Tuşla Sergen...

Beşiktaş'ın altyapı ürünüydü... Ama ne ürün; vereceği mahsul, yıllarca, futbolseverleri ölümüne doyururdu.... Ancak o iştahımızı devamlı yarıda kesti; aç kaldırdı bizi futbol sofrasından!... Yeter artık Sergen Yalçın!.. 29'una geldin; sabrında bir sınırı var... 11 yıldır seni müdafa etmekten, önüne set olmaktan yoruldum... Devamlı senin karşıtlarına karşı tuş oldum. Uzun zamandan beri sırtım yerden hiç kalkmadı!..

Yenilgiye mi yanayım; beni aç bıraktığına mı (!) yanayım?.. O seni anlata anlata bitiremeyen Adnan Dinçer, Davut Şahin hocalarının tümceleri aklıma geliyor da; "Bu çocuk futbol topuyla dalga geçiyor. Bir ayağı böyle hükmediyor; ya iki ayağı da aynı şekilde işleseydi; ne olurdu meşin yuvarlağın hali?.. Biraz çılgın, biraz topsuz oyuna küskün olmasa, biraz da idmanları terslemese; adını dünyada iri, puntolarla yazdırır."

Methettikleri kadar vardın!... Rasim Kara dönemindeki Beşiktaş'ta, piyasan tavana vurdu... Ha gayret derken!... Futbol seyyahı olmaya başladın... Gömlek değiştirir gibi forma değiştirebiliyordun; iyi güzel de "Futbolun, ya futbolun, ya futbolun ne alemde?

"Bu adamdan topçu olur; futbolcu olmaz"!. Hakikaten be Sergen!.. Nalına mıhına futbolcuydun; (pardon düne kadar. Topçuydun) Şu aşamada da gerçektir, evet gerçektir. "Futbolcu" olamadın Sergen!..

30'una ramak kaldı... "Topçu"musun, "futbolcu" mu? artık karar ver Sergen Yalçın!... Büyük bir ihtimalle futbol hayatında son durağın G.Saray olacak... Bu yaştan sonra küçülemeyeceğine, küçük takımlarda oynayamayacağına göre akıllı ol Sergen!.. Seni isteyen ve de çok öven Mircea Lucescu bile bak ne diyor: "Biz Sergen'i değil, Sergen bize muhtaç. İyi oynarsa o da, biz de kazanırız. Ancak bu iş çok çalışmakla olur" Yani dayatma yapıyor sana bay Lucescu Sergen... Hoş görüye "evet" tavize "hayır" kampanyasını sıkı başlattı, çok sıkı!

Hadi be Sergen; tuşla şunları! Hiç olmazsa, biz de nasipleniriz omuzlarım acımaz; futbolundan aç kalkmam! Gel keyfim geel!..