logo
20 NİSAN 2025

Andımızı bir de böyle okuyun

19.03.2021 00:00:00

Okuduğunuzu anlama zorluğu çekiyorsanız, dönüp nerelerde hata ediyorum diye kendinizi sorgulamalısınız. Okuduğunuz cümlenin kelimelerine, cümlenin yazılış gayesinin dışında bir anlam yüklüyorsanız burada iki durum var demektir; bunu ya bilerek yapıyorsunuzdur ya da cümlenin yetiştiği iklime, medeniyete yabancısınızdır.

Sonuç olarak bu özürlü yaklaşım intikamını, er veya geç yanlış anladığı doğru cümleden alacaktır. 

Oysa her kelime cümleye hizmet eder ve her özlü kelime, yaşayıp geliştiği medeniyetin, kültürünün mirasını taşır. Kelimelerden oluşan cümleler ise o mirasın sözcülüğünü yapar ve de sahibini bize tanıtır.

Yunus Emre'nin "İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır" cümlesini ele alalım.

Dizedeki kelimeleri Yunus Emre'nin yaşadığı iklimden, yaşadığı medeniyetten arındırarak ele alırsanız, hiçbir şey ifade etmediğini görürsünüz.

Yunus Emre'yi ve beslendiği medeniyeti tanıyarak, kelimeleri ele alıp cümleye öyle bakarsanız o zaman orada medeniyeti, insan-ı kamili, gönül yolculuğunu bulursunuz. Her an Allah'ın huzurunda bulunabilmenin kodlarını bulursunuz. 

Okuduklarını sırtında taşıyan değil, yaşayan örnek insan görürsünüz. Riyakâr, çok yüzlü, kibirli, kıskanç, iftiracı, dedikoducu değil ahlaki hamide sahibi Müslüman'ı görürsünüz. Okumasını bilirseniz bir cümleden bir kitap bile yazarsınız.

Bu yazının girizgahının daha da anlam kazanması için andımızı analiz edip anlamaya çalışalım. İlk olarak 1933'te okullarımızda okutulan, daha sonra 1972 ve 1997 yıllarında çeşitli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini alan andımızı hatırlayalım. 

1933

"Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun."

1972

"Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: Açtığın yolda,

Kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Ne mutlu Türk'üm diyene."

1997

"Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türk'üm diyene!"

Çözüm süreci kapsamında yapılan değişikliklerle, 2013 yılında Türkiye'de, andımızın okullarda okunması uygulamasına son verildi. 

Dikkat edilirse 1938'den sonra bir vefa göstergesi olarak, daha da önemlisi ise işgalci emperyalizme karşı verilen ve kazanılan o eşsiz zaferin komutanının ve verdiği mücadelenin nesillere taşınması adına, Atatürk'le ilgili cümleler haklı olarak andımıza eklenmiştir. 

Dünü hatırlamadan, dünden bugüne taşınan ifadeleri doğru anlayamayız. Andımızın hangi manayı taşıdığını ne anlatmak istediğini anlamak için yakın tarihimize dönüp bir bakmalıyız.

Yiyecek ekmeği, savaşacak silahı, sırtına giyecek elbisesi, ayağına giyecek ayakkabısı, bineceği arabanın lastiği olmayan Osmanlı'nın bakiyesi olan milletimiz, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde, Laz'ı, Çerkez'i, Kürt'ü, Türk'ü, Boşnak'ı, Arap'ı ile, Sünni'si, Caferi'si, Alevi'si, kadını, genci, çocuğu, yaşlısı ile top yekûn İstiklal Savaşı verdi ve galip geldi. Milyonlarca şehit verdik, kadınlarımız dul kaldılar, çocuklarımız yetim ve öksüz kaldı ama tam bağımsız, özgür, kendi kaderini kendisinin belirleyeceği bir vatanımız ve devletimiz oldu. 

Her birimiz bu vatanın ve devletin kurucu ortaklarıyız. Birbirimizden takvanın dışında başka hiçbir üstünlüğümüz yoktur. İşte anlatılmak istenen bu vatan Türkiye'dir. Devlet ise Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Atatürk'ün "Türkiye'de Müslüman olmayanlar azınlıktır. Bunun dışında kalanlar Müslümandır ve Türk'tür" ifadesi bunu anlatıyor. 

İşgalci emperyalist devletlere karşı verdiğimiz İstiklal Savaşı bütün mazlum milletlerin ilham kaynağı oldu. Atatürk dünyada örnek alınan bir lider oldu. Mao, Çin halkına yaptığı konuşmada "ben sizin Atatürk'ünüzüm" diyerek öğünüyordu. Müslüman yazar ve şairler kendi milletlerine Atatürk'ün verdiği mücadeleyi örnek göstererek emperyalizme karşı kazanabileceklerini ifade etmeye çalışıyorlardı. 

Böyle büyük bir savaştan çıkmış ve bütün dünyanın hayranlıkla izlediği Türk milleti, kendi geleceği olan evlatlarının önüne, Türk milletinin medeniyetini, dik duruşunu, özgüvenini, Allah'tan başka hiçbir iradeye boyun eğmeyeceği imanını anlatan bir metni koymalıydı. O metni gençlerimiz her gün okuyup, o varoluş mücadelesinden ilham alarak geleceğe bakmalıydı. 2013 yılına kadar okullarımızda okuttuğumuz andımız işte böyle bir mantığın, mananın ifadesi idi. 

Şimdi andımızı bu ruh ve mana ikliminde ele alarak inceleyelim.

Andımızın ilk satırında, aidiyet duygusunu ve İslam'dan beslenen ahlakımızı,

İkinci satırında, medeniyet anlayışımızı ve uğrunda şehit olacağımız vatan sevgisini,

Üçüncü satırında, Haklı davamızda haksız muamele görmemek için teknik teknolojik yarışta birinci olmamız gerektiğini,

Dördüncü satırında, yedi düvele karşı çarpışarak elde ettiğimiz kazanımların korunması ve ileriye taşınması noktasında kararlılık göstermemiz gerektiğini, zamanla fabrika ayarlarımızda meydana gelebilecek olası bozulmaları yeniden düzeltebileceğimiz bir adresimizin var olduğunu, 

Son iki satırında, insanımızın yaratılış gayesi uğrunda gerektiğinde serden geçebileceğini ve ülkemizde yaşayan gayri Müslim azınlıkların dışında herkesin Müslüman olduğunu, Türk kimliğinin bu anlayışı temsil ettiğini, bir şovenizm olmadığını, onun için Türk olmanın hem dünyada hem Ukba'da Ehli Beyt'in safını seçmek manasına geldiğinden, en mutlu insanın Türk olduğu gerçeğini anlatıyor.

Bu mana ve anlam çerçevesinde, Andımızın yeniden keşfedilmesi, ezberletilmesi her gün okullarımızda okutulmasının gerekliliğine inanıyorum. 

Şimdi büyüklere düşen görev "yanlışın neresinden dönersen kârdır" özdeyişimizden hareketle yanlıştan dönüp, andımızı gençlerimizin yukarıda ifade ettiğimiz manada yeniden keşfetmelerini sağlamaktır. Doğru anlaşılmak umuduyla...

Şu notu düşmek hakkı teslim etmek adına bir haktır. Bu hususta da BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, ufkunu, kumaşını, liderliğini göstererek bizlere umut olmuştur. Onunla bizim de artık gelecek adına bir hayalimiz var.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Harun Kayacı / diğer yazıları
Beşiktaş öne geçtiği maçta skoru koruyamadı
Göztepe: 1 - Beşiktaş: 1
16 yıllık hasret bitti
Kocaelispor Süper Lig’de
Almanya'dan Türkiye'ye uzanan dolandırıcılık operasyonu
Almanları dolandırıp, Türkiye'de yatırmışlar
Trabzonspor zorlandı
Adana Demirspor'u 1-0 ile geçti
MİT Başkanı Kalın, Hamas heyeti ile bir araya geldi
Gündem: İsrail'in 'tehcir' baskısı
CHP lideri Yozgat'tan iktidara seslendi
AKP'nin kalesinde CHP mitingi
Erdoğan'dan sığınmacı savunması
'Onlar olmasa pek çok sektör sıkıntıya düşer'
Başarı sansı ne?
Müzakereler Roma'ya taşındı
Katledilenlerin çoğu çocuk ve kadın
En aşağılık canlı tayfası Gazze'de yine katliam yaptı
Bakalım Çin'den turist gelecek mi?
Çinliler Trabzon'a yoğun ilgi gösterdi
İkisi kırmızı bültenle aranıyordu
Gürcistan'da enselendiler
Açılış fiyatı 3500 TL!
Bu yıl Mayısta kiraz almak zengin işi!
Peki fiyatlar düşecek mi?
İstanbul'da konut ihtiyacı azaldı!
Vefatının 10. yılında anılıyor
Büyük insan, mütevazi mezar
İşte güncel fiyatlar
Zirai don sonrası sebze-meyve fiyatları fırladı
Beşiktaş öne geçtiği maçta skoru koruyamadı
Göztepe: 1 - Beşiktaş: 1
16 yıllık hasret bitti
Kocaelispor Süper Lig’de
Almanya'dan Türkiye'ye uzanan dolandırıcılık operasyonu
Almanları dolandırıp, Türkiye'de yatırmışlar
Trabzonspor zorlandı
Adana Demirspor'u 1-0 ile geçti
MİT Başkanı Kalın, Hamas heyeti ile bir araya geldi
Gündem: İsrail'in 'tehcir' baskısı
CHP lideri Yozgat'tan iktidara seslendi
AKP'nin kalesinde CHP mitingi
Erdoğan'dan sığınmacı savunması
'Onlar olmasa pek çok sektör sıkıntıya düşer'
Başarı sansı ne?
Müzakereler Roma'ya taşındı
Katledilenlerin çoğu çocuk ve kadın
En aşağılık canlı tayfası Gazze'de yine katliam yaptı
Bakalım Çin'den turist gelecek mi?
Çinliler Trabzon'a yoğun ilgi gösterdi
İkisi kırmızı bültenle aranıyordu
Gürcistan'da enselendiler
Açılış fiyatı 3500 TL!
Bu yıl Mayısta kiraz almak zengin işi!
Peki fiyatlar düşecek mi?
İstanbul'da konut ihtiyacı azaldı!
Vefatının 10. yılında anılıyor
Büyük insan, mütevazi mezar
İşte güncel fiyatlar
Zirai don sonrası sebze-meyve fiyatları fırladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.