logo
25 MAYIS 2024

Hakan Fidan: İran-İsrail gerginliği daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir

Bakan Fidan, Türkiye'nin, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına dair tutumu ve Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerine dair Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya televizyon kanalına mülakat verdi.
05.05.2024 23:25:00
Anadolu Ajansı
Hakan Fidan: İran-İsrail gerginliği daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir
Hakan Fidan: İran-İsrail gerginliği daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "(Gazze'de) Bu trajediden ders çıkarmazsak, iki devletli çözüme gitmezsek bu son Gazze savaşı olmayacak. Başka savaşlar ve gözyaşları bizi bekliyor olacak." dedi.

Türkiye, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının durdurulması için 7 Ekim 2023'ten bu yana yoğun diplomasi trafiğini sürdürüyor.

Bakan Fidan, Türkiye'nin, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına dair tutumu ve Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerine dair Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya televizyon kanalına mülakat verdi.

Fidan, mülakatta Türkiye'nin ateşkesin sağlanması ve arabuluculuk çabaları için attığı adımları anlattı.

Türkiye'nin önceliğinin ateşkesin sağlanması olduğunu belirten ve bu konuda Katar'la yakın temas halinde olduklarını ifade eden Fidan, "Bir taraftan insani yardımların girmesini sağlamaya diğer taraftan da uluslararası sistemi, stratejik ve kalıcı çözüm olarak gördüğümüz iki devletli çözüm için mobilize etmeye çalışıyoruz. Bu iki sorun dışında, şu anda uğraştığımız başka bir ana konu yok." dedi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin İstanbul'u ziyareti esnasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmesinde, Gazze'deki dramın konuşulduğunu, bunun dışındaki dedikodulara itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Fidan, "Hangi şartlarda ateşkese ulaşılabilir' Bu konuda Türkiye'nin görüşleri nelerdir' Bu eksende bir görüş alışverişinde bulunuldu." diye konuştu.

Mısır ve Katar tarafından yürütülen müzakere görüşmelerini desteklediklerini dile getiren Fidan, "Türkiye, 2008-2009'daki ilk Gazze savaşından itibaren bütün arabuluculuk ve ateşkes çalışmalarının içerisinde yer aldı. Cumhurbaşkanı'mız o dönem başbakandı. O dönem bu konuda beni görevlendirmişti. 2008'deki savaşta konunun içindeydik, daha sonraki Gazze savaşlarında da konunun içindeydik. Şimdi de konunun içindeyim. Farklı rollerle de olsa, hep bu konu üzerinde yoğunlaşmış biriyim." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bu konuda devam eden bir duruşu olduğunu anlatan Fidan, şunları kaydetti:

"Şimdi bu meselede şu an için Katar ve Mısır'ın yürüttüğü müzakerelerin bir sonuç vermemiş olması ve şu an itibarıyla bir sonuç vermiyor gibi gözükmesi, bu iki ülkenin müzakere pozisyonlarının başarısız olduğu manasına gelmiyor. Bu meselenin zor olduğunu kabul etmek lazım. İsrail'in burada çok anlaşmaya, uyuşmaya yanaşmayan bir tavır içerisinde olduğunu kabul etmek lazım. Şu an kardeşlerimiz, iki tarafın isteklerini belirli bir noktaya getirmeye çalışıyor. Biz burada bu kardeşlerimize ve Hamas'a elimizden gelen desteği veriyoruz. Onlara müzakereler için Türkiye'nin olumlu ve yapıcı katkısını sunmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz."

Dışişleri Bakanı Fidan, görüşmelerin esas itibarıyla ateşkes konusu etrafında sürdüğünü bildirerek, bunun oldukça önemli olduğunu ancak ateşkes sonrası Gazze'de ne olacak sorusuna da cevap arandığını belirtti.

Fidan, "Tabii ki mevcut sorunla alakalı daha büyük bir stratejik problemimiz var; o da bu sorunun kalıcı olarak nasıl nihayete erdirilebileceği meselesidir. Çünkü bütün Gazze savaşlarında her zaman şöyle bir problemimiz oldu; savaşlar başladığı zaman bizler hemen devreye giriyorduk. Ateşkes nasıl sağlanır' Daha fazla kan dökülmesinin önüne nasıl geçebiliriz' Önceliklerimiz hep bunlar oluyordu." diye konuştu.

Bakan Fidan, "(Gazze'de) Bu trajediden ders çıkarmazsak, iki devletli çözüme gitmezsek bu son Gazze savaşı olmayacak. Başka savaşlar ve gözyaşları bizi bekliyor olacak." ifadesini kullandı.

Ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözüm için uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğini belirten Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz Türkiye olarak çalışmalarımızı özellikle bu iki konuda yoğunlaştırdık. Hamas yetkililerine, özellikle iki devletli çözüm konusunda almaları gereken pozisyonun ne olduğuna, uluslararası toplumun onlardan ne beklediğine ilişkin görüşlerimizi dile getirdik. İsrail esas itibarıyla kendi amacını, kendi niyetlerini gizlemek için Hamas'ı sürekli bir öcü olarak kullanıyor. Uluslararası topluma Hamas'ı radikal, anlaşmaya yanaşmayan irrasyonel bir örgüt olarak sunuyor. İsrail böyle yaparak kendi asıl hedefini ve amacını kamuoyundan gizlemeye çalışıyor.

Şimdi bir defa İsrail'in şunu yapması lazım; demeli ki, 'Ben, 1967 sınırlarını, uluslararası toplumun kabul ettiği sınırları kabul ediyorum. Benim başkasının toprağında gözüm yok. Bu sınırlar benim toprağım ve ben devlet olarak bu sınırlar içerisinde kalmayı kabul ediyorum. Başkasının toprağı ile ilgilenmiyorum, Filistin toprağına bakmıyorum' demesi lazım. Ama İsrail bunları demiyor. Onun yerine ne diyor' 'Ben tüm bütün bunları yapıyorum, karşımda Hamas var.' diyor.

Oysa biz Hamas'a baktığımız zaman, iki devleti çözümü onlarla konuştuğumuz zaman bize şunu açıkça söylüyorlar; 'Biz 1967 sınırları içerisinde kurulacak Filistin devletini kabul ediyoruz' diyorlar. 'Bizim tüm mücadelemiz de bu yöndedir' diyorlar. Hatta bunun daha da ilerisine geçerek şöyle diyorlar: 'Devlet kurulduktan sonra silahlarımızı Filistin ordusuna vereceğiz ve varlığımızı sadece bir siyasi hareket olarak sürdüreceğiz."

"Bütün Filistinli partiler, 1967 sınırları esas alınarak kurulacak Filistin devletine razı"

"İsrail'i de 1967 sınırlarını kabul etmeye davet etmemiz lazım" ifadesini kullanan Fidan, "Sadece Hamas değil, bütün Filistinliler 1967 esas alınarak kurulacak Filistin devletine razı. Peki İsrail 1967 sınırları içerisinde kalacak bir devlet olmayı kabul ediyor mu' Önemli olan budur. Ama İsrail toprak çalmaya devam ediyor. Bunu gizlemek için de Hamas'ı bahane gösteriyor. Herkese 'Gazze'ye bakın!' diyor, diğer taraftan da Batı Şeria'da toprak çalmaya devam ediyor. Uluslararası toplum artık uyanmalı ve bu iki yüzlülüğü görmeli!" değerlendirmesini yaptı.

Fidan, İsrail'in şu anda özellikle ilgilendiği tek konunun rehinelerin geri alınması meselesi olduğuna işaret ederek "Bu insani bir durumdur. Bu konuda biz de çok hassasız. Cumhurbaşkanı'mız rehinelerle ilgili olarak kendisine ulaşan talepler konusunda son derece hassas. Bu konuda hem istihbarat servisimize hem bizlere, gerekli çalışmaları yapma talimatı verdi. İsrail ile bu konuda temaslarımız var. İsraillilerden gelen, hatta başka ülkelerden gelen talepleri Hamas'a aktarıyoruz. Yani özellikle rehinelerin bırakılması konusunda temaslarımız devam ediyor." diye konuştu.

Hamas'ın "rehinelerin bırakılmasıyla eş zamanlı olarak insani yardımların başlaması, Filistinlilerin tekrar kuzeye dönmelerine imkan tanınması" gibi talepleri olduğunu hatırlatan Fidan, bunun uluslararası toplumun da isteği olduğunu, Birleşmiş Milletlerde 150'den fazla ülkenin oylamasıyla bu konuda bir karar da alındığını ancak "İsrail'in bu tür taleplere karşı direndiğini" söyledi.

Fidan, "İsrail diyor ki: 'Bana rehineleri verin. Ben ateşkes konusunda sana hiçbir güvence vermiyorum. Refah'a operasyon yapıp yapmayacağıma da tümüyle ben karar veririm!'. Tabii ki bu şartlar altında iki tarafın taleplerini uzlaştırmak gerçekten çok zor. Müzakereleri yürüten kardeşlerimiz ve bizler, bu konuda elimizden geleni yapıyor olmamıza rağmen bir şu ana kadar bir çözüm bulunamadı. Ama inşallah önümüzdeki süreçte bir çözüm bulunur." temennisinde bulundu.

Savaşın bölgedeki diğer ülkelere de sıçrama, başka aktörlerin da savaşa müdahil olma ihtimalinin fevkalade önemli bir mesele olduğunu belirten Fidan, savaşın bölge ülkelerine yayılması ve toplumsal yayılma ihtimaline yani kızgın olan, artık ezilmişliğe Filistinlilerin çektiği acıya tahammülü kalmayan İslam toplumlarının yaşanan hadiseler karşısında gösterebileceği toplumsal reaksiyona karşı ilk günden itibaren dikkat çektiklerini ifade etti.

Fidan, "Nitekim protesto gösterilerinin sadece İslam toplumlarıyla ve Arap caddeleriyle sınırlı kalmadığını, Batı'da Amerika'da üniversitelere ve başkentlere de yayıldığını görüyoruz. Bu aslında bir toplumsal yayılma göstergesidir." dedi.

"(İran-İsrail) Bu gerginlik daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir"

İsrail saldırılarının bölgesel yayılması bağlamında İran'ın da bu işe dahil olma durumu hakkında Fidan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz buna daha önceki analizlerimizde zaten işaret etmiştik. Bir an önce ateşkes olsun, daha çok insan ölmesin diye uğraşılır iken hiç kimse Yemen'den Husilerin bu olaya müdahil olup Kızıldeniz'i bloke edebileceği bir senaryoyu düşünmemişti. Ama bu işin Yemen'e de yayıldığını gördük. Diğer taraftan İsrail ile İran arasında başlayan gerginlik bizim uyardığımız bir konuydu.(İran-İsrail) Bu gerginlik daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir. Şu an için durum sakinleşmiş görünse de bu potansiyel her zaman var. Gerginlik 1 Nisan'da İsrail'in Şam Büyükelçiliğine yaptığı saldırıyla başladı ki biz bu saldırıyı kınadık. Bu uluslararası hukukun ve geleneklerin ayaklar altına alındığı bir olaydı. İran açık bir provokasyona maruz kaldı. Bunun neticesinde yapılan misilleme harekatıyla bölge büyük bir facianın eşiğinden döndü."

İran ve İsrail arasındaki gerginlikte taraflarla temas kurduklarını belirten Fidan, şunları kaydetti:

"Gerek Amerikalılarla gerekse İranlılarla görüştük. Bununla, her iki tarafın da yapmak istediklerinin yanlış anlaşılmasını, asıl niyetlerinin dışında bir senaryonun hayata geçmesini engellemeyi amaçladık. Zira her iki tarafın da en kötü senaryoya göre pozisyon alması halinde, kalıcı bir savaşla karşılaşabilirdik. Bu da bütün bölgede daha fazla toplumsal acıya ve sıkıntıya sebep olurdu. Biz, bunu önlemek için o kriz esnasında taraflarla gerekli temas trafiğinde bulunduk."

Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler

Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin son derece iyi bir rotada ilerlediğini kaydeden Fidan, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mız ile gerek Sayın Kral hem Sayın Veliaht Prens birçok kez bir araya geldiler. Bunların neticesinde alınan son derece stratejik kararlar var. En son biliyorsunuz, Gazze krizi başladıktan sonra, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Zirvesi Cidde'de yapıldı ve burada alınan kararlar var. Orada Cumhurbaşkanı'mız ve Veliaht Prens bir araya geldiler.

Filistin'de ateşkesin sağlanması, insani yardımların hemen başlaması ve Filistinlilerin hak ettiği egemen, özgür, 1967 sınırlarına dayalı Filistin devletinin kurulması konusundaki fikir birliğimiz mevcut. Sadece fikir birliğimiz değil, bu konuda eylem birliğimiz de mevcut."

Fidan, kasımda alınan kararlarla Arap Birliği ve İİT'ye mensup ülkelerin bir Temas Grubu kurduğunu anımsatarak, bu Temas Grubu'nun Filistin meselesini, bu ülkeler adına savunmakla ve anlatmakla görevlendirildiğini ve bu ülkeler arasında Suudi Arabistan, Türkiye, Katar, Nijerya, Endonezya, Ürdün, Mısır ve Filistin'in yer aldığını ayrıca İİT Genel Sekreteri ve Arap Birliği Genel Sekreteri'nin de çalışmalarına katıldığını aktardı.

Bunların Türkiye ile Suudi Arabistan'ın ve başka kardeş ülkelerin mutabakatı olmadan alınacak kararlar olmadığını belirten Fidan, "Şu anda bizim onlarla da mutabık kaldığımız pozisyonumuz şu: İslam dünyasının bugüne kadar bölgesel krizleri çözememesinin en önemli sebebi, birlik olamamalarından kaynaklanıyordu. Herhangi bir sorun etrafında bir araya gelip çabalarını, stratejilerini, vizyonlarını, eylemlerini birleştirememelerinden kaynaklanan bir sorun vardı. Bu bölünmüşlük Filistin meselesinde de uzun süre devam etti. Ama çok şükür bu kez, alınan kararlarla, atılan adımlarla, bu sorunun büyük ölçüde aşıldığını görüyoruz. Nitekim İslam ülkeleri olarak şu anda, özellikle iki devletli çözümde ısrar ve moral üstünlük oluşturma konularında büyük bir mevzii kazanmış durumdayız." dedi.

Fidan, bu hususta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonunun da son derece net olduğunu vurgulayarak, şunlar kaydetti:

"Filistin meselesinde ve diğer meselelerde, elimizi taşın altına sokmaktan çekinmiyoruz. Türkiye olarak, Filistin meselesinde yükü sadece Arap kardeşlerimize bırakamayız. Bu mesele, bütün İslam dünyasının ortak problemidir. Bu hepimizin ortak yarası. Bu sorunu hep beraber sırtlanmamız gerekiyor. Bunun sorumluluğunu sadece birkaç kardeşimize, birkaç Arap ülkesine bırakmak doğru olmaz. Tam tersine bu Arap kardeşlerimize büyük haksızlık olur. Amerika'nın ve Batı gibi kilit ülkelerin kayıtsız şartsız destek verdiği İsrail karşısında, bu meselede onları yalnız bırakamayız. Bu bilinçten hareketle biz, bütün fedakarlığımızla, bütün iyi niyetimizle, sorunu beraberce üstlenmeye ve gerekli yardımı yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Bu konuda Suudi Arabistan'la aramızda fikir birliği mevcut."

Fidan, ortak savunma, teknoloji alanlarında bilimsel araştırma ortaklıkları ve ittifakların kurulmasıyla ilgili bölgede yeni ittifaklar olup olmayacağın ilişkin soruya "Elbette görebiliriz. Mevcut olan dostluklarımızı, çeşitli alanlarda somut işbirliğine ve somut mekanizmalara dönüştürme vakti geldi. Bu hep konuştuğumuz bir konu. Arap ülkeleri, İslam ülkeleri birbirleriyle son derece iyi kardeşler. Bu ülkelerin yetkilileri bir araya geldikleri zaman, birbirini son derece iyi ağırlıyorlar, birbirlerine son derece güzel sözler söylüyorlar. Ama gerçek hayattaki sorunlarla ilgilenmek için kurumsal ilişki geliştirmek ve işbirliği platformları geliştirmek konularında biraz yetersizliğimiz var. Bu eksikliği gören liderlerimiz, özellikle ekonomik alanda, finans alanında, savunma alanında, enerji alanında; eğitim, öğretim, sağlık, teknoloji dahil farklı alanlarda çeşitli işbirliği mekanizmaları artık kurma konusunda karar almış durumdalar.' yanıtını verdi.

Savunma sanayisinde çok ciddi bir işbirliği olduğunu kaydeden Fidan, şunları dile getirdi:

"Biliyorsunuz, Türkiye'nin savunma sanayisi alanında kazandığı belli yetenekler ve kapasiteler var. Bunları kardeş ülkelerle paylaşma ve ortak yatırıma dönüştürme konularında şu anda devam eden çok ileri projeler var. Gerek Suudi Arabistan'la gerek Birleşik Arap Emirlikleri'yle (BAE) gerek Katar'la bölgede yürüttüğümüz çok önemli savunma sanayisi işbirliği var. Buna ilaveten, ekonomi alanında, finans alanında, yatırım alanında devam eden işbirliklerimiz var. Bunları daha ileriye nasıl taşıyabiliriz' Şu anda bunun arayışı içindeyiz. Hedefimiz ilişkilerimizi kurumsallaştırmaktır. Bir projede bir araya gelip, sonra hemen dağılmak olmaz! İşbirliğimizi nasıl kalıcı hale getirebiliriz' Tıpkı Batılıların kendi aralarında yaptıkları gibi bizler de herkesin faydasına olan daha rasyonel projelerle, toplumlarımıza hak ettikleri refahı ve güveni sağlayacak olan bir işbirliği platformunu nasıl geliştirebiliriz' Tüm bu hedefleri hep birlikte gerçekleştirme peşindeyiz."

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin muhtemel Türkiye ziyaretine ilişkin ise Fidan, Orta Doğu'da Körfez dışında Türkiye için en önemli Arap ülkesinin Mısır olduğuna işaret etti.

Fidan, "Mısır'la ilişkilerimiz çok şükür normalleşti. İki ülkenin liderleri, önce Suudi Arabistan'da bir araya gelmişlerdi. Daha sonra Cumhurbaşkanı'mız Mısır'ı ziyaret etti. Şimdi ise Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye'yi ziyareti planlanıyor. Ziyaretin tarih üzerinde çalışıyoruz." diye konuştu. 

Yaş 20’lere indi
Fast-food bir neslin baş belası
'Erdoğan bütün ülkeyi harama teşvik ediyor'
Uygulanan ekonomik modeli ifşa etti
CHP Lideri, Altan Feyman'ın cenazesine katıldı
Özel'den Gülgûn Feyman'a taziye
İsrail, uluslararası hukuku 'yok' sayıyor
Refah'a ikinci kez saldırdı
'MHP ve Ülkü Ocakları onun bunun kum torbası olamaz'
Bahçeli'den eleştirilere sert yanıt
"Hep birlikte elimizi taşın altına koymak zorundayız"
Emekli ikramiyesi bayram öncesi yatacak
Lenf kanseri riskini tetikliyor
Dövme tutkunları dikkat!
Karadeniz zekası yine iş başında
'Kampanya amacına ulaştı'
THY uçağında dehşet
Hostesin beli kırıldı
Hava sıcaklığı normalin altında seyredecek
Ülke geneli sağanak etkisinde
Erdoğan'ın suçladığı Kılıçdaroğlu'nu savundu
'Normalleşmeye direnen bedelini öder'
İsrail askerleri sivillerin sığındığı okulu bastı
Cibaliya'da 180 Filistinli alıkondu
Otomobil köprüden dereye uçtu
1'i çocuk 2 kişi kayıp
Pasaport kontrolünü geçince AB'ye adım atıyorsunuz
'Kazıklamanın' küresel merkezi!
Bir yabancı şirket 42 bin 49 Türk şirketine karşı
Reste rest!
Yaş 20’lere indi
Fast-food bir neslin baş belası
'Erdoğan bütün ülkeyi harama teşvik ediyor'
Uygulanan ekonomik modeli ifşa etti
CHP Lideri, Altan Feyman'ın cenazesine katıldı
Özel'den Gülgûn Feyman'a taziye
İsrail, uluslararası hukuku 'yok' sayıyor
Refah'a ikinci kez saldırdı
'MHP ve Ülkü Ocakları onun bunun kum torbası olamaz'
Bahçeli'den eleştirilere sert yanıt
"Hep birlikte elimizi taşın altına koymak zorundayız"
Emekli ikramiyesi bayram öncesi yatacak
Lenf kanseri riskini tetikliyor
Dövme tutkunları dikkat!
Karadeniz zekası yine iş başında
'Kampanya amacına ulaştı'
THY uçağında dehşet
Hostesin beli kırıldı
Hava sıcaklığı normalin altında seyredecek
Ülke geneli sağanak etkisinde
Erdoğan'ın suçladığı Kılıçdaroğlu'nu savundu
'Normalleşmeye direnen bedelini öder'
İsrail askerleri sivillerin sığındığı okulu bastı
Cibaliya'da 180 Filistinli alıkondu
Otomobil köprüden dereye uçtu
1'i çocuk 2 kişi kayıp
Pasaport kontrolünü geçince AB'ye adım atıyorsunuz
'Kazıklamanın' küresel merkezi!
Bir yabancı şirket 42 bin 49 Türk şirketine karşı
Reste rest!

Bozcaada'da Tiny House yapılar mühürlenmeye başlandı

 Belediye, bu hareketli yapılara su ve elektrik hizmetleri verilmeyeceğini, daha önceden su ve elektrik bağlananların da kesileceğini belirtti.
25.05.2024 09:53:00 / Güncelleme: 25.05.2024 10:08:30
İhlas Haber Ajansı
Bozcaada'da Tiny House yapılar mühürlenmeye başlandı
Bozcaada'da Tiny House yapılar mühürlenmeye başlandı
Çanakkale'nin Kuzey Ege Denizi'ndeki turizm merkezi Bozcaada ilçesinde belediye tarafından, kaçak konaklamanın önüne geçmek için adada son dönemde çoğalan 'Tiny House' olarak adlandırılan tekerlekli ahşap evler için mühürleme işlemi yapıldığı açıklandı. Belediye, bu hareketli yapılara su ve elektrik hizmetleri verilmeyeceğini, daha önceden su ve elektrik bağlananların da kesileceğini belirtti.

Havasıyla küçük bir kasabayı yansıtan, dar sokaklarında farklı mimarideki eski Rum evleri, deniz ürünleri restoranları, Türkiye'nin en iyi korunmuş tarihi kalesi, bakir koyları, temiz ve buz gibi denizi yanında, bir de İstanbul'a olan yakınlığı nedeniyle pek çok kişinin tercih ettiği turizm merkezi Bozcaada ilçesi son dönemde 'Tiny House' olarak adlandırılan tekerlekli ahşap evlerin akınına uğramaya başladı. Bozcaada Belediyesi, son aylarda adaya konuşlandırılan 'Tiny House'lar için harekete geçti.

Bozcaada Belediyesi'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, Bozcaada'da en önemli konulardan biri olan imar planıyla ilgili çalışmaların hızla devam ettiği belirtildi. Bozcaada için çok önemli olan 1/1000 ve 1/5000 Koruma Amaçlı İmar Planı çalışmaları belediye personeli, meclis üyeleri, avukat ve konunun uzmanları ile beraber şu an durum tespiti yapılması amacıyla incelendiği belirtilen açıklamada, "Bozcaada'nın geleceğini birlikte belirlemek hedefiyle haziran ayında yapacağımız ilk halk toplantımızda sizinle bu gelişmeleri paylaşacağız. Bozcaada gündemini en çok meşgul eden, kamuoyunda Tiny House olarak bilinen 'Hareketli Yapılar' ve konteyner evler ile ilgili hukuki durum ve belediyemizin yaklaşımı şu şekildedir: '3194 sayılı İmar Kanunu, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi arazilerde yapılaşmayı düzenleyici yasal mevzuat çerçevesinde herhangi bir izin alınmadan ikamet veya ticari amaçlarla kullanılan bu yapıların tarım arazilerinde uzun süre konuşlandırılması ve kullanılması kesinlikle yasaktır.' Ayrıca 2863 Sayılı Kanun'un 65. maddesinde, 'Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu Kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır' hükmü yer almakta olup, suç teşkil eden bu eylemleri gerçekleştirenler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyette bulunulacaktır" denildi.



Çanakkale Valiliği'nin 20.12.2023 tarih ve E95699147010.9965554 sayılı yazısı ile hem belediyeye hem kaymakamlığa konu ile ilgili bildirimler yapıldığını ifade edilen açıklamanın devamında ise, "Tüm bu kanun ve yönetmeliklere istinaden alınan kararlar şöyledir. Karar 1: Bozcaada'ya giren ve tarım arazisine konuşlandırılan tüm hareketli yapılar ve konteyner evler mühürlenmeye başlamıştır. Mühürleme işleminden sonra kanuni süreçler hızla işletilecektir. Karar 2: Bozcaada'da mevcutta bulunan bu tip yapıların elektrik-su hizmetlerinden yararlanmasına izin verilmeyecektir. Resmi makamlar nezdinde; tüm hizmetlerin kesilmesi için işlemler ivedi olarak başlatılacaktır. Karar 3: İlgili kanunlar gereğince Bozcaada'ya giriş yapan tüm 'Hareketli Yapılar'ın ve konteynerlerin sahiplerine; bunların tarım arazisine konulmasının, elektrik ve su bağlanmasının yasak olduğuna dair bildirim yapılacaktır. Karar 4: Bu gibi yapıların tarım arazisine konuşlandırılmasına, elektrik su ve foseptik bağlantılarının yapılmasına yardımcı olanlar hakkında ilgili yasanın izin verdiği şekilde hukuki işlemler başlatılacaktır. Bu kararların uygulanması için gerekli tüm işlemler Bozcaada Belediyesi Haziran ayı meclisinde ele alınacaktır" ifadelerine yer verildi.

Bozcaada Belediyesi'nin 9 Nisan 2021'de yapılan meclis toplantısında alınan kararda, 'Tiny House' olarak bilinen tekerlekli ahşap evle adaya geçiş yasaklanmıştı.



Bozcaada Belediye Başkan Yardımcısı Gülay Elbir Uslu, "Biz yönetime gelmeden önce de çok sık karşılaşılan bir durumdu. Şu anda da hızla her hafta her gemiden 'Tiny House' gelmesiyle karşı karşıyayız. Bu duruma müdahale etme gereği duyduk. Adanın doğal yapısına uygun olmadığını düşünüyoruz. İmar konusunda aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili bir ön hazırlık çalışmaları yaptık. Edirne, Bodrum, Muğla gibi illerde ve ilçelerde de bu uygulamalara gidiliyor ve karar alınıyor. Bununla ilgili kesinlikle yaptırım uygulamaya çalışacağız. Attığımız adımlar aslında adayı ve doğal yapısını korumak adına, hem de getirecek kişilerin maliyetler çok yüksek olduğu için bunları engellemek yoluna mutlaka gideceğiz. Onunla ilgili kararları alacağız. Yaptırım uygulayacağız. Güvenlik açısından da yanlış, müdahale, kontrol edilemiyor. Bu noktada da çok sorunlar var. Bence bunları engelleme yoluna her şekilde gitmeyi düşünüyoruz. Şu anda zaten dönen reklamlar var. Tiny House'ların kiraya verilmesiyle ilgili herkes paylaşımlar yapıyor" dedi.



Bozcaada'nın tamamının sit alanı olduğuna dikkat çeken BOZTİD Başkanı Kemal Furuncı, "İsteyen isteği yere, isteği şekilde hareket edemez. Benim mesleğim mimarlık. Dolayısıyla istenildiği gibi her bir yapıyı getirip de tarlasına, bahçesine koymak doğru bir yapılanma değil. Sit alanı olarak ele aldığımız zaman istediğiniz yere beton dökemezsiniz. Belediyenin almış olduğu kararları da destekliyoruz. Buraya su verilmesi, altyapı hizmeti verilmesi, diğer yapılan yapılara haksızlık olur. Ve bu uygun da değil. Bozcaada'ya sürekli Tiny House gelmeye başladı. Tiny House'ların esas yapılanması, amaçlanması nedir. Bir yerden bir yere transfer olurken kalabileceğiniz bir araç. Konut değil. Ada Tiny House'tan geçilemez oldu. Gemiden her gün 3-4 tane Tiny House geliyor. Burası sanki Tiny House'ların yeri gibi oldu. Böyle bir şeyi desteklemiyoruz. Bu Tiny House'ları konaklama olarak satıyorlar. İnsanlar buralarda gelip konaklıyor. Güvenlik var mı yok. Kim geliyor bilmiyoruz. Herhangi bir kayıt var mı yok. Adayı bir yandan korumaya çalışırken, bir yandan hem Tiny House gelecek. Hem de bu Tiny House'lar kaçak işletme olacak. Bunu kabullenmek mümkün değil" diye konuştu.

Türbülansa giren THY uçağında hostesin beli kırıldı

Dün akşam İzmir seferini gerçekleştiren THY uçağında şiddetli türbülans nedeniyle korku dolu anlar yaşandı. Uçağın yaklaşık 150 metre sert düşüş yaşamasının ardından görevli hosteslerden biri uçağın tavanına çarparak sırt üstü yere düştü. Beli kırılan hostes hastaneye kaldırılırken, yolcular korku dolu anlar yaşadı.
25.05.2024 08:47:00
Haber Merkezi
Türbülansa giren THY uçağında hostesin beli kırıldı
Türbülansa giren THY uçağında hostesin beli kırıldı
Dünyanın en güvenli ulaşım aracı olan uçaklar, bazı zamanlarda yaşanan aksaklıklar ve hava muhalefeti nedeniyle yolcularına korku dolu anlar yaşatabiliyor.

Airporthaber'de yer alan habere göre; dün akşam saatlerinde İzmir seferini gerçekleştiren TK2320 kodlu Türk Hava Yolları uçağı, şiddetli şekilde türbülansa girdi. Yolcuların korku dolu anlar yaşadığı uçak, hızlı şekilde 150 metre düşüş yaşadı ve bu süreçte uçağın içerisindeki hostesler kontrollerini kaybetti.



HOSTES TAVANA ÇARPIP YERE DÜŞTÜ, BELİ KIRILDI

Bu sırada türbülansa giren uçak ani irtifa kaybı yaşadığı anda henüz 2 aylık kabin memuru olan G., uçağın tavanına yükselerek sırt üstü yere düştü. Genç kabin memurunun belindeki L kemiklerinden biri kırıldı.

İlk tedavisi İzmir'de yapılan hostes, bu akşam İstanbul'a getirilecek.

Adalet Bakanı Tunç: Tonya Belediye Başkanına saldırıda 2 şüpheli gözaltına alındı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Tonya Belediye Başkanı Osman Beşel'e saldırı soruşturması kapsamında 2 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı.
25.05.2024 07:32:00
İhlas Haber Ajansı
Adalet Bakanı Tunç: Tonya Belediye Başkanına saldırıda 2 şüpheli gözaltına alındı
Adalet Bakanı Tunç: Tonya Belediye Başkanına saldırıda 2 şüpheli gözaltına alındı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda saldırıyı kınayarak, 'Tonya Belediye Başkanı Osman Beşel'e odasında fiili saldırıda bulunulmasıyla ilgili Tonya Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 2 şüpheli gözaltına alınmıştır. Tonya Belediye Başkanı Osman Beşel'e acil şifalar diliyor, saldırıyı şiddetle kınıyorum' ifadelerine yer verdi.

İletişim Başkanlığından sokak köpekleri kamuoyu araştırması

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, "Halkın Nabzı" kamuoyu araştırması doğrultusunda son yıllarda sık sık gündeme gelen sokak köpekleri meselesini inceledi. 18 Ekim-8 Kasım 2023 tarihleri arasında yapılan araştırmaya Türkiye'nin dört bir yanından gönüllüler katıldı. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 83,6'sı sokak köpeklerini bir sorun olarak gördü.
24.05.2024 21:25:00
İhlas Haber Ajansı
İletişim Başkanlığından sokak köpekleri kamuoyu araştırması
İletişim Başkanlığından sokak köpekleri kamuoyu araştırması
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, ülke gündeminde sık sık yer bulan sokak köpekleri konusunda 5 sorudan oluşan bir kamuoyu araştırması yaptı.

Araştırma neticesinde mahallelerde yüzde 88,4 oranında sokak köpeği olduğu ve katılımcıların yüzde 83,6'sının sokak köpeklerini bir sorun olarak gördüğü tespit edildi.

18 Ekim-8 Kasım 2023 tarihlerinde yapılan araştırmaya en fazla katılım İstanbul, Ankara ve Antalya'dan oldu.

Araştırmaya katılan gönüllülere kapalı uçlu sorular yöneltildi. Katılımcılara ilk olarak "Yaşadığınız mahallede sahipsiz sokak köpekleri mevcut mu'" sorusu yöneltildi. Bu soruya katılımcıların yüzde 88,4'ü "evet", yüzde 11,4'ü "hayır" yanıtını verdi.

"Sahipsiz sokak köpekleri konusunu Türkiye için sorun olarak görüyor musunuz'" sorusuna ise katılımcıların yüzde 83,6'sı "evet", yüzde 16,4'ü "hayır" cevabını verdi.

"Bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenmeli'" sorusuna katılımcıların yüzde 80,4'ü "barınaklara yerleştirilmeli, sahiplenilmeyen ve hasta olanlar uyutulmalı", yüzde 18,4'ü "kısırlaştırılarak mevcut yaşam alanına bırakılmalı", yüzde 1,2'si "bu haliyle mevcut yaşam alanlarında bırakılmalı" yanıtını verdi.

"Sahipsiz bir sokak köpeği sahiplenmeyi düşünür müydünüz'" sorusuna ise katılımcıların yüzde 74,4'ü "hayır", yüzde 25,6'sı ise "evet" dedi.

"Siz veya aile-arkadaş çevrenizden sokak köpekleri tarafından saldırı vakası yaşayan oldu mu'" şeklinde yöneltilen soruya ise katılımcıların yüzde 50,1'i "evet", yüzde 49,9'u ise "hayır" şeklinde yanıt verdi.

Araştırma sonucu

Yapılan kamuoyu araştırması neticesinde, katılımcıların büyük bir bölümünün mahallesinde sokak köpeklerinin olduğu ve kendileri için tehlike oluşturduğu, sokak köpekleri konusunun ülke gündemi için yadsınamayacak bir konu olduğu ve devlet tarafından çözüme kavuşturulması yönünde girişimlerin olması gerektiği, sokak köpeklerinin daha fazla vatandaşa zarar vermesinin engellenmesi adına barınaklara yerleştirilmesi; sahiplenilmeyen ile hasta olanların uyutulması gerektiği, katılımcıların yarısının yakın çevresinden en az bir kişiye sokak köpeği saldırısı gerçekleştiği, sahipsiz sokak köpekleri konusunu ülke için sorun olarak görenlerin büyük kısmının büyükşehirlerde yaşayanların oluşturdukları, sokak köpeklerinin yaşam alanlarından toplatılıp barınaklara yerleştirilmesini talep eden erkek katılımcıların kadın katılımcılara oranla daha fazla olduğu hususları tespit edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.