Zikrullah’ın adabı
İslam dini edepten ibarettir. Bütün ibâdetlerin kuralları olduğu gibi, edebî özellikleri de vardır. Peygamber Efendimiz, bütün ibâdetlerde sahabesine ve Ehl-i Beyt’ine bu edepleri öğretmiştir
21.12.2024 08:45:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İslam dini edepten ibarettir. Bütün ibâdetlerin kuralları olduğu gibi, edebî özellikleri de vardır. Peygamber Efendimiz, bütün ibâdetlerde sahabesine ve Ehl-i Beyt'ine bu edepleri öğretmiştir.
Bütün ibâdetlerin zâhirî ve bâtınî edepleri olduğu gibi, ferdî ve cemaat hâlinde yapılan zikrullahın da birtakım edepleri mevcuttur.
Öncelikle dikkat edilmesi gereken mevzu, tüm ibâdetlerde olduğu gibi temizliktir.
Ebû Mâlik el-Eş'ârî rivâyet etmiştir: "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Temizlik imanın yarısıdır. 'Elhamdülillah' demenin sevabı Mizan'ı doldurur. 'Sübhanallahi velhamdülillah' sözlerinin sevabı yerle gök arasını kaplar."
Abdestsiz de zikredilebilir. Ancak, insanın her hâlinde hatta uykuya dalmadan önce dahi abdestli olması hadis-i şeriflerde övülmüştür.
Zikrederken zikredenin kıyafetlerinin ve oturduğu mekânın temiz olması edeptendir. Eğer cemaat hâlinde zikredilecekse, başkalarını rahatsız etmemek için vücut temizliğine özellikle dikkat edilmelidir. Cuma günü, Cuma namazı için inananların toplanma günüdür. Cemaat içine girilen bugünde yıkanmak temiz olmak, güzel kokular sürünmek övülmüştür.
Peygamberimiz buyuruyor ki: "Bir kimse Cuma günü boy abdesti alır, elinden geldiğince temizlenir, hoş koku sürünüp mescide gider, iki kimsenin arasına sokulmaya çalışmaksızın nafile namazı kılar, sonra imam hutbeye başlayınca susup dinlerse, Allah o Cuma ile gelecek Cuma arasındaki günahlarını bağışlar."
Erkekler cemaat içine girecekleri zaman dışarı çıkarken kokularını sürünüp evden çıkabilirler. Kadınlar ise, kokuyu namahrem olan birinin duyacağı bir ortama girecekse süremez. Namahremin kokusunu duymayacağı meclislerde sürünür.
Mü'min her hâliyle insanlara örnek olması gereken kişidir. Peygamber Efendimiz bir meclise girdiği zaman en güzel kıyafetleri ile insanların karşısına çıkardı.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Elbisenizi güzel yapınız, nakil vasıtalarını da ıslah ediniz. Ta ki siz insanlar arasında bir benek gibi -nazif, lâtif bir hâlde- bulunasınız."
Bu, insanlara verilen saygının bir göstergesidir. Saygı gösterilmesi bakımından en layık olan ise Cenâb-ı Hakk'tır. Bu nedenle en güzel kıyafetler, en temiz hâlimiz, O'nun huzuruna çıkarken ibâdetler esnasında olmalıdır.
Her yöne doğru zikredilebildiği gibi, kıbleye yönelerek zikretmek edeptendir.
Cemaat hâlinde zikir yapıldığı takdirde halka oluşturulunca zikre sonradan dâhil olanlar halkanın etrafında yerlerini kimseyi rahatsız etmeden alırlar. Halkanın ortasına oturulmaz. Ayrıca, zikrullah esnasındaki hareketlerde ölçülü olunmalıdır, hareketlerle kimsenin rahatsız edilmemesi gerekir. İbâdet hâlindeki bir insanı rahatsız etmek günah olarak o kişiye yeter.
Huzeyfe b. el-Yemân (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü, halka meydana getirenlerin ortasına oturan kimseye lânet etmiştir."
Peygamberimiz buyuruyor ki: "Sizden biriniz bir toplantıya geldiğinde hiçbir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp kendisi onun yerine oturmasın. Toplantıya birisi geldiği zaman sıkışarak gelene yer açın."
İbn-i Ömer (r.a.) bir toplantıda kendisine saygı göstermek maksadıyla kalkan kimsenin yerine oturmazdı.
Câbir b. Semure (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü'nün huzuruna girdiğimiz zaman nerede yer bulursak oraya oturuyorduk."
Cemaat hâlinde zikrederken zikrettiren kimsenin sesini aşmadan zikrettirene tâbi olunmalıdır. Birlik bu şekilde temin edilir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Bütün ibâdetlerin zâhirî ve bâtınî edepleri olduğu gibi, ferdî ve cemaat hâlinde yapılan zikrullahın da birtakım edepleri mevcuttur.
Öncelikle dikkat edilmesi gereken mevzu, tüm ibâdetlerde olduğu gibi temizliktir.
Ebû Mâlik el-Eş'ârî rivâyet etmiştir: "Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Temizlik imanın yarısıdır. 'Elhamdülillah' demenin sevabı Mizan'ı doldurur. 'Sübhanallahi velhamdülillah' sözlerinin sevabı yerle gök arasını kaplar."
Abdestsiz de zikredilebilir. Ancak, insanın her hâlinde hatta uykuya dalmadan önce dahi abdestli olması hadis-i şeriflerde övülmüştür.
Zikrederken zikredenin kıyafetlerinin ve oturduğu mekânın temiz olması edeptendir. Eğer cemaat hâlinde zikredilecekse, başkalarını rahatsız etmemek için vücut temizliğine özellikle dikkat edilmelidir. Cuma günü, Cuma namazı için inananların toplanma günüdür. Cemaat içine girilen bugünde yıkanmak temiz olmak, güzel kokular sürünmek övülmüştür.
Peygamberimiz buyuruyor ki: "Bir kimse Cuma günü boy abdesti alır, elinden geldiğince temizlenir, hoş koku sürünüp mescide gider, iki kimsenin arasına sokulmaya çalışmaksızın nafile namazı kılar, sonra imam hutbeye başlayınca susup dinlerse, Allah o Cuma ile gelecek Cuma arasındaki günahlarını bağışlar."
Erkekler cemaat içine girecekleri zaman dışarı çıkarken kokularını sürünüp evden çıkabilirler. Kadınlar ise, kokuyu namahrem olan birinin duyacağı bir ortama girecekse süremez. Namahremin kokusunu duymayacağı meclislerde sürünür.
Mü'min her hâliyle insanlara örnek olması gereken kişidir. Peygamber Efendimiz bir meclise girdiği zaman en güzel kıyafetleri ile insanların karşısına çıkardı.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Elbisenizi güzel yapınız, nakil vasıtalarını da ıslah ediniz. Ta ki siz insanlar arasında bir benek gibi -nazif, lâtif bir hâlde- bulunasınız."
Bu, insanlara verilen saygının bir göstergesidir. Saygı gösterilmesi bakımından en layık olan ise Cenâb-ı Hakk'tır. Bu nedenle en güzel kıyafetler, en temiz hâlimiz, O'nun huzuruna çıkarken ibâdetler esnasında olmalıdır.
Her yöne doğru zikredilebildiği gibi, kıbleye yönelerek zikretmek edeptendir.
Cemaat hâlinde zikir yapıldığı takdirde halka oluşturulunca zikre sonradan dâhil olanlar halkanın etrafında yerlerini kimseyi rahatsız etmeden alırlar. Halkanın ortasına oturulmaz. Ayrıca, zikrullah esnasındaki hareketlerde ölçülü olunmalıdır, hareketlerle kimsenin rahatsız edilmemesi gerekir. İbâdet hâlindeki bir insanı rahatsız etmek günah olarak o kişiye yeter.
Huzeyfe b. el-Yemân (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü, halka meydana getirenlerin ortasına oturan kimseye lânet etmiştir."
Peygamberimiz buyuruyor ki: "Sizden biriniz bir toplantıya geldiğinde hiçbir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp kendisi onun yerine oturmasın. Toplantıya birisi geldiği zaman sıkışarak gelene yer açın."
İbn-i Ömer (r.a.) bir toplantıda kendisine saygı göstermek maksadıyla kalkan kimsenin yerine oturmazdı.
Câbir b. Semure (r.a.) şöyle demiştir: "Allah'ın Resûlü'nün huzuruna girdiğimiz zaman nerede yer bulursak oraya oturuyorduk."
Cemaat hâlinde zikrederken zikrettiren kimsenin sesini aşmadan zikrettirene tâbi olunmalıdır. Birlik bu şekilde temin edilir." (Prof. Dr. Haydar Baş Dua ve Zikir eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.






























































































