İstanbul'a ikinci kez gelen Müslüman basketbolcu Kerim Abdül Cabbar, "ABD, ırkçılık bağlamında önemli süreçten geçti ancak Başkan siyah olsa da ABD ideal toplum olmaktan uzak" dedi
RECEP BAHAR - İSTANBUL
ABD Basketbol Ligi NBA'de 38 bin 387 sayı kaydederek, tüm zamanların sayı rekorunu elinde bulunduran Müslüman basketbolcu Kerim Abdül Cabbar, İstanbul'da yapım yönetmenliğini yaptığı "On The Shoulders of The Giants - Devlerin Omuzlarında" adlı belgeselin galasına katıldı. ABD'de ırkçılığın yaygın olduğu dönemde mücadele eden The Harlem Rens basketbol takımının mücadelesinin anlatıldığı belgeselde, ABD'deki ırkçı davranışlar da bütün boyutlarıyla beyazperdeye yansıtılıyor. Belgeselin gala gösterimi sonrasında Yeni Mesaj'ın da sorularını cevaplandıran 1947 doğumlu Kerim Abdül Cabbar, basketbol yaşamının ilk yıllarında ırkçı uygulamayla karşılaşıp karşılaşmadığı şeklindeki sorumuza, şöyle cevap verdi: "Profesyonel basketbol hayatına başladığımda sorun yaşamadım. Ancak ABD'nin güneyindeki üniversiteler siyahlara kapalıydı. Orada olsaydım, sıkıntı yaşardım. ABD, ırkçılık bağlamında önemli süreçten geçti ancak Başkan siyah olsa da ABD ideal toplum olmaktan uzak. Çabalarımız devam etmeli. ABD eski ABD değil elbette."Devlerin Omuzlarında belgeselini bugünkü oyunculara geçmişte olanları hatırlatmak için çektiğini anlatan Kerim Abdül Cabbar, "NBA'in ilk 3 yılında beyazlarla siyahların ayrı takımlarda oynadığını çoğu oyuncu bilmez" dedi.
İsmimden dolayı göz altına alındımYeni Mesaj'ın "Geçen hafta bir imam ile bir Müslüman öğretim görevlisi, milli kiyafetler giydiği için uçağa alınmadı. Siz de 11 Eylül 2001'deki olaylardan sonra benzer tecrübeler yaşadınız mı?" sorusuna ise Cabbar, şu şekilde cevap verdi: "Herkes ABD vatandaşı olduğumu biliyor. Kariyerimde sorgulanacak bir şey yok. ABD'liler bilmedikleri şeylerden korkarlar. 2 yıl önce benimle aynı adı taşıyan ve arama listesinde bulunan bir Pakistanlı nedeniyle gözaltına alındım. Bereket versin ki, Los Angeles'te gözaltına alınmıştım. Daha sonra yanlışlık anlaşıldı ve serbest kaldım." Muhammed Ali'nin bir sporcu olarak kendisinden önce Müslüman olmasının Müslümanlığı yaşamasında işini kolaylaştırdığını ifade eden Kerim Abdül Cabbar, "Önümde Muhammed Ali gibi bir örnek vardı. Müslümanlığımı ilan etmemi kolaylaştırdı. Yükü sırtımdan kaldırmıştı."
Babamın hikayesini filme dökmek isterimŞu ana kadar 7 kitap yazdığını, bu kitaplarındaki mesajlarını insanlarla paylaşmak için yeni filmler yapmak istediğini belirten Kerim Abdül Cabbar, bunun için sponsorlara ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Babasının polis olduğunu kaydeden Kerim Abdül Cabbar, "Babam 2. Dünya savaşı'nda Nazilere karşı mücadele etti. Onun başarılarını filme almak isterim" şeklinde konuştu. Yeni Mesaj'a konuşan Devlerin Omuzlarında belgeselinin yapımcısı Deborah Morales de, belgeselin ilk kez İstanbul'da gösterildiğini, sırada Kudüs'ün olduğunu söyledi. Morales, "Belgesel değişik dillere tercüme edildikçe, diğer ülkelerde de gösterilecek" dedi. Türkiye'ye ikinci kez gelen Kerim Abdül Cabbar, belgesel ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Belgeselim, 'The Harlem Rens' olarak da tanınan 'Harlem Renaissance Big Five' basketbol takımının hikayesini anlatmaktadır. Hayatınızda ismini duymadığınız en muhteşem basketbol takımıdır. 1939 yılında Amerikan basketbol dünyası ırkçı ayrımcılıktan dolayı parçalanmış bir durumdaydı. Beyazların oynadığı takımlar ile Zencilerin oynadığı takımların karşılaşması yasaktı. The Harlem Rens takımı ise en iyi Zenci takımıydı ve tüm ülkenin şampiyonu olacakları bir fırsat aramaktaydılar. Oyuncular ırkçılıktan ekonomik Büyük Buhran'a kadar sayısız zorlukla mücadele ederler ve herkesi yenerek (beyazların oynadığı takımlar dahil) ilk gerçek Amerikan basketbol takımı olurlar. The Harlem Rens, elde ettiği başarılarla Amerika'da yaşayan Zenciler için her zaman örnek olmuştur ama bugüne kadar bu ilginç hikayenin detaylarıyla geniş kitlelere anlatılma fırsatı hiç sunulmamıştı. Bu yüzden Harlem'in muhteşem hikayesini bu belgeselimde birleştirmeye ve paylaşmaya karar verdim." NBA Türkiye Direktörü Naci Cansun, Kerim Abdül Cabbar'ın bu değerli eseriyle basketbolseverlerin bu tutku dolu hikayenin bir parçası olacaklarını söyledi. Ayrıca Cansun, NBA olarak bu güzel projeye destek verdiği için de çok mutlu olduklarını belirtti.
RECEP BAHAR - İSTANBUL
ABD Basketbol Ligi NBA'de 38 bin 387 sayı kaydederek, tüm zamanların sayı rekorunu elinde bulunduran Müslüman basketbolcu Kerim Abdül Cabbar, İstanbul'da yapım yönetmenliğini yaptığı "On The Shoulders of The Giants - Devlerin Omuzlarında" adlı belgeselin galasına katıldı. ABD'de ırkçılığın yaygın olduğu dönemde mücadele eden The Harlem Rens basketbol takımının mücadelesinin anlatıldığı belgeselde, ABD'deki ırkçı davranışlar da bütün boyutlarıyla beyazperdeye yansıtılıyor. Belgeselin gala gösterimi sonrasında Yeni Mesaj'ın da sorularını cevaplandıran 1947 doğumlu Kerim Abdül Cabbar, basketbol yaşamının ilk yıllarında ırkçı uygulamayla karşılaşıp karşılaşmadığı şeklindeki sorumuza, şöyle cevap verdi: "Profesyonel basketbol hayatına başladığımda sorun yaşamadım. Ancak ABD'nin güneyindeki üniversiteler siyahlara kapalıydı. Orada olsaydım, sıkıntı yaşardım. ABD, ırkçılık bağlamında önemli süreçten geçti ancak Başkan siyah olsa da ABD ideal toplum olmaktan uzak. Çabalarımız devam etmeli. ABD eski ABD değil elbette."Devlerin Omuzlarında belgeselini bugünkü oyunculara geçmişte olanları hatırlatmak için çektiğini anlatan Kerim Abdül Cabbar, "NBA'in ilk 3 yılında beyazlarla siyahların ayrı takımlarda oynadığını çoğu oyuncu bilmez" dedi.
İsmimden dolayı göz altına alındımYeni Mesaj'ın "Geçen hafta bir imam ile bir Müslüman öğretim görevlisi, milli kiyafetler giydiği için uçağa alınmadı. Siz de 11 Eylül 2001'deki olaylardan sonra benzer tecrübeler yaşadınız mı?" sorusuna ise Cabbar, şu şekilde cevap verdi: "Herkes ABD vatandaşı olduğumu biliyor. Kariyerimde sorgulanacak bir şey yok. ABD'liler bilmedikleri şeylerden korkarlar. 2 yıl önce benimle aynı adı taşıyan ve arama listesinde bulunan bir Pakistanlı nedeniyle gözaltına alındım. Bereket versin ki, Los Angeles'te gözaltına alınmıştım. Daha sonra yanlışlık anlaşıldı ve serbest kaldım." Muhammed Ali'nin bir sporcu olarak kendisinden önce Müslüman olmasının Müslümanlığı yaşamasında işini kolaylaştırdığını ifade eden Kerim Abdül Cabbar, "Önümde Muhammed Ali gibi bir örnek vardı. Müslümanlığımı ilan etmemi kolaylaştırdı. Yükü sırtımdan kaldırmıştı."
Babamın hikayesini filme dökmek isterimŞu ana kadar 7 kitap yazdığını, bu kitaplarındaki mesajlarını insanlarla paylaşmak için yeni filmler yapmak istediğini belirten Kerim Abdül Cabbar, bunun için sponsorlara ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Babasının polis olduğunu kaydeden Kerim Abdül Cabbar, "Babam 2. Dünya savaşı'nda Nazilere karşı mücadele etti. Onun başarılarını filme almak isterim" şeklinde konuştu. Yeni Mesaj'a konuşan Devlerin Omuzlarında belgeselinin yapımcısı Deborah Morales de, belgeselin ilk kez İstanbul'da gösterildiğini, sırada Kudüs'ün olduğunu söyledi. Morales, "Belgesel değişik dillere tercüme edildikçe, diğer ülkelerde de gösterilecek" dedi. Türkiye'ye ikinci kez gelen Kerim Abdül Cabbar, belgesel ile ilgili olarak da şunları söyledi: "Belgeselim, 'The Harlem Rens' olarak da tanınan 'Harlem Renaissance Big Five' basketbol takımının hikayesini anlatmaktadır. Hayatınızda ismini duymadığınız en muhteşem basketbol takımıdır. 1939 yılında Amerikan basketbol dünyası ırkçı ayrımcılıktan dolayı parçalanmış bir durumdaydı. Beyazların oynadığı takımlar ile Zencilerin oynadığı takımların karşılaşması yasaktı. The Harlem Rens takımı ise en iyi Zenci takımıydı ve tüm ülkenin şampiyonu olacakları bir fırsat aramaktaydılar. Oyuncular ırkçılıktan ekonomik Büyük Buhran'a kadar sayısız zorlukla mücadele ederler ve herkesi yenerek (beyazların oynadığı takımlar dahil) ilk gerçek Amerikan basketbol takımı olurlar. The Harlem Rens, elde ettiği başarılarla Amerika'da yaşayan Zenciler için her zaman örnek olmuştur ama bugüne kadar bu ilginç hikayenin detaylarıyla geniş kitlelere anlatılma fırsatı hiç sunulmamıştı. Bu yüzden Harlem'in muhteşem hikayesini bu belgeselimde birleştirmeye ve paylaşmaya karar verdim." NBA Türkiye Direktörü Naci Cansun, Kerim Abdül Cabbar'ın bu değerli eseriyle basketbolseverlerin bu tutku dolu hikayenin bir parçası olacaklarını söyledi. Ayrıca Cansun, NBA olarak bu güzel projeye destek verdiği için de çok mutlu olduklarını belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.