Ağlamak sana düşer

Bu kadar hayati olaylar yaşadığımız şu günlerde bakın yine "Bu başbakan neden ağlıyor"u konuşuyoruz, yazıyoruz. Aslında bu cümle bile Erdoğan'ın neden ağladığının, cevabı. Başbakan her daim gündem olmak istiyor, gündemi belirlemek ve gündemi kaydırmak istiyor. Bunu başarmak için en etkili yol olan "duyguya hitap" başka bir ifadeyle "duygu sömürüsü" yöntemini kullanıyor. Tabii ki herkes, kendi penceresinden bakıyor bu gözyaşlarına ve yaşanan olaylara. Ama ortada o kadar çok terazi var ki, birini kullansak bile doğruyu görürüz. En basiti "kıyas" yöntemi? Mesela! Irak'taki, Nur bacıya ağlamayan Erdoğan, niçin Esma'ya ağlıyor? Mymarda katledilen Müslüman'lara ağlayan Emine Erdoğan ve Davutoğlu, Uygur Türklerine neden ağlamıyor? Ya! Afyon'da kemikleri bile kül olan Mehmetçiklerimize bir damla gözyaşı neden çok görüldü? En basit kıyas ise Erdoğan ve kabinesi neden hep seçim arifelerinde ağlıyor?Bu konuda belirttiğim gibi birçok şey yazıldı, çizildi. Hatta bazı internet siteleri ve yazarlar, Erdoğan ve hükümetinin ağlama takvimini çıkardılar. Takvim oldukça ilginç!2004 seçim var. Ağlandı. 2005 ve 2006 seçim yok. Gözyaşı da yok. 2007 seçim var. Ağlandı. Hem de istiklal Marşı okunurken. 2008 seçim yok, ağlamada? 2009, 2010, 2011 yerel, genel ve referandum öncesi gözyaşlarına durmak yok, devam. 2012 seçim yok, ağlamakta. Ve 2013. Yakında yerel seçimler var. Haliyle gözyaşı lazım?Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ise başbakan'ın gözyaşlarını verdiği ilginç örnekle "ak" lamaya çalıştı. Aynı zamanda bu gözyaşlarına aldanmayanları da aşağılamayı ihmal etmedi. Çelik, "Ağlamak insancadır, insana mahsustur. Bugüne kadar sığırların ağladığı görülmemiştir. Hayvanlar gülmezler de, ağlamazlar da" dedi.Sayın Çelik'e diyeceğim! Ben, Anadolu çocuğuyum ve birçok ağlayan, acısından feryat eden hayvan gördüm. Eğer Anadolu'ya yolu düşmez ise belgesellerde bu sahneleri çok rahat görebilir?Evet, ben bugüne kadar ağlayan bazı hayvanlara rastladım ama canlı yayına Suriye olaylarını değerlendirmesi için çıkarılan öküze ilk kez rastladım. Bir televizyon kanalı, Suriye olaylarını değerlendirmesi için haber bültenine öküz çıkardı. Öküzün tercümanlığını da sunucu yaptı. Canlı yayında Suriye olaylarını yorumlayan öküz diyormuş ki; "İnsanlık katliamlara sessiz kalmış. Biz öküzüz, ağlamayız ama insanlar ağlar? Daha sonra öküzün "nane nane" şarkısını söyleyeceğini belirten muhabir, BM ve katliamlara sessiz kalan herkese ağır eleştirilerde bulundu.Demek ki sunucu, öküzden bayağı etkilenmiş? Suriye'ye müdahale konusunda kimse sessiz değil. Sadece cesaret edemiyorlar?İran'ın net duruşu, Çin ve Rusya'nın, 3. Dünya savaşı çıkar, açıklamaları artı ABD'nin Ortadoğu'daki dostlarının yönettiği ülkelerdeki sosyal ve ekonomik çalkantılar, Almanya ve İtalya'nın saldırıya taraf olmayacaklarını açıklaması, ABD ve dostlarının cesaretini (!) bitirmiş durumda.  Bakın! ABD yeni bir kimyasal mazeret arıyordu. Mazereti buldu ama cesareti yok. Çünkü Suriye'ye müdahale İsrail'in bitmesidir. Ortadoğu'daki taşeron siyasetçilerinin sonu demektir. Bundan olsa gerek ABD ve müttefikleri, saldırılarına ya laf ile ya da teröristleri açık destek ile devam ediyorlar. AKP hükümeti de laf ile saldırı ve tehditlerine devam ediyor. Hatta tezkere bile gündeme geldi. En büyük destekçisi ise her zamanki gibi MHP?  AKP'li bazı bakanlar, elimizde zaten ruhsat var, tezkere gereksiz, derken diğerleri de "sorun değil! 24 saatte çıkarırız". (Sayıları yetmiyor. Kim destek verecek? MHP tabii ki!!!)Bir an için diyelim ki! ABD, NATO, Suriye'ye harekât başlattı. Türkiye, bende varım, dedi ve girdiler. Özellikle "üç saatte Şam'a girer, Emeviye camiinde namaz kılarız" diyenlere soruyorum; Bu namazı kiminle kılacaksınız? Yahudilerle mi? Hıristiyanlarla mı?  Çünkü İsrail cumhurbaşkanı da, sizinle aynı çağrıyı yapıyor ve müdahale, diyor. Ordusu en üst düzey alarmda... Artı ABD ile sıkı bir temas halindeler.  Diğer taraftan zalim (!) Esad'a karşı cihat eden (!), hükümetimizin her türlü siyasi ve askeri destek sağladığı ÖSA, İsrail'e çağrıda bulunuyor;İsrail'in Yedioth Aharonot gazetesine konuşan ÖSA'dan üst düzey bir yetkili: "Eğer İsrail, Suriye halkına karşı iyi niyetini göstermek istiyorsa dünya kamuoyunu askeri müdahaleye ikna etmek için elinden geleni yapmalı." Diyor.Dün, Mısır'daki olayların arkasında İsrail var, diyerek ABD'den şiddetli bir azar işittiniz. Bu azarlamaya çok üzüldüğünüzü de açıkladınız. Şimdi bu İsrail ile aynı söylemleri nasıl dillendirirsiniz? Mısır'da "çıban" olan İsrail, Suriye'de mehlem mi oldu? Bu mantığın ve duruşun hangi kitapta yeri var. Artı bu duruşunuza, Allah'ın Kitabı ne diyor, bir baktınız mı?