Ukrayna krizinde nefesler tutuldu
Ukrayna krizinde diplomatik çözüm aranırken Putin'in şok bir hamleyle Donetsk ve Lugansk'ın bağımsızlığını tanıması dünyanın nefesini kesti. Gerilimi bir üst aşamaya taşıyan karara ABD, NATO ve AB'den sert tepki gelirken, gözler tarafların bundan sonraki atacakları adımlarda
22.02.2022 17:09:00





Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlığını tanıma kararı, Rusya ve Ukrayna sınırlarını aşan krizde sinirlerin daha da gerilmesine yol açtı. Başta ABD olmak üzere Batılı pek çok devletin tepki gösterdiği karar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna konusundaki taleplerinden geri adım atmayacağını net bir şekilde ortaya koydu. Bu kapsamda Putin, Rusya Silahlı Kuvvetleri'ne Rusya tarafından tanınan Lugansk ve Donetsk cumhuriyetlerinde barışı sağlamak için görev veren bir kararname imzaladı. Yapılan açıklamada, "Lugansk Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı'nın Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı'na ilettiği talep üzerine Rus Silahlı Kuvvetleri, Lugansk Cumhuriyeti topraklarında barışı koruma misyonları icra edecek" denildi. Kararname ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı'na Lugansk ve Donetsk Cumhuriyetleriyle diplomatik ilişkilerin kurulması için müzakere etme talimatı da içeriyor. Tanıma kararı Rusya'nın diğer kilit güvenlik taleplerinden vazgeçtiği anlamına da gelmiyor. Bu kapsamda Rusya için Ukrayna'nın NATO'ya üyeliği hâlâ kırmızı çizgi olarak önemini koruyor.
Dünyada gündeme bomba gibi düşen kararını önceki akşam yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında duyuran Rusya lideri Putin'in Sovyetler Birliği'nin kuruluş ilkelerine ve Çarlık Rusya'sına dair verdiği mesajlar dikkat çekiciydi. Putin konuşmasında, "Bolşevikler, Rus Çarlığı toprakları üstünde birçok devlet kurdu. Bu devletler, Rusya'nın kaynakları ve Rusların kanıyla kuruldu" ifadelerini kullandı. "Sosyalizm, egemen her devlet için bir tehdittir" diyen Rusya lideri, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: "Sosyalizm, demokrasiden öte bir sistem yaratmak istedi. Ama olan Rusya'ya oldu. Yıkılması kaçınılmaz bir düzen kuruldu ve bu sistem yıkılınca topraklarımız başka devletlere verildi. Ukrayna diye bir ülke yoktu. Ukrayna, Lenin'in eseridir ve varlığını komünizme borçludur. Lenin ve Stalin, tarihsel Rus topraklarını aldı ve başka uluslara verdi. Her ulusun milliyetçiliğini desteklemeye gerek yok. Ama Bolşevikler bunu yaptı. Her ulusun milliyetçiliğini desteklediler. Şimdi tarihi Rus toprakları üstünde kurulan eski Sovyet cumhuriyetlerinde bir Rus düşmanlığı görüyoruz."
Açıklamasında NATO'nun Rusya için oluşturduğu tehdide dikkat çeken Putin, "Biz NATO'ya sürekli söyledik. Moskova'yı 30 dakika içinde vurabilecek çok büyük füzeler getirdiler, bunları NATO'ya yeni katılan Polonya gibi ülkelere yerleştirdiler. Bu tehdit artık göz ardı edilemez bir boyutta" ifadelerini kullandı. Putin şunları söyledi: "Şu anda Ukrayna'da Rus karşıtı bir rejim var. NATO tarafından destekleniyor. Ukrayna'daki rejim, halkını bize karşı kışkırtıyor. Ukrayna'nın doğusunda yaşayan Ruslara bir soykırım uygulanıyor. Çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef alınıyor. Rusça ve Rus kültürü tahrip ediliyor. Ukrayna'daki rejim, halkını düşünmüyor. Biz iki kardeş ulusun da iyiliğini düşünüyoruz. Ukrayna'nın iyiliği için, bu darbeci rejimin yaptıklarına son vermesi gerekiyor. Eğer ki darbeci milliyetçi Ukrayna rejimi, bu soykırıma bir son vermezse, o zaman biz de gereğini yapmak zorunda kalırız. Şu anda orada büyük bir savaş var ve bu savaş duracak gibi gözükmüyor."
Ukrayna'nın ABD güdümünde olduğunu kaydeden Putin, "Ukrayna'daki ABD Büyükelçiliği ülkeyi doğrudan kontrol ediyor. Batı'nın kolonisi haline gelmiş kukla bir yönetim tarafından idare ediliyor. Ukrayna Parlamentosu sürekli ayrımcı kararlar çıkarmaktadır. Rusça okullarda yasaklanmakta ve çıkarılan kanunlarla bu şekilde hakları ihlâl edilen kişilerin haklarını aramaları da imkânsız hale gelmektedir. Ukrayna, Batılı efendilerinin emrine her geçen gün daha fazla girmektedir" dedi.
Putin'in imzaladığı Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini resmen tanınmasına ilişkin kararnamesi bölgeye Rus ordusunun yollanmasının da önünü açtı. Rus medyası Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Lugansk Halk Cumhuriyeti (LHC) ile Rusya arasında işbirliği anlaşmalarının 10 yıllığına imzalandığını duyurdu. Anlaşmada "DHC ve LHC, imzalanan işbirliği anlaşmaları kapsamında, Rusya Federasyonu'na topraklarında askeri altyapı ve askeri üsler inşa etme ve kullanma hakkı verir" maddesi de bulunuyor. Anlaşmanın diğer önemli maddeleri arasında 'DHC ve LHC'nin devlet sınırlarının korunması tarafların ortak çabalarıyla gerçekleştirilecektir' maddesi de yer alıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanımasının ardından açıklamalarda bulundu. Alınan kararlarla bağlantılı sonuçların tüm sorumluluğunun Rusya'ya ait olduğunu vurgulayan Ukrayna lideri, "Ukrayna'nın uluslararası sınırları, Rusya'nın açıklamalarını dikkate almadan olduğu şekilde kalacaktır" ifadelerini kullandı. "Rusya'nın kararı Ukrayna'nın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlalidir. Bu karar, Rusya'nın Minsk Anlaşması'ndan tamamen çekilmesi anlamına geliyor" diyen Zelenskiy, ayrılıkçıları tanımanın tek taraflı olarak Minsk anlaşmalarından çıkmak ve Normandiya Formatında alınmış kararları göz ardı etmek anlamına gelebileceğini öne sürdü. Kararın barış çabalarını baltaladığını iddia eden Zelenskiy, bugün alınan ve yarın alınacak muhtemel kararlarla Rusya'nın Donbas'ta 2014'ten beri var olan askeri varlığını meşru hale getirmiş olacağını söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı barış çağrısı yaparken, ülkesinin gelecek her şeye hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanıma kararını şiddetle kınadığını açıkladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de yayınladığı bir mesajla Rusya'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıma kararını kınadı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson da gelişmeyi "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ihlâl" olarak değerlendirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Savunma Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Avrupa Birliği ise Rusya'ya karşı yaptırımların masada olduğunu hatırlattı. Avrupa Komisyonu Başkanı Usula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "Ukrayna ile dayanışma halinde Avrupa Birliği ve ortaklarının birlik, sertlik ve kararlılıkla karşılık vereceğini" açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı ise Rusya'nın hamlesini eleştirmesine karşılık ABD ve NATO'nun aksine tanıma kararını kınamadı. Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: "Rusya Federasyonu'nun, sözde Donetsk ve Lugansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararı Minsk Anlaşmaları'na aykırı olduğu gibi, Ukrayna'nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına gelmektedir. Rusya'nın söz konusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz. Bu vesileyle Ukrayna'nın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına bağlılığımızı vurguluyor, tüm ilgili taraflara sağduyu ve uluslararası hukuka riayet çağrısı yapıyoruz."
Rusya'nın son hamlesi krizi basit bir toprak kavgası ya da bölgesel kriz olmaktan çıkarıp, küresel güç dengelerini yeniden kurgulayan bir noktaya taşıdı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra oluşan güç dengesi çatırdamaya başladı. Gelişmeler gerginlik savaşa evrilmezse bile hayli uzun bir zaman devam edeceğini gösteriyor. Uzmanlara göre Rusya'nın tanıma kararı, savaşı yakınlaştırmadı aksine uzaklaştırdı. Zira Donetsk ve Lugansk bölgelerine askeri bir müdahalenin Rusya tarafından savaş nedeni sayılacağını bilen Ukrayna ve NATO, adımlarında çok daha ihtiyatlı davranacaklardır. Savaş ihtimali zor gibi görünse de bundan sonra küçük bir kıvılcımın dahi savaşı başlatabileceği endişeleri de seslendiriliyor. Ancak Moskova'nın son hamlesi gerilim ateşinin Karadeniz bölgesinde uzun zaman tarafların karşılıklı yaptırım hamleleriyle yanmaya devam edeceğini gösteriyor.
Yakın coğrafyamızda uzun sürecek bir gerilimden en kötü etkilenecek ülkelerden bir de Türkiye. Buğday ithalatının yüzde 86'sını Ukrayna ve Rusya'dan gerçekleştiren Türkiye, enerji ve diğer pek çok Rusya ile önemli ilişkilere sahip. Türkiye doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını, petrol ihtiyacının ise yüzde 25'ini Rusya'dan ithal ediyor. Ayrıca Mersin Akkuyu'da yapımı devam eden Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali de Rusya'nın kontrolünde faaliyet gösterecek. Bu da sonucu savaşa varabilecek gerilimden en çok etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını gösteriyor.
Putin'den zehir zemberek konuşma
Dünyada gündeme bomba gibi düşen kararını önceki akşam yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında duyuran Rusya lideri Putin'in Sovyetler Birliği'nin kuruluş ilkelerine ve Çarlık Rusya'sına dair verdiği mesajlar dikkat çekiciydi. Putin konuşmasında, "Bolşevikler, Rus Çarlığı toprakları üstünde birçok devlet kurdu. Bu devletler, Rusya'nın kaynakları ve Rusların kanıyla kuruldu" ifadelerini kullandı. "Sosyalizm, egemen her devlet için bir tehdittir" diyen Rusya lideri, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: "Sosyalizm, demokrasiden öte bir sistem yaratmak istedi. Ama olan Rusya'ya oldu. Yıkılması kaçınılmaz bir düzen kuruldu ve bu sistem yıkılınca topraklarımız başka devletlere verildi. Ukrayna diye bir ülke yoktu. Ukrayna, Lenin'in eseridir ve varlığını komünizme borçludur. Lenin ve Stalin, tarihsel Rus topraklarını aldı ve başka uluslara verdi. Her ulusun milliyetçiliğini desteklemeye gerek yok. Ama Bolşevikler bunu yaptı. Her ulusun milliyetçiliğini desteklediler. Şimdi tarihi Rus toprakları üstünde kurulan eski Sovyet cumhuriyetlerinde bir Rus düşmanlığı görüyoruz."
'NATO tehdidini göz ardı edemeyiz'
Açıklamasında NATO'nun Rusya için oluşturduğu tehdide dikkat çeken Putin, "Biz NATO'ya sürekli söyledik. Moskova'yı 30 dakika içinde vurabilecek çok büyük füzeler getirdiler, bunları NATO'ya yeni katılan Polonya gibi ülkelere yerleştirdiler. Bu tehdit artık göz ardı edilemez bir boyutta" ifadelerini kullandı. Putin şunları söyledi: "Şu anda Ukrayna'da Rus karşıtı bir rejim var. NATO tarafından destekleniyor. Ukrayna'daki rejim, halkını bize karşı kışkırtıyor. Ukrayna'nın doğusunda yaşayan Ruslara bir soykırım uygulanıyor. Çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef alınıyor. Rusça ve Rus kültürü tahrip ediliyor. Ukrayna'daki rejim, halkını düşünmüyor. Biz iki kardeş ulusun da iyiliğini düşünüyoruz. Ukrayna'nın iyiliği için, bu darbeci rejimin yaptıklarına son vermesi gerekiyor. Eğer ki darbeci milliyetçi Ukrayna rejimi, bu soykırıma bir son vermezse, o zaman biz de gereğini yapmak zorunda kalırız. Şu anda orada büyük bir savaş var ve bu savaş duracak gibi gözükmüyor."
Ukrayna'yı ABD yönetiyor
Ukrayna'nın ABD güdümünde olduğunu kaydeden Putin, "Ukrayna'daki ABD Büyükelçiliği ülkeyi doğrudan kontrol ediyor. Batı'nın kolonisi haline gelmiş kukla bir yönetim tarafından idare ediliyor. Ukrayna Parlamentosu sürekli ayrımcı kararlar çıkarmaktadır. Rusça okullarda yasaklanmakta ve çıkarılan kanunlarla bu şekilde hakları ihlâl edilen kişilerin haklarını aramaları da imkânsız hale gelmektedir. Ukrayna, Batılı efendilerinin emrine her geçen gün daha fazla girmektedir" dedi.
Rusya Donbas'a askeri üs kurabilir
Putin'in imzaladığı Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini resmen tanınmasına ilişkin kararnamesi bölgeye Rus ordusunun yollanmasının da önünü açtı. Rus medyası Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Lugansk Halk Cumhuriyeti (LHC) ile Rusya arasında işbirliği anlaşmalarının 10 yıllığına imzalandığını duyurdu. Anlaşmada "DHC ve LHC, imzalanan işbirliği anlaşmaları kapsamında, Rusya Federasyonu'na topraklarında askeri altyapı ve askeri üsler inşa etme ve kullanma hakkı verir" maddesi de bulunuyor. Anlaşmanın diğer önemli maddeleri arasında 'DHC ve LHC'nin devlet sınırlarının korunması tarafların ortak çabalarıyla gerçekleştirilecektir' maddesi de yer alıyor.
Zelenskiy'den barış çağrısı
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanımasının ardından açıklamalarda bulundu. Alınan kararlarla bağlantılı sonuçların tüm sorumluluğunun Rusya'ya ait olduğunu vurgulayan Ukrayna lideri, "Ukrayna'nın uluslararası sınırları, Rusya'nın açıklamalarını dikkate almadan olduğu şekilde kalacaktır" ifadelerini kullandı. "Rusya'nın kararı Ukrayna'nın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlalidir. Bu karar, Rusya'nın Minsk Anlaşması'ndan tamamen çekilmesi anlamına geliyor" diyen Zelenskiy, ayrılıkçıları tanımanın tek taraflı olarak Minsk anlaşmalarından çıkmak ve Normandiya Formatında alınmış kararları göz ardı etmek anlamına gelebileceğini öne sürdü. Kararın barış çabalarını baltaladığını iddia eden Zelenskiy, bugün alınan ve yarın alınacak muhtemel kararlarla Rusya'nın Donbas'ta 2014'ten beri var olan askeri varlığını meşru hale getirmiş olacağını söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı barış çağrısı yaparken, ülkesinin gelecek her şeye hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
ABD ve NATO'dan Rusya'ya kınama
Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini tanıma kararını şiddetle kınadığını açıkladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de yayınladığı bir mesajla Rusya'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıma kararını kınadı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson da gelişmeyi "Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ihlâl" olarak değerlendirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Savunma Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Avrupa Birliği ise Rusya'ya karşı yaptırımların masada olduğunu hatırlattı. Avrupa Komisyonu Başkanı Usula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "Ukrayna ile dayanışma halinde Avrupa Birliği ve ortaklarının birlik, sertlik ve kararlılıkla karşılık vereceğini" açıkladı.
Türkiye'den temkinli açıklama
Dışişleri Bakanlığı ise Rusya'nın hamlesini eleştirmesine karşılık ABD ve NATO'nun aksine tanıma kararını kınamadı. Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: "Rusya Federasyonu'nun, sözde Donetsk ve Lugansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararı Minsk Anlaşmaları'na aykırı olduğu gibi, Ukrayna'nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına gelmektedir. Rusya'nın söz konusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz. Bu vesileyle Ukrayna'nın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına bağlılığımızı vurguluyor, tüm ilgili taraflara sağduyu ve uluslararası hukuka riayet çağrısı yapıyoruz."
Savaş ihtimali azaldı
Rusya'nın son hamlesi krizi basit bir toprak kavgası ya da bölgesel kriz olmaktan çıkarıp, küresel güç dengelerini yeniden kurgulayan bir noktaya taşıdı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra oluşan güç dengesi çatırdamaya başladı. Gelişmeler gerginlik savaşa evrilmezse bile hayli uzun bir zaman devam edeceğini gösteriyor. Uzmanlara göre Rusya'nın tanıma kararı, savaşı yakınlaştırmadı aksine uzaklaştırdı. Zira Donetsk ve Lugansk bölgelerine askeri bir müdahalenin Rusya tarafından savaş nedeni sayılacağını bilen Ukrayna ve NATO, adımlarında çok daha ihtiyatlı davranacaklardır. Savaş ihtimali zor gibi görünse de bundan sonra küçük bir kıvılcımın dahi savaşı başlatabileceği endişeleri de seslendiriliyor. Ancak Moskova'nın son hamlesi gerilim ateşinin Karadeniz bölgesinde uzun zaman tarafların karşılıklı yaptırım hamleleriyle yanmaya devam edeceğini gösteriyor.
Gerilimin uzaması Türkiye için kötü
Yakın coğrafyamızda uzun sürecek bir gerilimden en kötü etkilenecek ülkelerden bir de Türkiye. Buğday ithalatının yüzde 86'sını Ukrayna ve Rusya'dan gerçekleştiren Türkiye, enerji ve diğer pek çok Rusya ile önemli ilişkilere sahip. Türkiye doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını, petrol ihtiyacının ise yüzde 25'ini Rusya'dan ithal ediyor. Ayrıca Mersin Akkuyu'da yapımı devam eden Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali de Rusya'nın kontrolünde faaliyet gösterecek. Bu da sonucu savaşa varabilecek gerilimden en çok etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını gösteriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.






























































































