Türkiye'nin, Ulusal Program'da AB'ye bir yılda gerçekleştirmek için söz verdiği kısa vadeli kriterleri tamamlaması için bir ay kaldı
Türkiye'nin, sözde Ulusal Program'da Avrupa Birliği'ne bir yılda gerçekleştirmek için söz verdiği kısa vadeli kriterleri tamamlaması için bir ay kaldı. 19 Mart'a kadar tamamlanması gereken 30'dan fazla değişiklik söz konusu. Daha çok siyasi alandaki bu kriterler, sadece düşünce ve ifade özgürlüğüne dair TCK'nın 312 ve 159. maddesinden ibaret değil. Geçen hafta zorlu pazarlıklar sonrası Türk Ceza Kanunu'nun 312, 159 ve Terörle Mücadele Yasası'nın 7. ve 8. maddeleri TBMM'de yapılan oylamayla değiştirilmiş olsa da insan hakları savunucuları ve birçok hukukçuyu memnun etmedi.
Hükümet tavizleri sıralıyor ama AB memnun değilOrta vadede idam cezasını kaldırmaya dair sözle ilgili ise uzun zamandır bekleyen ve Türk Ceza Kanunu'nun tümünü değiştirmeyi öngeren yasa tasarısı dışında belirgin bir adım yok. Aynı zamanda AB'nin Genişlemeden Sorumu Komiseri Günter Verheugen da Ankara'ya yaptığı ziyarette, planlanan düzenlemeler sonuçlanmadan Türkiye'nin AB üyeliğinin mümkün olmadığını tekrarladı ve 'Mini Demokrasi Paketi'ni de Avrupa standartlarının gerisinde bulduğunu açıkça dile getirdi.
Hükümet idam ve Kürtçe için uğraşıyorAB'nin hükümetten ısrarla istediği idamın kaldırılması ve Kürtçe eğitim konusunda hükümet oldukça gayretli çalışmalar yapıyor ama istekleri tam bitirmiş değil hala. Türk Ceza Kanunu'nun tümünün değiştirilmesini öngören, ancak yürürlüğe girmesi uzun zaman alacak olan yasa tasarısı ve siyasilerin zaman zaman kaldırılacağı yönündeki açıklamaları dışında henüz gelişme yok.
Özellikle Türkiye dışında yakalanan suçluların iadesi konusunda ve insan hakları tartışmaları sırasında Türkiye'yi zor durumda bırakan idam cezası 1986 yılından bu yana uygulanmasa da TCK'yla birlikte dört ayrı yasada 41 suçta öngörülüyor. Türkiye'nin insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına dair Avrupa Sözleşmesi'ne ek 6 No'lu Protokole imza atarak diğer demokratikleşme atılımlarını gerçekleştireceği yönünde güvence vermesi bekleniyor. Ancak idam cezasının kaldırılması için Anayasa ve TBMM iç tüzüğünün de değişmesi gerekiyor.
Türkiye'yi zor durumda bırakan diğer önemli bir konu ise ana dilde yayın ve orta vadede yapması beklenen ana dilde eğitim meselesi. Kürtçe eğitime şiddetle karşı çıkan hükümet, yayın konusunda ise daha esnek açıklamalar yapıyor. Ancak ana dilde yayın yapılmasına engel olan RTÜK Yasası'nın değişmesi gerekiyor ki, bu konunun da kısa vadede çözülebilmesi mümkün görünmüyor.
Hükümet söz vermiştiTürkiye, Avrupa Birliği'ne sunduğu sözde Ulusal Program'daki siyasi kriterleri yerine getirme sözünü şöyle vermişti: "Türk hükümeti, siyasi idari ve yargı reformlarına ilişkin çalışmalarını 2001'de hızlandıracak ve önerilerini mümkün olan en kısa zamanda TBMM'ye sunacaktır. Bu bağlamda amaç özgürlükçü, katılımcı, güvenceli, devlet organları arasında görev yetkileri dengeleyen, hukuk devleti ilkesini üstün kılan Anayasa ve yasa hükümlerinin, Türkiye'nin uluslararası taahhütleri ile AB standartları temelinde daha da geliştirilmesidir. Anayasa değişiklikleri, yasal düzenlemelerin de çerçevesini belirleyecektir".
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarıda kaydedilecek gelişmeleri sürekli olarak izleyeceği de vurgulanarak, "AB müktesebatına uyum çalışmaları düzenli şekilde değerlendirecek ve bu çalışmaların hızlandırılması için gerekli tüm önlemleri alacaktır. Söz konusu reformlar bağlamında TBMM esasen önemli bir çalışma içindedir. Partilerarası Anayasa Uyum Komisyonu, halen Anayasa'da yapılabilecek değişiklikler üzerinde çalışmaktadır" ifadesine yer verilmişti.
Türkiye'nin, sözde Ulusal Program'da Avrupa Birliği'ne bir yılda gerçekleştirmek için söz verdiği kısa vadeli kriterleri tamamlaması için bir ay kaldı. 19 Mart'a kadar tamamlanması gereken 30'dan fazla değişiklik söz konusu. Daha çok siyasi alandaki bu kriterler, sadece düşünce ve ifade özgürlüğüne dair TCK'nın 312 ve 159. maddesinden ibaret değil. Geçen hafta zorlu pazarlıklar sonrası Türk Ceza Kanunu'nun 312, 159 ve Terörle Mücadele Yasası'nın 7. ve 8. maddeleri TBMM'de yapılan oylamayla değiştirilmiş olsa da insan hakları savunucuları ve birçok hukukçuyu memnun etmedi.
Hükümet tavizleri sıralıyor ama AB memnun değilOrta vadede idam cezasını kaldırmaya dair sözle ilgili ise uzun zamandır bekleyen ve Türk Ceza Kanunu'nun tümünü değiştirmeyi öngeren yasa tasarısı dışında belirgin bir adım yok. Aynı zamanda AB'nin Genişlemeden Sorumu Komiseri Günter Verheugen da Ankara'ya yaptığı ziyarette, planlanan düzenlemeler sonuçlanmadan Türkiye'nin AB üyeliğinin mümkün olmadığını tekrarladı ve 'Mini Demokrasi Paketi'ni de Avrupa standartlarının gerisinde bulduğunu açıkça dile getirdi.
Hükümet idam ve Kürtçe için uğraşıyorAB'nin hükümetten ısrarla istediği idamın kaldırılması ve Kürtçe eğitim konusunda hükümet oldukça gayretli çalışmalar yapıyor ama istekleri tam bitirmiş değil hala. Türk Ceza Kanunu'nun tümünün değiştirilmesini öngören, ancak yürürlüğe girmesi uzun zaman alacak olan yasa tasarısı ve siyasilerin zaman zaman kaldırılacağı yönündeki açıklamaları dışında henüz gelişme yok.
Özellikle Türkiye dışında yakalanan suçluların iadesi konusunda ve insan hakları tartışmaları sırasında Türkiye'yi zor durumda bırakan idam cezası 1986 yılından bu yana uygulanmasa da TCK'yla birlikte dört ayrı yasada 41 suçta öngörülüyor. Türkiye'nin insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına dair Avrupa Sözleşmesi'ne ek 6 No'lu Protokole imza atarak diğer demokratikleşme atılımlarını gerçekleştireceği yönünde güvence vermesi bekleniyor. Ancak idam cezasının kaldırılması için Anayasa ve TBMM iç tüzüğünün de değişmesi gerekiyor.
Türkiye'yi zor durumda bırakan diğer önemli bir konu ise ana dilde yayın ve orta vadede yapması beklenen ana dilde eğitim meselesi. Kürtçe eğitime şiddetle karşı çıkan hükümet, yayın konusunda ise daha esnek açıklamalar yapıyor. Ancak ana dilde yayın yapılmasına engel olan RTÜK Yasası'nın değişmesi gerekiyor ki, bu konunun da kısa vadede çözülebilmesi mümkün görünmüyor.
Hükümet söz vermiştiTürkiye, Avrupa Birliği'ne sunduğu sözde Ulusal Program'daki siyasi kriterleri yerine getirme sözünü şöyle vermişti: "Türk hükümeti, siyasi idari ve yargı reformlarına ilişkin çalışmalarını 2001'de hızlandıracak ve önerilerini mümkün olan en kısa zamanda TBMM'ye sunacaktır. Bu bağlamda amaç özgürlükçü, katılımcı, güvenceli, devlet organları arasında görev yetkileri dengeleyen, hukuk devleti ilkesini üstün kılan Anayasa ve yasa hükümlerinin, Türkiye'nin uluslararası taahhütleri ile AB standartları temelinde daha da geliştirilmesidir. Anayasa değişiklikleri, yasal düzenlemelerin de çerçevesini belirleyecektir".
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarıda kaydedilecek gelişmeleri sürekli olarak izleyeceği de vurgulanarak, "AB müktesebatına uyum çalışmaları düzenli şekilde değerlendirecek ve bu çalışmaların hızlandırılması için gerekli tüm önlemleri alacaktır. Söz konusu reformlar bağlamında TBMM esasen önemli bir çalışma içindedir. Partilerarası Anayasa Uyum Komisyonu, halen Anayasa'da yapılabilecek değişiklikler üzerinde çalışmaktadır" ifadesine yer verilmişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.