AB’ye giriyorduk, AB bize girdi

Türklerin kanını içmeye ant içmiş Papa heykeli altında atılan tam üyelik imzasını ve o imzayı atanları hatırlar mısınız?

Hani o gün, gün ortasında havai fişeklerle 'AB'ye üye olduk' sevinçleri (!) yaşanıyordu.

O zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan; "hedefimiz AB'ye tam üyelikti, hamdolsun başardık, hamdolsun bizim hükümetimize nasip oldu, bayramımız kutlu olsun, inşallah bu başarılarımız ilerde romanlarda yazılacak" diyordu. (2004)

Erdoğan'ın dediği oldu

Evet, Erdoğan'ın dediği oldu ve aradan geçen 20 yılda, 'Bir ülke nasıl teslim alınır, nasıl her istediğiniz yaptırılır' ana başlığında nice makalelere, romanlara, araştırma eserlerine konu oldu.

Aradan 20 yıl geçti ve artık hiç kimsenin ağzından, 'nihai hedefimiz AB'ye tam üyeliktir' cümlesi çıkmıyor. Oysa en çok kullandıkları cümleydi. 

Hatta 'AB'nin kapı koluyuz, AB'nin güvenliği Edirne'den başlar' gibi nice cümleler kurmuştular.

AB, bilmem ne kriterleri adı altında 75 fasıl-başlık açmıştı. 'Bunları yerine getir, aramıza gir' demiştiler.  

'Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz' diyenler yine AB tarafından öpülmüştü. Bu fasılları-şartları adeta ilahi bir emir gibi telakki edip, fasılda fasıla koştular.

AB, 'siz, tarımda kendi kendine yeten bir ülkesiniz. Böyle olmaz! Tarım arazilerini küçültün, küçük ve büyük baş hayvan sayısını azaltın' dedi. Hemen yerine getirdiler. 

AB, 'Anadolu'nun altı maden kaynıyor. Nedir bu madende ki % 20 vergi? Bunu indirin'. Hemen % 2'ye indirdiler.

AB, 'sizin devletiniz çok hantal, satın' dedi. Ne var ne yok sattılar.

AB, 'bu çağda zina suç mu olur' dedi. Hemen suç olmaktan çıkardılar.

AB, 'domuz eti neden yasak, isteyen yesin, isteyen yemesin' dedi Hemen yasa çıkardılar.

AB, 'bu yüz yılda kimlik kartında din hanesine ne gerek var' dedi. Hemen kaldırdılar.

AB, 'özgürlüklerin önünü açın' dedi. Hemen yasa çıkardılar. Ateist, LGBT dernekleri kuruldu.

AB, 'bu Suriyeli, Afgan vs. mülteciler, bizim için milli güvenlik sorunu. Siz, onlara Ensar olun. Biz, size para veririz' dediler. Anında para karşılığı, Ensar oldular.

Özetle bir dediklerini iki etmediler. Bu hevesle AB'ye girecektik ki o da nesi! AB iliklerimize kadar bize girmiş.

Daha vahimi ise Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden CHP bu girişten hiç rahatsız değil. Çok milliyetçi MHP, İP, Zafer partileri de bu girişten rahatsız değil. 'Biz, AKP'den daha dinciyiz' diyen partilerde bu girişten rahatsız değil.

Şimdi o AB'nin bazı ülkeleri, bize vize vermiyor, diğerleri ise vize istediğinize pişman ediyor.

Bir biz kaldık ve son nefese kadar 'ne AB, ne ABD! Yaşasın tam bağımsız Türkiye' hedefi için mücadele edeceğiz. 

Süleyman Soylu serzenişi

Eski Bakan Süleyman Soylu bir Youtube kanalına yaptığı açıklamaları hayret ve ibretle izledim. 

Başarısızlığını açıkça itiraf ediyor ama bundan da bir masumiyet çıkarıyor.

Örneğin, görevden ayrıldığı geçtiğimiz Haziran ayından bu yana hakkında 550 köşe yazısı yazıldığını, 10 bin televizyon haberi yapıldığını ifade eden Soylu, "Hepsi de olumsuz, bu normal mi?" diye soruyor.

Tabi ki normal değil. Peki, böylesi önemli bir görevde ne yaptınız veya ne yapmadınız da böylesi a-normal bir tablo ortaya çıktı?  

S. S diyor ki; '7 yıl İçişleri Bakanlığı yaptık, 33 saatte bir suç örgütü çökerttik. 1.151 DEAŞ'lı terör örgütü mensubunu yakaladık."

Diğer taraftan son İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, '10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik.' Diyor.

İtirafı görüyor musunuz? 22 yıllık bir iktidar ve bakanların biri 33 saatte bir çete çökertmiş, diğeri 10 ayda 454 mafya çökertmiş.

Peki, bu ülkeyi mafyaya, çetelere kim teslim etmiş? Asıl soru bu değil mi?

S. Soylu her kamera gördüğünde 'sınır namustur, sınırlarımızdan kuş uçurtmuyoruz' diyordu. 

DEAŞ diğer adı IŞID olan en kanlı terör örgütlerinin militanları bu topraklara nasıl girdi ki, siz yakalamak ile övünüyorsunuz?

Eğer 1.151 teröristi yakaladıysanız kaç yakalanmayan terörist daha var? Nerde namus, nerede sınır?

Aynı Süleyman Soylu meydanlarda, ekranlarda, 'terörle mücadelede destan yazıyoruz, dağdakilerin ayakkabı numarasını bile biliyoruz, dağda 79 terörist kaldı' diyerek terörle mücadeleyi parti propagandası haline getirmişti.

Şimdi MSB ve Ali Yerlikaya 10 ayda 700'den fazla teröristin öldürüldüğünü açıklıyor. İnsan hiç aynaya bakmaz mı?

Bak aklıma Devlet Bahçeli'nin yürüyüş şarkısı geldi;  'Sen, beni kendine göre mi buldun. 'Hainsin' diyorsam söyleten sensin'.