Anadolu'dan Balkanlar'a irfan köprüsü
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da üç yıldır "Balkanlarda İrfan Ocakları" üst başlığıyla sürdürülen sempozyumların üçüncüsü "Bosna'da Kâdirîlik" alt başlığıyla Boşnak İslâm Araştırmaları Enstitüsü konferans salonunda gerçekleştirildi
14.05.2018 00:00:00
Saraybosna'da "Balkanlarda İrfan Ocakları" üst başlığıyla sürdürülen sempozyumların üçüncüsü "Bosna'da Kâdirîlik" başlığıyla Boşnak İslâm Araştırmaları Enstitüsü konferans salonunda yapıldı.
Sempozyum düzenleme kurulu başkanı ve Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü Derneği (AKİK) başkanı Abdullah Aykut, 5 yıllık bir proje ile yola çıktıklarını, bu kapsamda önümüzdeki yıllarda Halvetîlik, Rifâîlik, Bektâşîlik gibi Balkanlarda yaygın olarak yaşayan irfan ocaklarını da tanımayı ve tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.
Köklü medeniyetimizin ana damarını oluşturan tasavvuf ve irfan geleneği sayesinde Anadolu ile Balkanlar arasındaki irfan köprülerinin yeniden inşa edileceğini belirten Aykut,
"Biz bu faaliyet sayesinde şunu gördük. Buradaki kardeşlerimiz, Anadolu ile Balkanlar arasında asırlardır var olan köklü irtibatın ve alâkanın bu irfan ocakları vasıtasıyla yeniden kuruluyor olmasından çok memnun ve mutlular. İlk yıldan bu güne sempozyumlara katılım, ilgi ve alâka artarak devam etmektedir. Küçük dokunuşlara ve samimi ünsiyetlere ihtiyaç var. Bizim yapmaya çalıştığımız da budur. Bu sağlandığı takdirde ümmet-i Muhammed'in tek yürek ve tek ses olmasının önünde bir engel kalmayacaktır" dedi.
İslam coğrafyasını birarada tutan maya
Sempozyumun Bilim Kurulu başkanlığını yürüten Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke de tasavvuf ve irfan geleneğinin, Anadolu ve Balkanlar başta olmak üzere geniş İslâm coğrafyasındaki toplulukları asırlardır bir arada tutan ve kaynaştıran bir unsur olduğunu belirtti. Zaman içinde bu irfan ocaklarının yer yer üzeri küllenir gibi olsa da varlığını hiçbir zaman kaybetmediğine dikkat çeken Ögke, "Büyük bilge şahsiyetler tarafından kurulan bu irfan ocakları, bulundukları yörelerde halkın umut ışığı, hayat kaynağı, gönül aydınlığı olmuş, çok farklı alt kültürlerden geliyor olsalar bile insanların gönüllerini irfan ve aşkla mayalayarak onları aynı ülkü etrafında birleştirmeyi başarmıştır.
Orta Asya'dan Anadolu'ya, oradan da Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada kurulan bu irfan ocakları arasındaki köprüler yeniden kurulmalıdır. Bu sempozyumlarımız da bu yolda atılmış küçük adımlardır." İHA
Sempozyum düzenleme kurulu başkanı ve Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü Derneği (AKİK) başkanı Abdullah Aykut, 5 yıllık bir proje ile yola çıktıklarını, bu kapsamda önümüzdeki yıllarda Halvetîlik, Rifâîlik, Bektâşîlik gibi Balkanlarda yaygın olarak yaşayan irfan ocaklarını da tanımayı ve tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.
Köklü medeniyetimizin ana damarını oluşturan tasavvuf ve irfan geleneği sayesinde Anadolu ile Balkanlar arasındaki irfan köprülerinin yeniden inşa edileceğini belirten Aykut,
"Biz bu faaliyet sayesinde şunu gördük. Buradaki kardeşlerimiz, Anadolu ile Balkanlar arasında asırlardır var olan köklü irtibatın ve alâkanın bu irfan ocakları vasıtasıyla yeniden kuruluyor olmasından çok memnun ve mutlular. İlk yıldan bu güne sempozyumlara katılım, ilgi ve alâka artarak devam etmektedir. Küçük dokunuşlara ve samimi ünsiyetlere ihtiyaç var. Bizim yapmaya çalıştığımız da budur. Bu sağlandığı takdirde ümmet-i Muhammed'in tek yürek ve tek ses olmasının önünde bir engel kalmayacaktır" dedi.
İslam coğrafyasını birarada tutan maya
Sempozyumun Bilim Kurulu başkanlığını yürüten Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke de tasavvuf ve irfan geleneğinin, Anadolu ve Balkanlar başta olmak üzere geniş İslâm coğrafyasındaki toplulukları asırlardır bir arada tutan ve kaynaştıran bir unsur olduğunu belirtti. Zaman içinde bu irfan ocaklarının yer yer üzeri küllenir gibi olsa da varlığını hiçbir zaman kaybetmediğine dikkat çeken Ögke, "Büyük bilge şahsiyetler tarafından kurulan bu irfan ocakları, bulundukları yörelerde halkın umut ışığı, hayat kaynağı, gönül aydınlığı olmuş, çok farklı alt kültürlerden geliyor olsalar bile insanların gönüllerini irfan ve aşkla mayalayarak onları aynı ülkü etrafında birleştirmeyi başarmıştır.
Orta Asya'dan Anadolu'ya, oradan da Balkanlar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada kurulan bu irfan ocakları arasındaki köprüler yeniden kurulmalıdır. Bu sempozyumlarımız da bu yolda atılmış küçük adımlardır." İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.