‘Allah ile ilim arasında sınır yoktur’
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın ilmi, 'neredendir' diye nitelendirilemez. Allah'ın ilmi 'nasıl' diye nitelendirilemez. Ne ilim Allah'tan ayrılır, ne de Allah ilimden ayrılır. Allah ve ilim arasında hiçbir sınır yoktur"
11.11.2020 23:50:00





H. OKAN EGESEL
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah yarattığı şeyi her zaman biliyordu. Dolayısıyla Allah'ın yaratmadan önce eşya hakkındaki ilmi, yarattıktan sonra onlar hakkındaki ilmi gibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın, ölüp gidenleri bilmesi, yaşayıp kalanları bilmesi gibidir; yüce göklerde olanları bilmesi, aşağı yerlerdekini bilmesi gibidir."
İmam Sâdık (a.s), kendisine, "Allah gökleri ve yeri yaratmadan önce de, olmuş ve olacaklar hakkında bir ilim sahibi miydi?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, gökleri ve yeri yaratmadan önce (her şeyi biliyordu)."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah eşyaları yaratmadan önce, onlar hakkında ilim sahibiydi. O halde onları vücuda getirdiğinde ilminde bir artış olmamıştır. Allah'ın var etmeden önce eşya hakkında ilmi, onları var ettikten sonraki ilmi gibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her gayb Senin nezdinde şuhuddur (açıktır.)"
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın ilmi, 'neredendir' diye nitelendirilemez. Allah'ın ilmi 'nasıl' diye nitelendirilemez. Ne ilim Allah'tan ayrılır, ne de Allah ilimden ayrılır. Allah ve ilim arasında hiçbir sınır yoktur."
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ ilimle nitelendirilmiştir ama kendisiyle eşyayı bileceği ve gelecek işleri hususunda kendisinden yardım alacağı, sonradan kazanılmış bir ilimle değil. (Allah'ın ilmi ezelidir ve zatıyla aynıdır)."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın eşya hakkındaki ilmi sadece kendisiyle ilim hâsıl olan araçlar vasıtasıyla değildir. Allah ile malum (bilinen) arasında kendisiyle malum sahibi olacağı başka bir ilim yoktur."
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artırır ve katından büyük ecir verir."
"Allah, O'ndan başka ilah olmadığına ve adaleti gözettiğine şahitlik etmiştir. Melekler ve ilim sahipleri de (buna şahitlik etmiştir). O'ndan başka ilah yoktur; güçlüdür, hikmet sahibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şehadet ederim ki Allah adildir, adaletle davranır ve Allah hakimdir, hak ve bâtılı birbirinden ayırır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vaadinde sâdık olan, kullarından zulmü kaldıran, yarattıkları arasında adaleti ikame eden ve hükmünde herkese adil davranandır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hilmi çok olduğundan affeden, bütün hükümlerinde adil olandır."
İmam Zeyn'ul-Âbidin (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: "Bütün yaratıklar, Senin verdiğin her cezanın zülüm olmadığını itiraf eder ve bağışladığın herkesi lutfun ve kereminle bağışladığına tanıklık eder."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nimet içinde hoşnut olarak yaşayanların mutluluk nimetleri, ancak işledikleri günahlar yüzünden yok olur gider. Çünkü "Allah, kullarına zulmedici değildir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
İmam Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah yarattığı şeyi her zaman biliyordu. Dolayısıyla Allah'ın yaratmadan önce eşya hakkındaki ilmi, yarattıktan sonra onlar hakkındaki ilmi gibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın, ölüp gidenleri bilmesi, yaşayıp kalanları bilmesi gibidir; yüce göklerde olanları bilmesi, aşağı yerlerdekini bilmesi gibidir."
İmam Sâdık (a.s), kendisine, "Allah gökleri ve yeri yaratmadan önce de, olmuş ve olacaklar hakkında bir ilim sahibi miydi?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, gökleri ve yeri yaratmadan önce (her şeyi biliyordu)."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah eşyaları yaratmadan önce, onlar hakkında ilim sahibiydi. O halde onları vücuda getirdiğinde ilminde bir artış olmamıştır. Allah'ın var etmeden önce eşya hakkında ilmi, onları var ettikten sonraki ilmi gibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her gayb Senin nezdinde şuhuddur (açıktır.)"
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın ilmi, 'neredendir' diye nitelendirilemez. Allah'ın ilmi 'nasıl' diye nitelendirilemez. Ne ilim Allah'tan ayrılır, ne de Allah ilimden ayrılır. Allah ve ilim arasında hiçbir sınır yoktur."
İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teâlâ ilimle nitelendirilmiştir ama kendisiyle eşyayı bileceği ve gelecek işleri hususunda kendisinden yardım alacağı, sonradan kazanılmış bir ilimle değil. (Allah'ın ilmi ezelidir ve zatıyla aynıdır)."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın eşya hakkındaki ilmi sadece kendisiyle ilim hâsıl olan araçlar vasıtasıyla değildir. Allah ile malum (bilinen) arasında kendisiyle malum sahibi olacağı başka bir ilim yoktur."
Kur'an'da şöyle buyurulur:
"Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artırır ve katından büyük ecir verir."
"Allah, O'ndan başka ilah olmadığına ve adaleti gözettiğine şahitlik etmiştir. Melekler ve ilim sahipleri de (buna şahitlik etmiştir). O'ndan başka ilah yoktur; güçlüdür, hikmet sahibidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şehadet ederim ki Allah adildir, adaletle davranır ve Allah hakimdir, hak ve bâtılı birbirinden ayırır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vaadinde sâdık olan, kullarından zulmü kaldıran, yarattıkları arasında adaleti ikame eden ve hükmünde herkese adil davranandır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hilmi çok olduğundan affeden, bütün hükümlerinde adil olandır."
İmam Zeyn'ul-Âbidin (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: "Bütün yaratıklar, Senin verdiğin her cezanın zülüm olmadığını itiraf eder ve bağışladığın herkesi lutfun ve kereminle bağışladığına tanıklık eder."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Nimet içinde hoşnut olarak yaşayanların mutluluk nimetleri, ancak işledikleri günahlar yüzünden yok olur gider. Çünkü "Allah, kullarına zulmedici değildir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.