ABD ve Japonya'nın ardından dünyanın üçüncü en gelişmiş ekonomisine sahip olan Almanya'da, sarsıocı bir işsizlik sorunu yaşanıyor. Ancak ilginçtir, Almanya'da işsiz sayısının artmasında iklim şartlarının önemli payı bulunuyor. Hava şartlarının "elverişsiz" seyretmesi halinde, bu sayının daha da artmasına kimse şaşırmayacak.
Sonuç: Açık havada yerine getirilmesi gereken inşaat, tarım ve orman sektöründeki işler hava koşulları nedeniyle yapılamıyor. Bu durum büyük ihtimallebu ayda da niteliğini koruyacaktır.
Gerçek sadece hava şartlarında saklı değil!
Oysa sezonluk darboğaz gibi görünen bu durum, gerçeğin yalnızca bir bölümünü yansıtıyor. Geçen yılın işsizlik verileriyle karşılaştırıldığında da bunu saptamak mümkün. Almanya'daki konjonktür şartları nedeniyle sanayi sektörü daha az işgücüyle çalışmaya, hatta işçi çıkartmaya mecbur kalıyor. İşsizliğin artışındaki esas neden de bu...
Sonuçta iş piyasası, konjonktürün aynası sayılıyor. Şimdi herkes piyasanın hareketlenmesini dilemekle yetiniyor. Oysa bu hareketlenme geçen yılın sonbahar aylarında beklenmekteydi. Bu kez ümitler önümüzdeki sonbahara ertelendi. Bunun anlamı, 2003 yılındaki ortalama işsizlik oranının da değişmeyeceği ve 4 milyon sınırının altına düşemeyeceği oluyor.
Fiyatlar arttı, para piyasadan çekildi
Uzmanlar, iş piyasasındaki durumun beş yıldan beri bu denli kötü olmadığını belirtiyor. Çünkü Euro'nun geçerli olmasından beri gözlenen orantısız fiyat artışları, tüketicinin elini yaktığından piyasada dönen para da giderek azalıyor. Parası olan tüketici de yarınından emin olmadığı için tasarruf yolunu seçiyor. Buna bir de her an çıkabilecek Irak savaşının genel ürküntüsünü eklemek gerekir. Petrol fiyatlarının şimdiden artması, üretim sektörünü huzursuzlandıran ek bir gelişme.
Yüreklere bir nebze su serpen tek olay ise, Almanya'nın içinde bulunduğu bu darboğazda yalnız olmadığı ve Avrupa'daki diğer sanayi ülkelerinde de üretimin düştüğü, işsizlik oranının arttığı haberi. Ancak Almanya'nın böyle bir tesellisiyle avunması yanlış bir tutum olur.
Çünkü diğer ülkelerden farklı olarak Almanya'da hükümetlerin yalnış icraatlarından ve ihmallerinden kaynaklanan sorunlar da var. Bunların başında piyasayı hareketlendirmek için gerekli reformların çok yavaş bir sürece terkedilmiş olması geliyor. Seçimleri ucu ucuna kazanan Başbakan Schröder bu durumdan yeterince ders almış olmalı ki, sosyal reformların bir an önce hayata geçmesi ve orta sınıfın desteklenmesiyle yeni işyerlerinin yaratılması çabalarını destekliyor.
Sonuç: Açık havada yerine getirilmesi gereken inşaat, tarım ve orman sektöründeki işler hava koşulları nedeniyle yapılamıyor. Bu durum büyük ihtimallebu ayda da niteliğini koruyacaktır.
Gerçek sadece hava şartlarında saklı değil!
Oysa sezonluk darboğaz gibi görünen bu durum, gerçeğin yalnızca bir bölümünü yansıtıyor. Geçen yılın işsizlik verileriyle karşılaştırıldığında da bunu saptamak mümkün. Almanya'daki konjonktür şartları nedeniyle sanayi sektörü daha az işgücüyle çalışmaya, hatta işçi çıkartmaya mecbur kalıyor. İşsizliğin artışındaki esas neden de bu...
Sonuçta iş piyasası, konjonktürün aynası sayılıyor. Şimdi herkes piyasanın hareketlenmesini dilemekle yetiniyor. Oysa bu hareketlenme geçen yılın sonbahar aylarında beklenmekteydi. Bu kez ümitler önümüzdeki sonbahara ertelendi. Bunun anlamı, 2003 yılındaki ortalama işsizlik oranının da değişmeyeceği ve 4 milyon sınırının altına düşemeyeceği oluyor.
Fiyatlar arttı, para piyasadan çekildi
Uzmanlar, iş piyasasındaki durumun beş yıldan beri bu denli kötü olmadığını belirtiyor. Çünkü Euro'nun geçerli olmasından beri gözlenen orantısız fiyat artışları, tüketicinin elini yaktığından piyasada dönen para da giderek azalıyor. Parası olan tüketici de yarınından emin olmadığı için tasarruf yolunu seçiyor. Buna bir de her an çıkabilecek Irak savaşının genel ürküntüsünü eklemek gerekir. Petrol fiyatlarının şimdiden artması, üretim sektörünü huzursuzlandıran ek bir gelişme.
Yüreklere bir nebze su serpen tek olay ise, Almanya'nın içinde bulunduğu bu darboğazda yalnız olmadığı ve Avrupa'daki diğer sanayi ülkelerinde de üretimin düştüğü, işsizlik oranının arttığı haberi. Ancak Almanya'nın böyle bir tesellisiyle avunması yanlış bir tutum olur.
Çünkü diğer ülkelerden farklı olarak Almanya'da hükümetlerin yalnış icraatlarından ve ihmallerinden kaynaklanan sorunlar da var. Bunların başında piyasayı hareketlendirmek için gerekli reformların çok yavaş bir sürece terkedilmiş olması geliyor. Seçimleri ucu ucuna kazanan Başbakan Schröder bu durumdan yeterince ders almış olmalı ki, sosyal reformların bir an önce hayata geçmesi ve orta sınıfın desteklenmesiyle yeni işyerlerinin yaratılması çabalarını destekliyor.