YÖK'ten yeni planlama
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "Bu sene kontenjanları daha rasyonel, önümüzdeki sene de ilgili paydaşlarla müzakere neticesinde katılımcı bir şekilde tespit edeceğimiz için belli branşlarda ciddi planlamaya gideceğimizi söylemek isterim" dedi
26.05.2018 00:00:00
Katıldığı bir TV programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversitelerde kalitenin sağlanabilmesine yönelik yürütülen çalışmalar üzerine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de 200'ü üniversite, 5 tanesi de müstakil vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 205 yükseköğretim kurumu bulunduğunu aktardı.
Saraç, "Bu sene kontenjanları daha rasyonel, önümüzdeki sene de ilgili paydaşlarla müzakere neticesinde katılımcı şekilde tespit edeceğimiz için belli branşlarda ciddi planlamaya gideceğimizi söylemek isterim" dedi. "Her ilde bir üniversitemizin olması çok doğru bir tercihtir.
Bu siyasi bir tercihtir ama bununla birlikte ülkenin kalkınması için de çok doğru bir tercihtir" diyen Saraç, üniversitelerin bulundukları şehrin kültürel faaliyetlerine, kalkınmasına katkı sağladığını ifade etti. Yeni kurulan üniversitelerin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi, İstanbul Üniversitesini model aldığını, bunun çok yanlış olduğunu söyleyen Saraç, şöyle devam etti:
"Biz şöyle istiyoruz; üniversitelerimiz artık birbirinin kopyası olmasın. Doğu'da, İç Anadolu'da ya da Karadeniz'de kurulan bir üniversitemiz, 'Ben İTÜ, ODTÜ olacağım' diye bir amacı koymasın. Siz o bölgede o üniversitelerin üretemeyeceği bir değeri üretin. Oraya bölgesel kalkınmada siz o yöre için mükemmeliyet merkezi, lokomotif olun diyoruz. Bu şekilde bir süreç yaşıyoruz. Biz buna misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma süreci dedik. Yeni YÖK'ün gurur duyduğu hususlardan birisi."
YÖK'e yönelik eleştiriler
"YÖK'e ne gerek var. YÖK'ü kaldıralım" görüşlerini dile getirenlerin bulunduğunun hatırlatılmasının ardından, "YÖK gerekli bir şey mi? Mutlaka olması gerekir mi?" sorusu üzerine Saraç, Türkiye'de yükseköğretimde 7.5 milyon öğrencinin, 160 bin de öğretim elemanının bulunduğunu anımsatarak şunları kaydetti:
"'YÖK dediğimiz bina ya da insanlar değil. Aslında YÖK dediğimiz birtakım yetkilerden de bahsediyoruz. Biz bu yetkileri buharlaştıramayacağımıza göre, bu yetkiler üniversitelere intikal edecek. O zaman bu yetkiler intikal ettiğinde 200 YÖK olmuş olur.
Bizim görüşümüz, YÖK'ün politika üreten kurul halinde, o vasfının öne çıkması, birtakım verebildiği yetkileri devretmesi, belli kıstaslara göre başarılı üniversitelere esnek bir model getirilmesi, kendilerine daha özerk yapı getirilmesi." "Türkiye'de, bazı bölümlerden çok fazla var gibi. Belli bölümlerin sayısını siz de fazla buluyor musunuz? Mesela çok mu fazla iletişim fakültesi var?" sorusu üzerine Saraç, "Doğru bir tespit. Katılıyoruz. Ancak şöyle bir durum var; belli bölümlerdeki şişmenin nedeni YÖK mü? Bu teklifler üniversitelerden geliyor. YÖK'ün böyle bir durumu söz konusu değil.
Bu sene kontenjanları daha rasyonel, önümüzdeki sene de ilgili paydaşlarla müzakere neticesinde katılımcı bir şekilde tespit edeceğimiz için belli branşlarda ciddi planlamaya gideceğimizi söylemek isterim" diye konuştu.
Saraç, "Bu sene kontenjanları daha rasyonel, önümüzdeki sene de ilgili paydaşlarla müzakere neticesinde katılımcı şekilde tespit edeceğimiz için belli branşlarda ciddi planlamaya gideceğimizi söylemek isterim" dedi. "Her ilde bir üniversitemizin olması çok doğru bir tercihtir.
Bu siyasi bir tercihtir ama bununla birlikte ülkenin kalkınması için de çok doğru bir tercihtir" diyen Saraç, üniversitelerin bulundukları şehrin kültürel faaliyetlerine, kalkınmasına katkı sağladığını ifade etti. Yeni kurulan üniversitelerin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi, İstanbul Üniversitesini model aldığını, bunun çok yanlış olduğunu söyleyen Saraç, şöyle devam etti:
"Biz şöyle istiyoruz; üniversitelerimiz artık birbirinin kopyası olmasın. Doğu'da, İç Anadolu'da ya da Karadeniz'de kurulan bir üniversitemiz, 'Ben İTÜ, ODTÜ olacağım' diye bir amacı koymasın. Siz o bölgede o üniversitelerin üretemeyeceği bir değeri üretin. Oraya bölgesel kalkınmada siz o yöre için mükemmeliyet merkezi, lokomotif olun diyoruz. Bu şekilde bir süreç yaşıyoruz. Biz buna misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma süreci dedik. Yeni YÖK'ün gurur duyduğu hususlardan birisi."
YÖK'e yönelik eleştiriler
"YÖK'e ne gerek var. YÖK'ü kaldıralım" görüşlerini dile getirenlerin bulunduğunun hatırlatılmasının ardından, "YÖK gerekli bir şey mi? Mutlaka olması gerekir mi?" sorusu üzerine Saraç, Türkiye'de yükseköğretimde 7.5 milyon öğrencinin, 160 bin de öğretim elemanının bulunduğunu anımsatarak şunları kaydetti:
"'YÖK dediğimiz bina ya da insanlar değil. Aslında YÖK dediğimiz birtakım yetkilerden de bahsediyoruz. Biz bu yetkileri buharlaştıramayacağımıza göre, bu yetkiler üniversitelere intikal edecek. O zaman bu yetkiler intikal ettiğinde 200 YÖK olmuş olur.
Bizim görüşümüz, YÖK'ün politika üreten kurul halinde, o vasfının öne çıkması, birtakım verebildiği yetkileri devretmesi, belli kıstaslara göre başarılı üniversitelere esnek bir model getirilmesi, kendilerine daha özerk yapı getirilmesi." "Türkiye'de, bazı bölümlerden çok fazla var gibi. Belli bölümlerin sayısını siz de fazla buluyor musunuz? Mesela çok mu fazla iletişim fakültesi var?" sorusu üzerine Saraç, "Doğru bir tespit. Katılıyoruz. Ancak şöyle bir durum var; belli bölümlerdeki şişmenin nedeni YÖK mü? Bu teklifler üniversitelerden geliyor. YÖK'ün böyle bir durumu söz konusu değil.
Bu sene kontenjanları daha rasyonel, önümüzdeki sene de ilgili paydaşlarla müzakere neticesinde katılımcı bir şekilde tespit edeceğimiz için belli branşlarda ciddi planlamaya gideceğimizi söylemek isterim" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.