenin İslam'ın yayılması istikametinde hızlı bir gelişmeye sebep olacağı açıktı; nitekim öyle de oldu...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.