Tarımda yaşanan krizin asıl sebebinin kuraklık olmadığı, Konya Ovası'nın altında bulunan büyük bir yeraltı su rezerviyle bir kez daha ispatlandı.
MTA'nın Orta Anadolu'da yaptığı araştırmalar sonucunda Konya Havzası'nda mevcut yer altı suyunun daha da altında ikinci bir su rezervinin varlığı anlaşıldı. MTA yetkililerinin yaptıkları açıklamada özellikle geçen yıl yaşanan kuraklık ve aşırı su kullanımı sonucu yer altı suyunda ortaya çıkan ciddi düşüş üzerine bir çalışma yapıldığı belirtildi. "Jeoloji ve jeofizik raporlarının desteğiyle yapılan araştırmada mevcut yer altı suyunun daha da altında ikinci bir su rezervi tespit edilmiştir" denilen açıklamada ölçümlere göre bulunan bu yeni su rezervinin 450-500 metre derinlikte olduğu açıklandı. MTA'dan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Konya Ovası'nı bir çanak olarak düşündük ve yıllar önce yaşanan çökmeleri hesapladık. Raporlar, ölçümler ve çalışmalar derken, sevindirici bir sonuca ulaştık. İkinci bir su tabakası olduğu kesin. Bu su rezervi, suyun çekildiği mevcut tabakadan tamamen bağımsız. Borularla ciddi paralar harcanarak kilometrelerce öteden suyun getirilmesindense daha ucuza sondajla bu su çekilebilir. Çok da zor ve pahalı değil."
Rezerv içmeye de elverişliMTA Orta Anadolu 2. Bölge Müdürü Ali Rıza Demirci, bulunan suyun içme ve sulama suyu olarak kullanılabileceğini, buradaki suyun, mevcut kullanılan rezerve eşit olduğunu tahmin ettiklerini, planlı ve programlı kullanılırsa bu suyun Konya'ya büyük fayda sağlayacağına inandıklarını vurguladı. Demirci, "Çünkü tarıma dayalı bir ekonomisi olan bölgede, halen tarıma yönelik yatırımlar yapılıyor. Sondaj tekniğine göre yapılırsa suyun çıkarılması ve kullanılması çok kolay olur" dedi.
Türkiye su kaynaklarını kullanmıyorÇukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Alagöz bir süre önce yaptığı açıklamada Türkiye'nin 115 milyar metreküp olan yer altı ve yer üstü kaynaklarının sadece 50 milyar metreküplük bölümünün kullanılabildiğini açıklamıştı. Prof. Dr. Alagöz, son günlerde su kaynaklarında yaşanan sıkıntının sadece küresel ısınmaya bağlanmaması gerektiğini söyledi. Alagöz devamında şöyle konuştu: "Her ne kadar küresel ısınmadan dolayı sıkıntı söz konusu olsa da asıl sorun mevcut kaynakların kullanılamamasıdır. Türkiye'nin, yer üstü suları toplamı 100 milyar metreküp, yer altı suları ise 15 milyar metreküptür. Toplam 115 milyar metreküp suya sahibiz ancak, bunun 50 milyar metreküpünü kullanılabiliyoruz. Yani 65 milyar metreküp suyu kullanamıyoruz, atıl durumda bekletiyoruz."
Asıl sorun hükümet politikalarındaUzmanlar, tarımda yaşanan problemlerin asıl kaynağının sürekli empoze edilmeye çalışıldığı gibi kuraklık olmadığını, AB güdümlü tahdit kanunları ve IMF tavsiyeli kemer sıkma politikaları olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının çoğunun kullanılmadığını ve mazot, gübre gibi maliyetlerle boğuşan çiftçinin sulama sorunun tek başına çözemeyeceğini, bunun için bir devlet politikası olması gerektiğini vurguladılar. Bu manada BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarımı öncelikli bir konu olarak gören dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin çözüm önerilerinin dikkate alınmasının Türkiye için hayati önemde olduğunu vurguladılar. Model'de Prof. Dr. Baş, tarımın stratejik, katma değeri en yüksek sektör olduğunu, çiftçileri kendi kaderlerine terketmenin doğru olmadığını ve tıkandığı her noktada devletin bir baba gibi problemleri çözmesi gerektiğini önemle ifade etmektedir.
MTA'nın Orta Anadolu'da yaptığı araştırmalar sonucunda Konya Havzası'nda mevcut yer altı suyunun daha da altında ikinci bir su rezervinin varlığı anlaşıldı. MTA yetkililerinin yaptıkları açıklamada özellikle geçen yıl yaşanan kuraklık ve aşırı su kullanımı sonucu yer altı suyunda ortaya çıkan ciddi düşüş üzerine bir çalışma yapıldığı belirtildi. "Jeoloji ve jeofizik raporlarının desteğiyle yapılan araştırmada mevcut yer altı suyunun daha da altında ikinci bir su rezervi tespit edilmiştir" denilen açıklamada ölçümlere göre bulunan bu yeni su rezervinin 450-500 metre derinlikte olduğu açıklandı. MTA'dan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Konya Ovası'nı bir çanak olarak düşündük ve yıllar önce yaşanan çökmeleri hesapladık. Raporlar, ölçümler ve çalışmalar derken, sevindirici bir sonuca ulaştık. İkinci bir su tabakası olduğu kesin. Bu su rezervi, suyun çekildiği mevcut tabakadan tamamen bağımsız. Borularla ciddi paralar harcanarak kilometrelerce öteden suyun getirilmesindense daha ucuza sondajla bu su çekilebilir. Çok da zor ve pahalı değil."
Rezerv içmeye de elverişliMTA Orta Anadolu 2. Bölge Müdürü Ali Rıza Demirci, bulunan suyun içme ve sulama suyu olarak kullanılabileceğini, buradaki suyun, mevcut kullanılan rezerve eşit olduğunu tahmin ettiklerini, planlı ve programlı kullanılırsa bu suyun Konya'ya büyük fayda sağlayacağına inandıklarını vurguladı. Demirci, "Çünkü tarıma dayalı bir ekonomisi olan bölgede, halen tarıma yönelik yatırımlar yapılıyor. Sondaj tekniğine göre yapılırsa suyun çıkarılması ve kullanılması çok kolay olur" dedi.
Türkiye su kaynaklarını kullanmıyorÇukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Alagöz bir süre önce yaptığı açıklamada Türkiye'nin 115 milyar metreküp olan yer altı ve yer üstü kaynaklarının sadece 50 milyar metreküplük bölümünün kullanılabildiğini açıklamıştı. Prof. Dr. Alagöz, son günlerde su kaynaklarında yaşanan sıkıntının sadece küresel ısınmaya bağlanmaması gerektiğini söyledi. Alagöz devamında şöyle konuştu: "Her ne kadar küresel ısınmadan dolayı sıkıntı söz konusu olsa da asıl sorun mevcut kaynakların kullanılamamasıdır. Türkiye'nin, yer üstü suları toplamı 100 milyar metreküp, yer altı suları ise 15 milyar metreküptür. Toplam 115 milyar metreküp suya sahibiz ancak, bunun 50 milyar metreküpünü kullanılabiliyoruz. Yani 65 milyar metreküp suyu kullanamıyoruz, atıl durumda bekletiyoruz."
Asıl sorun hükümet politikalarındaUzmanlar, tarımda yaşanan problemlerin asıl kaynağının sürekli empoze edilmeye çalışıldığı gibi kuraklık olmadığını, AB güdümlü tahdit kanunları ve IMF tavsiyeli kemer sıkma politikaları olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının çoğunun kullanılmadığını ve mazot, gübre gibi maliyetlerle boğuşan çiftçinin sulama sorunun tek başına çözemeyeceğini, bunun için bir devlet politikası olması gerektiğini vurguladılar. Bu manada BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tarımı öncelikli bir konu olarak gören dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin çözüm önerilerinin dikkate alınmasının Türkiye için hayati önemde olduğunu vurguladılar. Model'de Prof. Dr. Baş, tarımın stratejik, katma değeri en yüksek sektör olduğunu, çiftçileri kendi kaderlerine terketmenin doğru olmadığını ve tıkandığı her noktada devletin bir baba gibi problemleri çözmesi gerektiğini önemle ifade etmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.