‘Ali ve Ehl-i Beyt’imin sevgisine sarılın’
Resûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kim sağlam bir kulpa sarılmak istiyorsa, Ali ve Ehl-i Beyt’imin sevgisine sarılsın.”
01.03.2024 08:34:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Ali b. İbrahim Kummî'nin oğlu metinde zikredilen senetle Hüseyin b. Halid'den ve o da İmam Rıza vasıtasıyla Hz. Peygamberin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Cebrail-i Emin Allah-u Teala'nın şöyle buyurduğunu Bana nakletti:
Ali b. Ebu Tâlib Benim halka olan hüccetim ve dinimin koruyucusudur. Onun neslinden, dinimi ayakta tutan, insanları yoluma davet eden imamlar dünyaya getireceğim.
Onların vücudunun bereketiyle kullarımdan belaları uzaklaştıracağım ve onların yüzsuyu hürmetine insanlara rahmetimi indireceğim."
Câfer b. Muhammed b. Mesrur, metinde zikredilen senet vasıtasıyla Reyyan b. Salt'tan şöyle naklediyor: "İmam Rıza'ya (a.s.) arz ettim ki: 'Sizce Kur'an nasıl bir kitaptır ve hakkında ne buyurursunuz?'
İmam (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Ne ondan öne geçin ve ne de ondan gayrisinden hidayet dileyin. Aksi takdirde dalalete düşersiniz."
Muhammed b. İbrahim b. İshak, metindeki senetle Fazzal'dan, o da babası Hasan'dan Ali b. Mûsa er- Rıza'nın (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biz Ehl-i Beyt, dünyada seyyid (efendi ve büyük) saltanat ve güç sahipleriyiz."
Muhammed b. Ali Macileveyh, Ali b. İbrahim'in oğlu Ahmed ve Hüseyin b. İbrahim b. Natane, metinde zikredilen senetle Muhammed b. Ali Temimî'den şöyle dediğini naklediyorlar:
"Efendim Ali b. Mûsa er- Rıza (a.s.) babası ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: Kim Allah-u Teala'nın kendi kudret eliyle ektiği kırmızı yakuttan olan dala bakmak (ve ona tutunmak) isterse, Ali ve onun soyundan olan imamları kendine veli edinsin. Çünkü onlar Allah-u Teala'nın seçtiği, her çeşit günah ve hatalardan masum olan şahıslardır."
Hüseyin b. İbrahim b. Natane, metinde zikredilen senetle Rayyan b. Salt'tan şöyle dediğini naklediyor:
"İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: Her kim Şâban ayının her gününde 'Estağfirullah ve es'eluhu't- tevbe' cümlesini yetmiş kere tekrar ederek Allah-u Teala'dan bağışlanma dilerse; Allah-u Teala cehennem ateşinden beraatı (kurtulmayı) onun için yazar, Sırat köprüsünden karşı tarafa geçebilme iznini ona verir; onu cennetteki makamına yerleştirir."
Ebu Ali Ahmed b. Ebi Câfer el-Beyhakî, 354 Kamerî yılında hacdan dönerken, Feyd (Irak'la Mekke arasında bir yer) denen yerde bana, (aynı senetle) Dâvud b. Süleyman'dan şöyle nakletti:
"Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s.), babaları ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti: Kıyamet günü olduğunda Allah-u Teala sevenlerimizin hesabını bize bırakır. Sevenlerimizden kendisiyle Allah-u Teala arasındaki haklar hususunda biz hüküm veririz ve Allah-u Teala da o hükmü kabul eder.
Onlardan her birinin boynunda kul hakkı olursa, o kuldan onları bağışlamasını rica ederiz; o da (bizim hatırımıza) bağışlar. Eğer onlarla bizim aramızdaki haklar olursa, biz onu bağışlamaya herkesten daha layığız."
Muhammed b. Ömer el-Ciabî, Hasan b. Abdullah er- Razî'den şöyle dediğini naklediyor: "Mevlam Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s.), babası ve dedeleri aracılığıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti:
Her kim Benim soyumdan gelen zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliyet ölümüyle ölmüştür. O şahıstan, hem cahiliyet döneminde ve hem de Müslüman olduktan sonra, yaptığı her şeyin hesabı sorulacak."
Aynı senetle Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ben ve Ali kıyamet gününde şu iki parmağım gibiyiz; bu sözden sonra iki parmağını birbirine bitiştirerek buyurdu: Bağlılarımız da bizimle birliktedir, bizden olan mazlum birisine yardım eden de bizimledir."
Aynı senetle Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim sağlam bir kulpa sarılmak istiyorsa, Ali ve Ehl-i Beyt'imin sevgisine sarılsın." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
Ali b. Ebu Tâlib Benim halka olan hüccetim ve dinimin koruyucusudur. Onun neslinden, dinimi ayakta tutan, insanları yoluma davet eden imamlar dünyaya getireceğim.
Onların vücudunun bereketiyle kullarımdan belaları uzaklaştıracağım ve onların yüzsuyu hürmetine insanlara rahmetimi indireceğim."
Câfer b. Muhammed b. Mesrur, metinde zikredilen senet vasıtasıyla Reyyan b. Salt'tan şöyle naklediyor: "İmam Rıza'ya (a.s.) arz ettim ki: 'Sizce Kur'an nasıl bir kitaptır ve hakkında ne buyurursunuz?'
İmam (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Ne ondan öne geçin ve ne de ondan gayrisinden hidayet dileyin. Aksi takdirde dalalete düşersiniz."
Muhammed b. İbrahim b. İshak, metindeki senetle Fazzal'dan, o da babası Hasan'dan Ali b. Mûsa er- Rıza'nın (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biz Ehl-i Beyt, dünyada seyyid (efendi ve büyük) saltanat ve güç sahipleriyiz."
Muhammed b. Ali Macileveyh, Ali b. İbrahim'in oğlu Ahmed ve Hüseyin b. İbrahim b. Natane, metinde zikredilen senetle Muhammed b. Ali Temimî'den şöyle dediğini naklediyorlar:
"Efendim Ali b. Mûsa er- Rıza (a.s.) babası ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: Kim Allah-u Teala'nın kendi kudret eliyle ektiği kırmızı yakuttan olan dala bakmak (ve ona tutunmak) isterse, Ali ve onun soyundan olan imamları kendine veli edinsin. Çünkü onlar Allah-u Teala'nın seçtiği, her çeşit günah ve hatalardan masum olan şahıslardır."
Hüseyin b. İbrahim b. Natane, metinde zikredilen senetle Rayyan b. Salt'tan şöyle dediğini naklediyor:
"İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: Her kim Şâban ayının her gününde 'Estağfirullah ve es'eluhu't- tevbe' cümlesini yetmiş kere tekrar ederek Allah-u Teala'dan bağışlanma dilerse; Allah-u Teala cehennem ateşinden beraatı (kurtulmayı) onun için yazar, Sırat köprüsünden karşı tarafa geçebilme iznini ona verir; onu cennetteki makamına yerleştirir."
Ebu Ali Ahmed b. Ebi Câfer el-Beyhakî, 354 Kamerî yılında hacdan dönerken, Feyd (Irak'la Mekke arasında bir yer) denen yerde bana, (aynı senetle) Dâvud b. Süleyman'dan şöyle nakletti:
"Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s.), babaları ve dedeleri vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti: Kıyamet günü olduğunda Allah-u Teala sevenlerimizin hesabını bize bırakır. Sevenlerimizden kendisiyle Allah-u Teala arasındaki haklar hususunda biz hüküm veririz ve Allah-u Teala da o hükmü kabul eder.
Onlardan her birinin boynunda kul hakkı olursa, o kuldan onları bağışlamasını rica ederiz; o da (bizim hatırımıza) bağışlar. Eğer onlarla bizim aramızdaki haklar olursa, biz onu bağışlamaya herkesten daha layığız."
Muhammed b. Ömer el-Ciabî, Hasan b. Abdullah er- Razî'den şöyle dediğini naklediyor: "Mevlam Ali b. Mûsa er-Rıza (a.s.), babası ve dedeleri aracılığıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti:
Her kim Benim soyumdan gelen zamanının imamını tanımadan ölürse, cahiliyet ölümüyle ölmüştür. O şahıstan, hem cahiliyet döneminde ve hem de Müslüman olduktan sonra, yaptığı her şeyin hesabı sorulacak."
Aynı senetle Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ben ve Ali kıyamet gününde şu iki parmağım gibiyiz; bu sözden sonra iki parmağını birbirine bitiştirerek buyurdu: Bağlılarımız da bizimle birliktedir, bizden olan mazlum birisine yardım eden de bizimledir."
Aynı senetle Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim sağlam bir kulpa sarılmak istiyorsa, Ali ve Ehl-i Beyt'imin sevgisine sarılsın." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)