Futbolumuzda olanca hızıyla devam eden çirkinlikler, her geçen sezon bir öncesini aratıyor
Kulüplerine endeksli amigo yazar çizer takımının çeşitli komplo teorileri ile birbirlerine karşı olan tutumları, kulüp yöneticilerinin karşılıklı çirkin saldırıları derken Beşiktaş 100. kuruluş yılında bana göre şampiyonluğu yakaladı. Zevksiz, kalitesiz, tatsız ve çirkinliklerle dolu bir futbol sezonu daha 2 hafta sonra bitmek üzere. Şimdi hep birlikte 2005 yılında Galatasaray'ın, 2007 yılında da Fenerbahçe'nin 100. yılını ve şampiyonluklarını kutlamaya hazırlanalım.
Dünya üçüncülüğünü yakalayan futbolumuz geçen 1 yıl gibi zaman içersinde düşüş trendine girmemeliydi. Kaliteden yoksun maçlar, onları yönetmeye çalışan garip kararlı hakemlerden başlayarak günü kurtarmak adına akla hayale gelmeyen her türlü çarelere başvuran kulüp yöneticilerine kadar ne ararsan var bu kalitesiz ligde.
Ya futbolumuzu yöneten Ulusoy Federasyonu?
Şayet önümüzdeki futbol sezonu haysiyetli ve şaibelerden uzak bir lig olacaksa bu federasyonun önce istifa etmesi gerekir. Tepeden tırnağa yıpranmış bu federasyon, önümüzdeki sezon da görevine devam ettiği takdirde olacakların önüne bana göre kimse geçemez.
Ankara'da oynana GençlerbirliğiBeşiktaş maçı 20022003 futbol sezonu tiyatrosunun son perdesiydi. Maçı yönetecek hakemler açıklandığı saatten sonra FİFA hakemi Mustafa Çulcu'ya güya şiddetle karşı çıkan Beşiktaş yönetici ve onun amigo spor yazarları Çulcu'yu oynanacak maçtan çok önce etkilemişlerdi. Nitekim Çulcu gençlere karşı sarı ve kırmızı kartlarını son derece acımasızca kullanmış ve on kişi kalan Gençlerbirliği'nde Beşiktaş karşısında gardı erken düşerek yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Müsabakadan sonra Ersun Yanal'ın "Biz daha kolay ve ucuz bir takımız. Kartlar bize çok kolay çıkıyor. Bizim oyunculara bol sarı ve kırmızı kart, öbür takıma da sadece nasihat" demecine, günaydın Ersun Hoca, Türkiye'nin futbol gerçekleri nihayet anlayabildin derim. Senin takımının Türkiye Ligi üçüncülüğü bile alında bir mucize. Sen bu mucizeyi bu sezon gerçekleştirdin.
Yıllar önce futbolda, paraların bu kadar büyümediği ortamlarda Trabzonspor amatör bir ruhla İstanbul dükruvarını yıkıp paramparça etmişti. Bugün bunca ekonomik krize rağmen futbolda paranın büyük boyutlara ulaşması, daha önemlisi başarıya ulaşılma yolunda her türlü çirkinliğin mübah sayıldığı bu ortamlarda Trabzonspor efsanesinin bile esamesi okunuyor mu ?
Böyle başlara bu tarak çok bile..
Kulüplerine endeksli amigo yazar çizer takımının çeşitli komplo teorileri ile birbirlerine karşı olan tutumları, kulüp yöneticilerinin karşılıklı çirkin saldırıları derken Beşiktaş 100. kuruluş yılında bana göre şampiyonluğu yakaladı. Zevksiz, kalitesiz, tatsız ve çirkinliklerle dolu bir futbol sezonu daha 2 hafta sonra bitmek üzere. Şimdi hep birlikte 2005 yılında Galatasaray'ın, 2007 yılında da Fenerbahçe'nin 100. yılını ve şampiyonluklarını kutlamaya hazırlanalım.
Dünya üçüncülüğünü yakalayan futbolumuz geçen 1 yıl gibi zaman içersinde düşüş trendine girmemeliydi. Kaliteden yoksun maçlar, onları yönetmeye çalışan garip kararlı hakemlerden başlayarak günü kurtarmak adına akla hayale gelmeyen her türlü çarelere başvuran kulüp yöneticilerine kadar ne ararsan var bu kalitesiz ligde.
Ya futbolumuzu yöneten Ulusoy Federasyonu?
Şayet önümüzdeki futbol sezonu haysiyetli ve şaibelerden uzak bir lig olacaksa bu federasyonun önce istifa etmesi gerekir. Tepeden tırnağa yıpranmış bu federasyon, önümüzdeki sezon da görevine devam ettiği takdirde olacakların önüne bana göre kimse geçemez.
Ankara'da oynana GençlerbirliğiBeşiktaş maçı 20022003 futbol sezonu tiyatrosunun son perdesiydi. Maçı yönetecek hakemler açıklandığı saatten sonra FİFA hakemi Mustafa Çulcu'ya güya şiddetle karşı çıkan Beşiktaş yönetici ve onun amigo spor yazarları Çulcu'yu oynanacak maçtan çok önce etkilemişlerdi. Nitekim Çulcu gençlere karşı sarı ve kırmızı kartlarını son derece acımasızca kullanmış ve on kişi kalan Gençlerbirliği'nde Beşiktaş karşısında gardı erken düşerek yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Müsabakadan sonra Ersun Yanal'ın "Biz daha kolay ve ucuz bir takımız. Kartlar bize çok kolay çıkıyor. Bizim oyunculara bol sarı ve kırmızı kart, öbür takıma da sadece nasihat" demecine, günaydın Ersun Hoca, Türkiye'nin futbol gerçekleri nihayet anlayabildin derim. Senin takımının Türkiye Ligi üçüncülüğü bile alında bir mucize. Sen bu mucizeyi bu sezon gerçekleştirdin.
Yıllar önce futbolda, paraların bu kadar büyümediği ortamlarda Trabzonspor amatör bir ruhla İstanbul dükruvarını yıkıp paramparça etmişti. Bugün bunca ekonomik krize rağmen futbolda paranın büyük boyutlara ulaşması, daha önemlisi başarıya ulaşılma yolunda her türlü çirkinliğin mübah sayıldığı bu ortamlarda Trabzonspor efsanesinin bile esamesi okunuyor mu ?
Böyle başlara bu tarak çok bile..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.