Abdülmelik döneminde Ehl-i Beyt tutumları
Abdülmelik b. Mervan Hicri 65. yılda hilafet makamına geçmiştir. Hilafete geçtiğinde Hicazlılar Abdullah b. Zübeyr’e biat etmişti
16.10.2023 08:24:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Abdülmelik b. Mervan Hicri 65. yılda hilafet makamına geçmiştir. Hilafete geçtiğinde Hicazlılar Abdullah b. Zübeyr'e biat etmişti. Irak bölgesinde ise Zübeyrîler, Hz. Ali (a.s.) taraftarları ve Haricîler olmak üzere, dağınık bir biat söz konusu idi.
Abdullah b. Zübeyr ile mücadele eden Abdülmelik b. Mervan Hicri 73 yılında Abdullah b. Zübeyr'i, Mekke'de bir kuşatma neticesinde öldürtmüştür.
Bu işten sonra halka yaptığı konuşmasında, "Beni dindarlığa ve takvalı olmaya davet edecek olanın kellesini uçururum, bilmiş olun!" demiştir.
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın imametinin 21 yıl gibi uzun bir dönemi halife Abdülmelik b. Mervan dönemine rastlamaktadır.
Halife Abdülmelik hakkında şunlar bilinmektedir:
"Abdülmelik, akıllı, bilgili, edip, uyanık, cebbar, katı, fevkalade siyasetçi ve oldukça tedbirli bir insandı."
Medine fakihlerinden sayılan Abdülmelik, hilafet makamına geçtikten sonra bu yönünü tamamen yitirmiştir.
"Derler ki: Babası ölüp de halifelik kendisine geçtiğinde o Kur'an okumakta idi. Bu haberi duyunca Kur'an'ı kapatıp bir kenara koydu ve "Şimdi seninle ayrılıyoruz! Artık seninle bir işim kalmadı" dedi."
Aşağıda Abdülmelik'in Ehl-i Beyt'e karşı tutumunu vereceğiz. İmam Ali'ye sebbetme geleneğini sürdüren bir Emevi olan Abdülmelik, İmam (a.s.) Zeynelâbidin'e de zulmetmiştir.
Ancak, İmam (a.s.)'ın ilminden ve firasetinden yararlanmaktan da geri durmamıştır. Onun manevî konulardaki engin bilgisine güvendiği gibi, olaylar karşısında ondan akıl da almıştır:
"Abdülmelik zamanında Roma kralının, Müslümanları alçaltmakla tehdit etmesi karşısında, Roma devletinin para biriminin Müslüman halk arasında kullanılması ile ilgili problemin çözümü için İmam Zeynelâbidin(a.s.)'dan yardım istemiştir."
Abdülmelik döneminde Ehl-i Beyt tutumları
Abdülmelik döneminde İmam Ali (a.s.) ve Ehl-i Beyt sevenlerinin önemli ayaklanmaları olmuş ama bunlar çok katı tedbirlerle bastırılmıştır. Öyle ki, halk İmam Ali (a.s.)'dan nakledilecek bir hadisi dahi, karşısındakinin söylemeyeceğine ikna olmadan nakle- demez hale getirilmiştir.
İbn Ebi'l Hadid, Abdülmelik b. Mervan dönemindeki Ehl-i Beyt'e yönelik siyaset anlayışı ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"Abdülmelik b. Mervan, Ali (a.s.)'ın fazilet, yüce makam ve mevkiini biliyordu ve halkın arasında minberlerde, hutbelerde açıkça Hz. Ali (a.s.)'a lanet edip, küfretmenin çirkin sonucunun kendisine döneceğini ve sonunda kendi isminin lekeleneceğinin bilincinde idi. Çünkü ikisi de Abdumenafoğulları boyundandılar, kökenleri birdi.
Fakat Abdülmelik b. Mervan, hükümetin temellerini sağlamlaştırıp, geçmişlerinin işlerini teyid etmek, Hâşimoğullarının hükümette bir payı olmadığını bütün insanlara kabul ettirmek ve varlığı ile övündükleri önderlerinin ve ileri gelenlerinin düşük bir durumda olduğunu göstermek istediği için böyle davranıyordu.
Böylece, insanlar kendisine bağlandıkları, yolunu izledikleri ve eğilim gösterdikleri kimselerin hilafet düzeninden uzak olduğunu ve hiçbir surette onu elde edemeyeceğini anlamış olacaklardı."
Muaviye'nin döneminde başlayan İmam Ali (a.s.)'a sebbetme uygulaması babası gibi kendi döneminde de devam etmiştir.
Bir hac vazifesi esnasında Medine'de halka yaptığı konuşma onun gözünde halkın değeri olmadığını göstermektedir:
"Ben ne rezil halife gibi, ne kolaycı halife gibi, ne de akılsız halife gibiyim. Ben bu halkı kılıçtan başka şeyle iyileştirmem. Siz bizden Muhacirlerin işlerini istiyorsunuz ama kendiniz ona uymuyorsunuz. Allah'a yemin ederim ki, bundan sonra her kim bana takvayı emrederse boynunu vuracağım."
Abdülmelik'in Ehl-i Beyt'e ve özellikle Hz. Ali (a.s.)'a olan düşmanlığı ile ilgili şu örnek mânidârdır:
"Abdülmelik b. Mervan, 685-686 senesinde yanına gelen Ali b. Abdullah b. Abbas'ın künyesini değiştirmiştir.
Abdullah b. Zübeyr ile aralarında hilafet kavgasının geçtiği dönemde vukû bulan hadisede, İbn Zübeyr tarafından biate zorlanan Abdullah b. Abbas, Abdülmelik'i tercih ederek oğlu Ali'yi Şam'a göndermiştir.
Abdülmelik, gelen şahsın isminin Ali, künyesinin de Ebu'l Hasan olduğunu öğrenince, Ali b. Abdullah'ın künyesini oğluna nispetle Ebu Muhammed olarak değiştirmiştir.
Gerekçe olarak da, "Bu isim ve künye benim askerlerim arasında bir araya gelemez" demiştir. (Bilindiği gibi Hz. Ali (a.s.)'ın künyesi Ebu'l Hasan'dır).
Yine, Abdülmelik, İmam Hüseyin (a.s.)'ın kızı Sükeyne bint-ü Hüseyin ile evlenmek istemiştir. Ancak, Sükeyne bu teklifi kabul etmemiştir.
Sükeyne'nin İbrahim b. Abdurrahman b. Avf'la yapılan nikâhını sonlandırmıştır. Halife, Hişam b. İsmail'den onları ayırmasını, eğer evlilik gerçekleşmişse mehrinin verilmesini istemiştir." (Prof. Dr. Haydar baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Abdullah b. Zübeyr ile mücadele eden Abdülmelik b. Mervan Hicri 73 yılında Abdullah b. Zübeyr'i, Mekke'de bir kuşatma neticesinde öldürtmüştür.
Bu işten sonra halka yaptığı konuşmasında, "Beni dindarlığa ve takvalı olmaya davet edecek olanın kellesini uçururum, bilmiş olun!" demiştir.
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın imametinin 21 yıl gibi uzun bir dönemi halife Abdülmelik b. Mervan dönemine rastlamaktadır.
Halife Abdülmelik hakkında şunlar bilinmektedir:
"Abdülmelik, akıllı, bilgili, edip, uyanık, cebbar, katı, fevkalade siyasetçi ve oldukça tedbirli bir insandı."
Medine fakihlerinden sayılan Abdülmelik, hilafet makamına geçtikten sonra bu yönünü tamamen yitirmiştir.
"Derler ki: Babası ölüp de halifelik kendisine geçtiğinde o Kur'an okumakta idi. Bu haberi duyunca Kur'an'ı kapatıp bir kenara koydu ve "Şimdi seninle ayrılıyoruz! Artık seninle bir işim kalmadı" dedi."
Aşağıda Abdülmelik'in Ehl-i Beyt'e karşı tutumunu vereceğiz. İmam Ali'ye sebbetme geleneğini sürdüren bir Emevi olan Abdülmelik, İmam (a.s.) Zeynelâbidin'e de zulmetmiştir.
Ancak, İmam (a.s.)'ın ilminden ve firasetinden yararlanmaktan da geri durmamıştır. Onun manevî konulardaki engin bilgisine güvendiği gibi, olaylar karşısında ondan akıl da almıştır:
"Abdülmelik zamanında Roma kralının, Müslümanları alçaltmakla tehdit etmesi karşısında, Roma devletinin para biriminin Müslüman halk arasında kullanılması ile ilgili problemin çözümü için İmam Zeynelâbidin(a.s.)'dan yardım istemiştir."
Abdülmelik döneminde Ehl-i Beyt tutumları
Abdülmelik döneminde İmam Ali (a.s.) ve Ehl-i Beyt sevenlerinin önemli ayaklanmaları olmuş ama bunlar çok katı tedbirlerle bastırılmıştır. Öyle ki, halk İmam Ali (a.s.)'dan nakledilecek bir hadisi dahi, karşısındakinin söylemeyeceğine ikna olmadan nakle- demez hale getirilmiştir.
İbn Ebi'l Hadid, Abdülmelik b. Mervan dönemindeki Ehl-i Beyt'e yönelik siyaset anlayışı ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"Abdülmelik b. Mervan, Ali (a.s.)'ın fazilet, yüce makam ve mevkiini biliyordu ve halkın arasında minberlerde, hutbelerde açıkça Hz. Ali (a.s.)'a lanet edip, küfretmenin çirkin sonucunun kendisine döneceğini ve sonunda kendi isminin lekeleneceğinin bilincinde idi. Çünkü ikisi de Abdumenafoğulları boyundandılar, kökenleri birdi.
Fakat Abdülmelik b. Mervan, hükümetin temellerini sağlamlaştırıp, geçmişlerinin işlerini teyid etmek, Hâşimoğullarının hükümette bir payı olmadığını bütün insanlara kabul ettirmek ve varlığı ile övündükleri önderlerinin ve ileri gelenlerinin düşük bir durumda olduğunu göstermek istediği için böyle davranıyordu.
Böylece, insanlar kendisine bağlandıkları, yolunu izledikleri ve eğilim gösterdikleri kimselerin hilafet düzeninden uzak olduğunu ve hiçbir surette onu elde edemeyeceğini anlamış olacaklardı."
Muaviye'nin döneminde başlayan İmam Ali (a.s.)'a sebbetme uygulaması babası gibi kendi döneminde de devam etmiştir.
Bir hac vazifesi esnasında Medine'de halka yaptığı konuşma onun gözünde halkın değeri olmadığını göstermektedir:
"Ben ne rezil halife gibi, ne kolaycı halife gibi, ne de akılsız halife gibiyim. Ben bu halkı kılıçtan başka şeyle iyileştirmem. Siz bizden Muhacirlerin işlerini istiyorsunuz ama kendiniz ona uymuyorsunuz. Allah'a yemin ederim ki, bundan sonra her kim bana takvayı emrederse boynunu vuracağım."
Abdülmelik'in Ehl-i Beyt'e ve özellikle Hz. Ali (a.s.)'a olan düşmanlığı ile ilgili şu örnek mânidârdır:
"Abdülmelik b. Mervan, 685-686 senesinde yanına gelen Ali b. Abdullah b. Abbas'ın künyesini değiştirmiştir.
Abdullah b. Zübeyr ile aralarında hilafet kavgasının geçtiği dönemde vukû bulan hadisede, İbn Zübeyr tarafından biate zorlanan Abdullah b. Abbas, Abdülmelik'i tercih ederek oğlu Ali'yi Şam'a göndermiştir.
Abdülmelik, gelen şahsın isminin Ali, künyesinin de Ebu'l Hasan olduğunu öğrenince, Ali b. Abdullah'ın künyesini oğluna nispetle Ebu Muhammed olarak değiştirmiştir.
Gerekçe olarak da, "Bu isim ve künye benim askerlerim arasında bir araya gelemez" demiştir. (Bilindiği gibi Hz. Ali (a.s.)'ın künyesi Ebu'l Hasan'dır).
Yine, Abdülmelik, İmam Hüseyin (a.s.)'ın kızı Sükeyne bint-ü Hüseyin ile evlenmek istemiştir. Ancak, Sükeyne bu teklifi kabul etmemiştir.
Sükeyne'nin İbrahim b. Abdurrahman b. Avf'la yapılan nikâhını sonlandırmıştır. Halife, Hişam b. İsmail'den onları ayırmasını, eğer evlilik gerçekleşmişse mehrinin verilmesini istemiştir." (Prof. Dr. Haydar baş İmam Zeynelabidin eserinden)