Alma mazlumun ahını

Dış güçlerin onayı olmadan bir adım atmayanların, Taksim Gezi Parkı'nda başlayıp milli bir uyanışa vesile olanları 'dış güçlerin' oyununa gelmekle suçlaması acziyetin ifadesinden başka bir şey değildir. Eğer 'birilerinin' dolduruşuyla toplanmış olsaydı o insanlar mutlaka bastırılırdı. Ama vicdanları susturmak zordur. Hal böyle olunca tek sermayesi zor kullanmak olanların ilk başvuracağı şey de şiddettir. Yüreği olmayanın veya küçücük bir yüreği olanın nefreti, nifakı, gelişmemişliği veya az gelişmişliği araç olarak kullanıp empoze ettiği bir yönetim biçimidir diktatörlük. Ekmekleri küçük tutmayı hedefler çünkü ekmek küçük olduğunda akıllar büyüyemez. Dolayısıyla böyle toplumlar sürekli ekonomik kriz, belirsizlik, hep bir kaos ortamı ve güvensizlik içinde geçirirler günlerini.Diktanın en büyük düşmanı akıl ve sevgidir. Çünkü birazcık düşünebilen tüm ülkeyi ayağa kaldırabilir. Ve biraz sevgi? Ulu Önder'e ve bayrağa başbakanın dara düştüğünde sarılması gibi değil, yüreğinden gelen derin muhabbetle saygısını gösteren, 'dik duran bir adam' tüm ülke insanının takdirini kazanabilir. Peki, bilinçli bir halk kitlesini hazmedemeyen bu demokrasi aşığı(!) diktatörlerin akıbetleri ne oldu? Tarihteki örneklere bir göz atalım.İtalya'nın faşist lideri Mussolini, 2. Dünya Savaşı'yla halk desteğini de kaybetti. 23 yıllık diktatör 28 Nisan 1945'te Alman üniformasıyla kaçarken yakalandı. İtalya Kurtuluş Komitesi'nin hakkında aldığı idam kararı hemen uygulandı, cesedi Milano'da ayaklarından asılarak sergilendi.ABD'nin Irak'a 2003 yılındaki müdahalesinin ardından 9 ay aranan Saddam Hüseyin memleketi Tikrit'te bir çukurda bulundu. 26 Aralık 2006'da idama mahkum edilen 24 yıllık diktatör, 4 gün sonra asıldı.Tunus'un 24 yıllık devlet başkanı Zeynel Abidin bin Ali, 2010 yılının Aralık ayında üniversite mezunu işsiz bir gencin kendisini ateşe vermesi ile tetiklenen halk isyanının ardından 14 Ocak 2011'de yönetimi bırakarak eşiyle Suudi Arabistan'a kaçtı.Milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu tutulan Hitler, 2. Dünya Savaşı sırasında Rusların Berlin'e girdiği haberini alınca 12 yıllık iktidarının bittiği gerçeğiyle yüzleşti. 30 Nisan 1945'te intihar etti.24 yıl iktidarda kalan komünist lider Nikolay Çavuşesku baskı ve zulüm rejiminin ardından idama mahkûm edildi. Devrim meydanındaki konuşması yuhalanınca eşiyle parti binasına sığınan Çavuşesku helikopterle kaçmaya çalıştı ama yakalandı. 25 Aralık 1989'da kurşuna dizildi.Mısır'da 2011'de başlayan yönetim karşıtı protestolara direnemeyerek 30 yıl süren iktidarını bırakan 83 yaşındaki Hüsnü Mübarek önce tutuklandı. Daha sonra sağlık problemlerinden dolayı duruşmaya sedye ile getirilen devrik lider, duruşma salonunda demir kafes ardından yatarak ifade verdi.1975-1979 arasında Kamboçya'nın başbakanı olan Pol Pot, kurduğu baskı rejiminden dolayı bir milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuldu. Kendi destekçileri tarafından ömür boyu ev hapsine mahkûm edilen Pol Pot, 18 Nisan 1998'de kalp krizinden öldü. Ölümünden hemen önce vicdanının rahat olduğunu ifade ederek 'tek başıma yapmadım' dedi.Sayın başbakana Neml suresinin 44. ayetinde geçen "Gerçekten ben kendime yazık etmişim" ifadesinin muhatabı olmamasını ve son fırsatı kaçırmamasını öneririz buradan. Yıllardır inançlarını sömürdüğünüz bu aziz millete ve yaptığınız onca yanlışa rağmen o eşsiz gönlüyle hâlâ size kucak açan Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarihi uyarısına kulak verin sayın başbakan. 'Büyük Ortadoğu Projesi'nden istifa edin. "Yanlış yaptım" deyin ve bu milletten özür dileyin. Emaneti ehline tevdi edin. Siz de kurtulun, millet de kurtulsun!'