Âlemin sahibi yalnız Allah'tır
Bütün âlemin yeknesak oluşu aynı nizam ve intizam içinde bulunuşu itibarı ile tek bir ülke sayılmıştır. Bu ülkenin sahibi de hiç şüphe yok ki, yalnız ve yalnız Allah'tır
24.08.2019 00:00:00





İmam Gazali hazretleri şöyle buyuruyor:
"Allah, Maliku'l-Mülk'tür. Bu, dileğini, memleketinde istediği gibi yürüten demektir. İstediği zaman var eder, istediğinde yok eder, istediğinde bırakır.
Mülk'ün buradaki anlamı, memlekettir. Malik, ise tastamam bir kudrete sahip olan manasınadır.
Varlık aleminin bütünü tek bir memlekettir. O ise bu memleketin (ülkenin) sahibi...
Varlık aleminin tek bir memleket sayılması, içinde bulunan varlıkların birbirlerine bağlı olmasından ileri gelmektedir. Bunlar, bir bakıma her ne kadar çok görünürlerse de diğer yönden bir sayılırlar. Tıpkı insan gibi… İnsan hakikatin bir memleketidir.
Lâkin bu memleket birçok azadan teşekkül etmektedir. Bu azalar birbirlerine yardım ediyorlar ki, insan hakikatinin istekleri yerine gelsin. Bu itibarla bu, tek bir memleket olmuştur.
İşte bütün alem de tek bir şahıs gibidir. Alemin eczası, tek bir gaye için birbirlerine yardımcı olan o şahsın azaları gibidir.
Allah'ın ihsanı, bütün alemde tam mânası ile gerçekleşsin diye bu ecza-i alem devamlı surette birbirlerine yardım etmekte, yekdiğerlerini tamamlamaktadırlar.
Bütün âlemin yeknesak oluşu aynı nizam ve intizam içinde bulunuşu itibarı ile tek bir ülke sayılmıştır. Bu ülkenin sahibi de hiç şüphe yok ki, yalnız ve yalnız Allah'tır.
Kulun ülkesine gelince… Onun ülkesi, bedenidir. O, gerek kalbine ve gerekse diğer azalarına söz geçirebilirse, kendisine verilen kudret nisbetinde, kendi ülkesinin sahibi olur.
Cenab-ı hakkın bir ismi de el-Müntakim'dir… Asilerin belini kıran, canilerin hakkından gelen, taşkınlık yapan azgınların haddini bildiren şüphesiz ki O'dur.
Tabiî bu ukubet (ceza) faslı, onları defalarca mazur gördükten, onları uyardıktan, defalarca onlara fırsat verdikten sonradır. Bu şekildeki intikam, peşin alınan intikamdan daha çetindir.
Çünkü fazla masiyet işlemiş olmaları, onların daha çetin azaba çarptırılmalarına sebep olacaktır.
Kulların alacağı intikamlarından makbul olan intikam, Allah düşmanlarından alacağı intikamdır. Düşmanların en zorlusu hiç şüphe yok ki kulun nefsidir.
Bir masiyet irtikâp ettiğinde veya ibadetlerden birine halel getirdiğinde, ondan intikam almak kulun en başta gelen meşru haklarındandır.
Bayezid-i Bistamî'den nakledilmiştir: 'Nefis beni, bir gece zevkli ibadetlerimden alıkoydu. Fakat ben de ona tam bir sene su vermemekle intikamımı aldım.'
İşte nefisten intikam böyle alınmalıdır."
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.