Nihayet papa seçildi. Neredeyse kesin olarak Ratzinger'in seçileceği tahmin ediliyordu.
Bu seçimle beraber artık çok daha şahin bir Papa, çok daha şahin bir Vatikan'la tanışacağız gibi görünüyor.
Zira seçilmeden önce bile söylemlerindeki radikallik ortada olan Kardinal Ratzinger yani 16. Benedictus artık Papalığın ve Vatikan'ın tüm gücünü eline almış durumdadır.
Kardinal Ratzinger'e bir süre önce Başbakan Erdoğan'ın fırçasını yemek bile nasip olmuştu. Bilmiyorsanız hatırlatayım. Ratzinger geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Fransız L'express Dergisi'ne verdiği bir demeçte şunları söylemişti;
"Avrupa'nın anti-tezi olan Müslüman Türkiye'yi, Avrupa'ya bağlamak büyük bir hata olacaktır. Türkler tarih boyunca, Avrupa'nın karşıtı olan başka bir kıtayı temsil etmiştir. Bu iki coğrafyayı özdeşleştirmek, büyük hata olur. Ekonomik zenginlik uğruna, kültürel zenginlik heba edilmemelidir. Türkiye geleceğini AB'de değil, Müslüman ülkelerden kurulu bir siyasi birlik içinde aramalıdır. Türkiye Arap komşularıyla kültürel bir bölge oluşturabilir. Böylelikle Türkiye kendi kimliğiyle önde gelen bir figür olabilecektir."
İşte bu ifadelerin sahibi dünün Kardinali Ratzinger, Bugünün Papa 16. Benedictus'u oldu.
Ratzinger'in bu sözlerine karşı, "Vatikan, bir din devletidir ve AB üyesi değildir. Biz AB üyesi ülkelerle birlik oluşturuyoruz ve sadece onlarla değerlendirme yaparız" şeklinde Başbakan Erdoğan'ın tepkisine şahit olmuştuk.
Başbakan Erdoğan kabul etmese de Papa ve Vatikan, tüm Hıristiyan dünyada olduğu gibi ondan çok daha fazla AB'de etkinliği vardır ve söz sahibidir.
AB'nin gerçeklerini bir türlü görmek istemeyenler ve bu gerçekler ışığı altında Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkânsız olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten korkanlar bakalım bundan sonra ne yapacaklar?
Şimdi en yetkili AB devlet adamlarının "Panzer" lakaplı yeni Papa'nın elini öpmek için sıraya girdiklerini görünce Türkiye'deki AB sevdalıları ne yapacak acaba? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Belki de onlar da bu Türk karşıtı Panzer Papa'nın elini öpmek için sıraya girebilirler. Ne de olsa Türkiye'deki dinler arası diyalog şakşakçıları Papa'nın elini öperek bu çığırı çoktan açmış bulunuyorlar.
Diyalogcuların açtığı bu yoldan gitmek AB'ciler için hiç zor olmayacaktır.
Birkaç yıl önce "Türkiye AB'ye girmek istiyorsa önce Vatikan'ı ikna etsin" diyen eski bir AB devlet adamı demek ki gerçekleri ifade ediyormuş.
Vatikan'ı ikna etmek de Papa'nın elini öpmekten geçiyorsa "AB bizim milli idealimizdir" diyenler için Papa'nın elini öpmekten başka yol kalmamış gibi görünüyor.
Bu seçimle beraber artık çok daha şahin bir Papa, çok daha şahin bir Vatikan'la tanışacağız gibi görünüyor.
Zira seçilmeden önce bile söylemlerindeki radikallik ortada olan Kardinal Ratzinger yani 16. Benedictus artık Papalığın ve Vatikan'ın tüm gücünü eline almış durumdadır.
Kardinal Ratzinger'e bir süre önce Başbakan Erdoğan'ın fırçasını yemek bile nasip olmuştu. Bilmiyorsanız hatırlatayım. Ratzinger geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Fransız L'express Dergisi'ne verdiği bir demeçte şunları söylemişti;
"Avrupa'nın anti-tezi olan Müslüman Türkiye'yi, Avrupa'ya bağlamak büyük bir hata olacaktır. Türkler tarih boyunca, Avrupa'nın karşıtı olan başka bir kıtayı temsil etmiştir. Bu iki coğrafyayı özdeşleştirmek, büyük hata olur. Ekonomik zenginlik uğruna, kültürel zenginlik heba edilmemelidir. Türkiye geleceğini AB'de değil, Müslüman ülkelerden kurulu bir siyasi birlik içinde aramalıdır. Türkiye Arap komşularıyla kültürel bir bölge oluşturabilir. Böylelikle Türkiye kendi kimliğiyle önde gelen bir figür olabilecektir."
İşte bu ifadelerin sahibi dünün Kardinali Ratzinger, Bugünün Papa 16. Benedictus'u oldu.
Ratzinger'in bu sözlerine karşı, "Vatikan, bir din devletidir ve AB üyesi değildir. Biz AB üyesi ülkelerle birlik oluşturuyoruz ve sadece onlarla değerlendirme yaparız" şeklinde Başbakan Erdoğan'ın tepkisine şahit olmuştuk.
Başbakan Erdoğan kabul etmese de Papa ve Vatikan, tüm Hıristiyan dünyada olduğu gibi ondan çok daha fazla AB'de etkinliği vardır ve söz sahibidir.
AB'nin gerçeklerini bir türlü görmek istemeyenler ve bu gerçekler ışığı altında Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkânsız olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten korkanlar bakalım bundan sonra ne yapacaklar?
Şimdi en yetkili AB devlet adamlarının "Panzer" lakaplı yeni Papa'nın elini öpmek için sıraya girdiklerini görünce Türkiye'deki AB sevdalıları ne yapacak acaba? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Belki de onlar da bu Türk karşıtı Panzer Papa'nın elini öpmek için sıraya girebilirler. Ne de olsa Türkiye'deki dinler arası diyalog şakşakçıları Papa'nın elini öperek bu çığırı çoktan açmış bulunuyorlar.
Diyalogcuların açtığı bu yoldan gitmek AB'ciler için hiç zor olmayacaktır.
Birkaç yıl önce "Türkiye AB'ye girmek istiyorsa önce Vatikan'ı ikna etsin" diyen eski bir AB devlet adamı demek ki gerçekleri ifade ediyormuş.
Vatikan'ı ikna etmek de Papa'nın elini öpmekten geçiyorsa "AB bizim milli idealimizdir" diyenler için Papa'nın elini öpmekten başka yol kalmamış gibi görünüyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023