İrfan sahipleri buyurdu ki: "Seni Allah'ın fazlından ve her işe, O'nun nimetini görerek başlamaktan ne alıkoydu? Ancak seni bu hale koyan, Halik'ı bırakıp mahluka güvenmen olmuştur. Yaratanı unuttun; yaptığın kâra güvendin, seni nimetlerini görmekten mahrum etti...
Allah-ü Teala, seni bu halinden dolayı helal yemekten mahrum eder. Helal kazançtan, Hakka güvenerek çalışmaktan, seni geri koyar; azarlar. Sonra... Hele bir zaman masivayı bırak. Yaptığın büyük günahtan dön. Helal kazan, helal ye. Yaptığın işlere güvenme; Allah'ın fazlını gör. Allah'ın sana verdiği ihsanı unutma; O'nun ihsanını unutursan yine şirk yolunu tutmuş olursun.Kârına, kesbine güven ama asıl kuvveti vereni gör. Bu işleri sana kolaylıkla yaptırana ve sebepleri yaratana bağlan seni her hayra muvaffak eder. Çünkü her hayra O götürür, rızık O'nun elindedir. Sen devam et; yani O'na güven, rızkını O'ndan bil; nasibini çeşitli yollardan sana gönderir.. Bazan seni halka gönderir istetir; ama bu senin için bir iptila, ya da riyazet nevinden bir şey olur. Bu halde çok dikkatli olmak lazım gelir... Bazan da rızkını, sana bir mükafat olarak, vasıtaları göstermeden, onları hakiki sebep göstermeden gönderir. Sen de rahatça ona dönersin. Bu kere perde kalkar; O'nun fazlını görürsün. Mevla sana bir doktordan daha çok mizacına uyanı fazlı ve ihsanı icabı verir. Bunları yapmakla, seni kötü huylardan muhafaza eder; başkasına meyil etmekten esirger. Nihayet sana verdiği güzel, büyük nimetlerle gönlünü alır.Kalbinden cümle kötü istek, şehvet, matlup, mahbup.. her ne varsa çıktığı zaman ve sende, O'nun arzusundan başka birşey kalmadığı vakit, vereceği nimeti çok rahat verir. Senin için gönderdiği bir rızkı, mutlaka sen alacaksın, başkası el süremez. Çünkü rızkın, senden başkasına nasip değildir... Ve sen bunları sana göndereni bilir, anlarsın. Bunları sana nasip edenin Hak olduğunu anlar, şükür yolunu tutarsın... Dolayısıyla irfanın artar, ilmin çoğalır. Allah seni halkın külfetinden uzaklaştırır, ruhunu masivadan temiz tutmaya seni muvaffak eder.Sonra kalbin nurlanır, hakiki ilimleri anlamaya kabiliyetin artar. Gönül gözün açılır; kalbin nurlanır. Hakka yakınlığın ilerler; tam o alemin malı olursun. O manevi, büyük ilmin sırlarını muhafaza edebilecek hale gelirsen, sana rızk ne zaman ve ne vakit gelecekse bilirsin... Bu hal, sana Allah'ın fazlı, keremi olarak verilir. Şanını tazim etmek için bu hale getirebilirsin.. Netice olarak, bunların hepsi sana Allah'ın bir ihsanıdır, hediyesidir".
Allah-ü Teala, seni bu halinden dolayı helal yemekten mahrum eder. Helal kazançtan, Hakka güvenerek çalışmaktan, seni geri koyar; azarlar. Sonra... Hele bir zaman masivayı bırak. Yaptığın büyük günahtan dön. Helal kazan, helal ye. Yaptığın işlere güvenme; Allah'ın fazlını gör. Allah'ın sana verdiği ihsanı unutma; O'nun ihsanını unutursan yine şirk yolunu tutmuş olursun.Kârına, kesbine güven ama asıl kuvveti vereni gör. Bu işleri sana kolaylıkla yaptırana ve sebepleri yaratana bağlan seni her hayra muvaffak eder. Çünkü her hayra O götürür, rızık O'nun elindedir. Sen devam et; yani O'na güven, rızkını O'ndan bil; nasibini çeşitli yollardan sana gönderir.. Bazan seni halka gönderir istetir; ama bu senin için bir iptila, ya da riyazet nevinden bir şey olur. Bu halde çok dikkatli olmak lazım gelir... Bazan da rızkını, sana bir mükafat olarak, vasıtaları göstermeden, onları hakiki sebep göstermeden gönderir. Sen de rahatça ona dönersin. Bu kere perde kalkar; O'nun fazlını görürsün. Mevla sana bir doktordan daha çok mizacına uyanı fazlı ve ihsanı icabı verir. Bunları yapmakla, seni kötü huylardan muhafaza eder; başkasına meyil etmekten esirger. Nihayet sana verdiği güzel, büyük nimetlerle gönlünü alır.Kalbinden cümle kötü istek, şehvet, matlup, mahbup.. her ne varsa çıktığı zaman ve sende, O'nun arzusundan başka birşey kalmadığı vakit, vereceği nimeti çok rahat verir. Senin için gönderdiği bir rızkı, mutlaka sen alacaksın, başkası el süremez. Çünkü rızkın, senden başkasına nasip değildir... Ve sen bunları sana göndereni bilir, anlarsın. Bunları sana nasip edenin Hak olduğunu anlar, şükür yolunu tutarsın... Dolayısıyla irfanın artar, ilmin çoğalır. Allah seni halkın külfetinden uzaklaştırır, ruhunu masivadan temiz tutmaya seni muvaffak eder.Sonra kalbin nurlanır, hakiki ilimleri anlamaya kabiliyetin artar. Gönül gözün açılır; kalbin nurlanır. Hakka yakınlığın ilerler; tam o alemin malı olursun. O manevi, büyük ilmin sırlarını muhafaza edebilecek hale gelirsen, sana rızk ne zaman ve ne vakit gelecekse bilirsin... Bu hal, sana Allah'ın fazlı, keremi olarak verilir. Şanını tazim etmek için bu hale getirebilirsin.. Netice olarak, bunların hepsi sana Allah'ın bir ihsanıdır, hediyesidir".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.