Yine 'ayaktayız' ninnisine başladılar

Başta Saray olmak üzere, alt kanadı hükümet ve yandaş medyanın en çok kullandığı kavram "dimdik ayaktayız" kavramıdır.
AKP sayesinde bu iki kelimeye de gıcık olmaya başladım. "Dimdik ayaktaymışız." Ha! Bu diklikten, ayakta olmaktan Saray, AKP ve yakın çevreler kastediliyorsa doğrudur. Madden ayaktalar.
Ama Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti kastediliyorsa (!) biraz duralım. Sadece bir örnek, devleti yönetenlerin Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl ayakta tuttuklarını gösterecektir!
Bir Rus uçağı düşürdük. Di mi! Rusya anında gardını aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk sözü ne oldu? "Biz, NATO ülkesiyiz. Bize yapacağınız saldırı NATO'ya yapılmış sayılır." 
Bu mu dik duruş? Eğer kendine güvenip uçak düşürüyorsan, evet, ben düşürdüm kardeşim, diyebileceksin. NATO'nun eteği altına saklanmak dik duruş değildir. Zaten NATO da, Müslüman Türkiye'yi eteğinin altına almadı. Olan Saray ve Hükümetin 'dik' duruşuna oldu. Bir de Türk milletinin tarihi itibarına.
Geçtiğimiz günlerde Antalya ve Adana'da açılış şovu vardı. Ortak cümle neydi? "Yollar açıyoruz, köprüler yapıyoruz, havalimanları yapıyoruz, toplu konutlar, okullar, üniversiteler yapıyoruz" önümüzü kesiyorlar, kesmek isteyenler var, bizi çekemiyorlar?"     
Hatta Erdoğan daha derine dalarak; "Biz, Yeni Türkiye derken, birilerinin ısrarla eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşması gözünüzden kaçmıyor değil mi?
? Türkiye'ye bakınca sadece hendekleri görenler, bunlara sesleniyorum; bu hendekleri kazdıranlara bakın diyorum. Türkiye'ye bakınca sadece terör olaylarını görenler, o olayların müsebbibi olan örgütü besleyen, teşvik eden ve destekleyenlerdir. Türkiye'ye bakınca sadece Suriyelileri, çaresiz göçmenleri görenler, o insanların ülkelerini yaşanmaz hale getirenlerdir" diyordu.
Bugünlerde fazla derine dalmak vurguna sebep olur. Çok derinlerden söylenen bu cümleler ülkemizi, yönetenlerin vurgun yediğinin göstergesidir. 
Erdoğan'ın sözlerine göre Türkiye'de göze batacak kadar hendek kazılmış. 
Kim kazdı bu hendekleri? PKK. Ne zaman? Çözüm sürecinde. Bu sürecin sahibi kim? Erdoğan ve AKP. Eeee!..
Yine Erdoğan'ın sözlerine göre Türkiye'de o kadar çok terör eylemi oluyor ki, göze batıyor.
2002'de terör sıfırlanmıştı. AKP ile yeniden başladı. Çözüm süreciyle şehirde yapılanmaya girişti. Şimdi her tarafı sarmış vaziyette. 
Bu dönemde tek başına ülkeyi yöneten irade belli. Çözüm sürecinde PKK'nın mühimmat depoladığı, şehirlere yerleştiği bizzat itiraf edildi. TSK'ya, teröriste ateş etmeyin, emrini veren de belli. 
Soru şu: Terör örgütünü besleyenleri nerede aramamız lazım?
Çaresiz Suriyelilerden, ülkelerini bu hale getirenlerden bahsediyor Sayın Erdoğan.
Tek soru; Esad, kardeşinken ülkemizde ve Haçlı kapılarında bir tane Suriyeli var mıydı? Ülkelerinde bir tane bina yıkık mıydı?
AKP dönemlerinde yollar, köprüler, tüneller, statlar, hastaneler, üniversiteler vs. yapıldı. Nasıl, nerede, hangi planlamaya göre kaç TL'ye ve kimler tarafından yapıldıkları bir tarafa, bu yapılanları terazinin bir kefesine koyalım.
Koydunuz mu? Şimdi! Çözüm süreci sonrasında göz göre göre doğuda il merkezlerinin göbeğinde katledilen bir asker veya polisimizin tek damla kanını diğer kefesine koyalım. Koydunuz mu?
Hangisi ağır geldi? Beton yığınları mı, şehit kanları mı?
Ya bu asker ve polislerimizin gözü yaşlı eş ve annelerinin, babasının tabutu ardından ne olduğunu anlamadan bakan o küçük çocukların bakışlarına bedel olabilir mi o beton yığınları? Hele gözyaşlarını dışına değil de içine akıtan babaların bir ahına değer miydi?
"Dim dik ayaktayız."
Öyle mi?
Valla, yetkileri budanan Sayın Davutoğlu zorla ayakta duruyor gibi. Ne dersiniz?