STV'nin ve Burç FM'in naklen yayınladıkları, Zaman Gazetesi'nin de en az bir hafta boyunca kullanacağını tahmin ettiğimiz 13 Mayıs'ta Mardin'de icra edilen "Din ve Barış" programını motamot yansıtan cümle bugünkü başlığımızdır.
Evet, üç elma üç armut daha kaç eder?
Zaten, bu arkadaşlarımızın "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" zokasını yuttukları günden beri yaptıkları tüm faaliyetler; elma ile armudu alt alta toplamaktan ve sapla samanı karıştırmaktan ibaret.
"Harran Toplantıları" adı altında ilki ikibin yılında/kendi ifadeleriyle/İsa'nın ikibininci doğum yıldönümü dolayısıyla Urfa'da yapılmış, ikincisi de şimdi Mardin'de yapılıyormuş.
Urfa'daki toplantıda, Müslüman bir hanımla bir papazın nikah merasimini ve ertesi günkü Zaman Gazetesi'nin sekiz sütuna çektiği "Bu bir devrim" manşetini takiben günlerce aynı gazeteden Ahmet Şahin'in "Ehl-i Kitapla amentüde müttefikiz" başlıklı yazısını hatırlıyoruz.
Bunların her biri İslam itikadı açısından korkunç birer cürümdür ki, sapla samanı karıştırmak ifadesi oldukça hafif kalıyor.
Harran Toplantılarının ikincisinde de aynı cürümler işlendi, aynı zihni ve fikri karışıklıklara şahit olduk. Çan sesi eşliğinde ezan dinledik, sembolik sırat köprüsünden papazların, hahamların, metropolitlerin yel gibi geçtiklerini gördük.
Bütün bu görüntülerin toplum üzerinde yıkıcı etkisi olmasa, gençliğimizin imanını iğfal eden bir yönü olmasa, koca koca adamlar toplanmış çelik-çomak oynuyorlar deyip, gülüp geçeceğiz. Ama gençlik, temel dini bilgilerden dahi yoksun olan gençlerimiz çan ile ezanı beraber, aynı anda dinleyince, hilali-haçı-siyon yıldızını sarmaş-dolaş bir arada görünce üçünü birden sevmeye başlıyor, dolayısıyla Hak ile bâtılı birbirine karıştırmış oluyor. Bu zemini de siz, STV, Zaman Gazetesi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve hepsinin başında Fethullah Gülen, sizler hazırlamış oluyorsunuz.
Siz hangi hakla, hangi Kur'an ayetine Hadis-i Şerife dayanarak şirkin sembolü olan haç işaretini hilal ile yanyana koyup dünyaya gösteriyorsunuz? Haç işareti Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini sembolize etmiyor mu? Ediyor. Peki, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesi meselesi Kur'an'a göre kocaman bir yalan değil mi? Elbette kocaman bir yalan. "... oysa O'nu öldürmediler ve onu asmadılar. Fakat onlar için bir benzetme yapıldı..." (Nisa: 157).
Peki Kur'an'ın yalanladığı bir hadisenin sembolle ifadesi olan haç işaretini tevhidin sembolü hilal ile yan yana beraber ve defalarca ekranda zoomlayarak seyircinin gözüne sokmaktan utanmıyor, sıkılmıyor musunuz?
İman adına yola çıkıp, imanın ifsadında başrolleri oynamak ne büyük nasipsizlik...
Evet, üç elma üç armut daha kaç eder?
Zaten, bu arkadaşlarımızın "dinlerarası diyalog ve hoşgörü" zokasını yuttukları günden beri yaptıkları tüm faaliyetler; elma ile armudu alt alta toplamaktan ve sapla samanı karıştırmaktan ibaret.
"Harran Toplantıları" adı altında ilki ikibin yılında/kendi ifadeleriyle/İsa'nın ikibininci doğum yıldönümü dolayısıyla Urfa'da yapılmış, ikincisi de şimdi Mardin'de yapılıyormuş.
Urfa'daki toplantıda, Müslüman bir hanımla bir papazın nikah merasimini ve ertesi günkü Zaman Gazetesi'nin sekiz sütuna çektiği "Bu bir devrim" manşetini takiben günlerce aynı gazeteden Ahmet Şahin'in "Ehl-i Kitapla amentüde müttefikiz" başlıklı yazısını hatırlıyoruz.
Bunların her biri İslam itikadı açısından korkunç birer cürümdür ki, sapla samanı karıştırmak ifadesi oldukça hafif kalıyor.
Harran Toplantılarının ikincisinde de aynı cürümler işlendi, aynı zihni ve fikri karışıklıklara şahit olduk. Çan sesi eşliğinde ezan dinledik, sembolik sırat köprüsünden papazların, hahamların, metropolitlerin yel gibi geçtiklerini gördük.
Bütün bu görüntülerin toplum üzerinde yıkıcı etkisi olmasa, gençliğimizin imanını iğfal eden bir yönü olmasa, koca koca adamlar toplanmış çelik-çomak oynuyorlar deyip, gülüp geçeceğiz. Ama gençlik, temel dini bilgilerden dahi yoksun olan gençlerimiz çan ile ezanı beraber, aynı anda dinleyince, hilali-haçı-siyon yıldızını sarmaş-dolaş bir arada görünce üçünü birden sevmeye başlıyor, dolayısıyla Hak ile bâtılı birbirine karıştırmış oluyor. Bu zemini de siz, STV, Zaman Gazetesi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve hepsinin başında Fethullah Gülen, sizler hazırlamış oluyorsunuz.
Siz hangi hakla, hangi Kur'an ayetine Hadis-i Şerife dayanarak şirkin sembolü olan haç işaretini hilal ile yanyana koyup dünyaya gösteriyorsunuz? Haç işareti Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini sembolize etmiyor mu? Ediyor. Peki, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesi meselesi Kur'an'a göre kocaman bir yalan değil mi? Elbette kocaman bir yalan. "... oysa O'nu öldürmediler ve onu asmadılar. Fakat onlar için bir benzetme yapıldı..." (Nisa: 157).
Peki Kur'an'ın yalanladığı bir hadisenin sembolle ifadesi olan haç işaretini tevhidin sembolü hilal ile yan yana beraber ve defalarca ekranda zoomlayarak seyircinin gözüne sokmaktan utanmıyor, sıkılmıyor musunuz?
İman adına yola çıkıp, imanın ifsadında başrolleri oynamak ne büyük nasipsizlik...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dilim, dilim dilim olsun / 09.02.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025