'Allah’ın rahmeti ona nasip, olur'
İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: “Benim kabrim burasıdır; buraya gömüleceğim. Allah, bu mekânı benim dostlarımın gidip geldiği ziyaret mekânı kılacaktır. Allah’a and olsun ki, kim beni ziyaret eder veya bana selam verirse, Allah’ın rahmet ve mağfireti biz Ehl-i Beyt’in şefaatiyle ona nasip olur”
05.03.2024 11:14:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ahmed bin Hasan el-Kattan, isimleri hadisin metninde geçen birkaç vasıtayla Ali bin Bilal'den şöyle söylediğini naklediyor:
İmam Rıza (a.s), baba ve dedeleri vasıtasıyla Ali bin Ebi Tâlib'den, o da Resûlullah (s.a.a)'den, o da Cebrail'den, Mikâil'den, Levh'den ve Kalem'den şöyle rivayet ediyor: "Ali bin Ebu Tâlib'in velayeti Benim kalemdir; kim ona girerse Benim azabımdan kurtulur."
Temim bin Abdullah el-Kureşî, metinde zikredilen senet vasıtasıyla İbn-i Salih-i (Ebu Salt-ı) Herevî'den şöyle naklediyor:
"İmam Rıza (a.s) Memun'un yanına gitmek üzere Nîşabur'dan ayrıldığında, yolu üstündeki Hamra kasabasına uğradı. Orada kendisine şöyle arz edildi: 'Öğle vakti oldu namaz kılmaz mısınız?'
İmam, binekten inerek, 'Benim için biraz su getirin' buyurdu.
'Ey Resûlullah'ın oğlu!
Yanımızda su yok' diye cevap verdiklerinde İmam (a.s), mübarek elleriyle yeri biraz eşeledi ve oradan su çıktı. Daha sonra hem kendisi, hem de ashabı o sudan abdest aldılar. Bu suyun izleri hâlâ vardır.
İmam (a.s), Senâbat'a ulaştığında sırtını bir dağa (günümüzde ondan taş kazanlar yapılıyor) dayayarak buyurdu:
'Allah'ım! Bu dağı faydalı kıl; bu dağa koyulan ve bu dağın taşlarından yontularak yapılan her şeyi bereketli kıl.' Daha sonra İmam destur verdi ve o dağdan kendisine birkaç tane kazan yapmalarını emretti. Sonra da şöyle buyurdu: 'Bana yaptığınız yemeklerin hepsini bundan itibaren bu kazanlarda yapın.'
İmam çok az yemek yer ve sade şeylerle yetinirdi. Artık halk o günden itibaren İmam'a yöneldi ve böylece İmam (a.s)'ın duasının bereketi de o dağda kendisini göstermiş oldu.
Daha sonra İmam (a.s), Humeyd bin Kahtabe et-Taî'nin evine gitti. Orada da Hârun'ur-Reşid'in gömülü olduğu kubbeye gitti ve Hârun'un kabrinin kenarına eliyle çizgi çizerek şöyle buyurdu: 'Benim kabrim burasıdır; buraya gömüleceğim. Allah-u Teâlâ bu mekânı benim dostlarımın gidip geldiği ziyaret mekânı kılacaktır. Allah'a and olsun ki, kim beni ziyaret eder veya bana selam verirse, Allah'ın rahmet ve mağfireti biz Ehl-i Beyt'in şefaatiyle ona nasip olur.'
Daha sonra İmam (a.s) kıbleye doğru dönerek birkaç rekât namaz kıldı ve bazı dualar etti. Duadan sonra secdeye kapanarak uzun süre secdede kaldı. Ben İmam (a.s)'ın beş yüz kere Allah-u Teâlâ'yı tesbih ettiğini saydım. Daha sonra secdeden kalktı."
İmam Rıza (a.s), baba ve dedeleri vasıtasıyla Ali bin Ebi Tâlib'den, o da Resûlullah (s.a.a)'den, o da Cebrail'den, Mikâil'den, Levh'den ve Kalem'den şöyle rivayet ediyor: "Ali bin Ebu Tâlib'in velayeti Benim kalemdir; kim ona girerse Benim azabımdan kurtulur."
Temim bin Abdullah el-Kureşî, metinde zikredilen senet vasıtasıyla İbn-i Salih-i (Ebu Salt-ı) Herevî'den şöyle naklediyor:
"İmam Rıza (a.s) Memun'un yanına gitmek üzere Nîşabur'dan ayrıldığında, yolu üstündeki Hamra kasabasına uğradı. Orada kendisine şöyle arz edildi: 'Öğle vakti oldu namaz kılmaz mısınız?'
İmam, binekten inerek, 'Benim için biraz su getirin' buyurdu.
'Ey Resûlullah'ın oğlu!
Yanımızda su yok' diye cevap verdiklerinde İmam (a.s), mübarek elleriyle yeri biraz eşeledi ve oradan su çıktı. Daha sonra hem kendisi, hem de ashabı o sudan abdest aldılar. Bu suyun izleri hâlâ vardır.
İmam (a.s), Senâbat'a ulaştığında sırtını bir dağa (günümüzde ondan taş kazanlar yapılıyor) dayayarak buyurdu:
'Allah'ım! Bu dağı faydalı kıl; bu dağa koyulan ve bu dağın taşlarından yontularak yapılan her şeyi bereketli kıl.' Daha sonra İmam destur verdi ve o dağdan kendisine birkaç tane kazan yapmalarını emretti. Sonra da şöyle buyurdu: 'Bana yaptığınız yemeklerin hepsini bundan itibaren bu kazanlarda yapın.'
İmam çok az yemek yer ve sade şeylerle yetinirdi. Artık halk o günden itibaren İmam'a yöneldi ve böylece İmam (a.s)'ın duasının bereketi de o dağda kendisini göstermiş oldu.
Daha sonra İmam (a.s), Humeyd bin Kahtabe et-Taî'nin evine gitti. Orada da Hârun'ur-Reşid'in gömülü olduğu kubbeye gitti ve Hârun'un kabrinin kenarına eliyle çizgi çizerek şöyle buyurdu: 'Benim kabrim burasıdır; buraya gömüleceğim. Allah-u Teâlâ bu mekânı benim dostlarımın gidip geldiği ziyaret mekânı kılacaktır. Allah'a and olsun ki, kim beni ziyaret eder veya bana selam verirse, Allah'ın rahmet ve mağfireti biz Ehl-i Beyt'in şefaatiyle ona nasip olur.'
Daha sonra İmam (a.s) kıbleye doğru dönerek birkaç rekât namaz kıldı ve bazı dualar etti. Duadan sonra secdeye kapanarak uzun süre secdede kaldı. Ben İmam (a.s)'ın beş yüz kere Allah-u Teâlâ'yı tesbih ettiğini saydım. Daha sonra secdeden kalktı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.