ABD Savuma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman'ın üst üste yaptıkları tehditkar açıklamalarla ABD ile Türkiye'nin arasında süren derin ihtilaf dışa vurdu.
ABD'nin savaş çetesinin beyninin Türkiye'ye dönük açıklamaları Washington'un 11 Eylül sonrası politik yörüngesini çizdiği gibi, bugünkü AKP iktidarı ile seçim öncesi en yakın duran ekibin Türkiye'ye biçtiği rolü göstermesi açısından da önemli.
Türkiye'yi özür dilemeye ve dış politikasını sorgusuz sualsiz ABD - İsrail politikalarına endekslemesi çağrısı Türkiye'den cılız tepkilerle savuşturulmaya çalışıldı.
ABD'nin dış politika ve savunmasına yön veren iki ismin kişisel çıkışları olarak algılanıp küçümsenmeye çalışıldı.
Oysa Paul Wolfowitz, görünürde ABD savunma bakan yardımcısı olarak iki numaralı isim gibi gözükse de, gerçekte ABD yönetimine yargısal darbeyle gelen Bush çetesinin fikir babası olarak bu günkü kolonyalist ABD politikalarının mimarıdır. Onun için ABD'nin Türkiyeye bakışını bire bir yansıtıyor.
ABD Dışişleri Bakanı'nın nisbeten yumuşak üslubunu öne çıkarıp kimse rehavete kapılmasın. ABD ile stratejik müttefik olduğumuz mavalları okumasın.
Powell'ın açıklamaları aynı gerçeğin diplomasi makyajı ile ambalajlnmasından ibaret.
Son tahlilde ABD'nin gerek savunma gerek dışişleri mahfillerinde seslendirilen söylemler, Türkiye'nin İsrail ile yakınlaşması, Suriye ve İran konusunda ABD eksenine oturması. Ve tabiiki Kuzey Irak politikasını da Kürtlerin ABD ve İsrail'in yeni müttefiki olduğu gerçeğine göre ayarlamasıdır.
Bakalım Türkiye'nin karar vericileri bu role razı olacak mı, yoksa milli bir duruş ortaya koyabilecek mi?
ABD'nin savaş çetesinin beyninin Türkiye'ye dönük açıklamaları Washington'un 11 Eylül sonrası politik yörüngesini çizdiği gibi, bugünkü AKP iktidarı ile seçim öncesi en yakın duran ekibin Türkiye'ye biçtiği rolü göstermesi açısından da önemli.
Türkiye'yi özür dilemeye ve dış politikasını sorgusuz sualsiz ABD - İsrail politikalarına endekslemesi çağrısı Türkiye'den cılız tepkilerle savuşturulmaya çalışıldı.
ABD'nin dış politika ve savunmasına yön veren iki ismin kişisel çıkışları olarak algılanıp küçümsenmeye çalışıldı.
Oysa Paul Wolfowitz, görünürde ABD savunma bakan yardımcısı olarak iki numaralı isim gibi gözükse de, gerçekte ABD yönetimine yargısal darbeyle gelen Bush çetesinin fikir babası olarak bu günkü kolonyalist ABD politikalarının mimarıdır. Onun için ABD'nin Türkiyeye bakışını bire bir yansıtıyor.
ABD Dışişleri Bakanı'nın nisbeten yumuşak üslubunu öne çıkarıp kimse rehavete kapılmasın. ABD ile stratejik müttefik olduğumuz mavalları okumasın.
Powell'ın açıklamaları aynı gerçeğin diplomasi makyajı ile ambalajlnmasından ibaret.
Son tahlilde ABD'nin gerek savunma gerek dışişleri mahfillerinde seslendirilen söylemler, Türkiye'nin İsrail ile yakınlaşması, Suriye ve İran konusunda ABD eksenine oturması. Ve tabiiki Kuzey Irak politikasını da Kürtlerin ABD ve İsrail'in yeni müttefiki olduğu gerçeğine göre ayarlamasıdır.
Bakalım Türkiye'nin karar vericileri bu role razı olacak mı, yoksa milli bir duruş ortaya koyabilecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
/ diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014





















































































