logo
12 HAZİRAN 2024

Türkiye'yi mahvettiler

10.09.2004 00:00:00
"Devir çok değişti" diyen bir asırlık çınar kulaklara küpe olacak şu sözleri söylüyor: "Türkiye'nin borçtan gözü çıkıyor. Türkiye'yi batırdılar. Türkiye'yi mahvettiler. Amerika'ya teslim ettiler. Amerikan foteri altına girdik. Ama Allah büyüktür. Atatürk gibi bir adam daha verir Allah."

"Bizim köyden seferberliğe çok kişi gitti. Kardeş, oğul, baba evden birlikte çıktılar. Köselioğlu Ahmet ile babası beraber askere gittiler. Onlar geri döndüler. Çok da dönmeyen oldu. Güdükoğlu Ahmet, Mürsel'in babası, İmadoğlu Ahmet, Halicoğlu Bayram'lar hep Yunan harbine gittiler. 1946 seçiminde Trabzon'da Yüzbaşı Naci Altuğ vardı. Seçim için Şalpazarı'na geldi. Kahvenin kapısında otururken İmadoğlu Ahmet'i gördü, tanıdı, çağırdı. İlk Halicoğlu Bayram'ı sordu. Bayram seferberlikte onun askeri imiş. Bir Cebel topu varmış. Cephe bozulduğu zaman namluyu atmamış. Yüzbaşı 'at' dediyse de atmamış. Kurtarmış. Bayram'ı göremedi, Kovanlık'ta idi." Bu sözler, adeta şehitler ve gaziler yurduna dönen Trabzon Şalpazarı Geyikli Beldesinin 2004 Şubat'ın 18'inde 107 yaşına girdiğini söyleyen sakini Osman Öztürk'e ait. "Rus işgalini biliyorum. Seferberliği biliyorum" diyen Osman Öztürk, o dönemde, bize en çok zahmet edenlerin Ermeniler, sonra Yunan, sonra da Rumlar olduğunu, Rusların ise daha ehven davrandığını söylüyor. "O Ermeni var ya Ermeni, bizi mahvedenler Ermeniler oldu" diyor.

Yoksul ama mutlu günlerin hasreti

Bir asırlık çınar olmanın alametlerini yüzünde taşıyan Osman Amca, Rus işgali zamanındakini de, 1941-1942'deki kıtlığı da bire bir yaşamış. Yemeye hiç bir şey bulamamışlar. Karaağaç (Karadeniz'de bir ağaç türü) kabuğunu soymuş, doğramış, öğütmüş, ekmek yapmışlar. Karaağacın ekmeği yumurta sarısı gibi olurken çıtrık ağacının ekmeği simsiyah olurmuş. Tuz bulunmadığı için de deniz suyu kullanmışlar. Ayakkabı nerede? Çarık bile bulamazlarmış. Buna rağmen "hey gidi o günler hey" diye gözleri ufuklara dalarak o eski günlerin özlemini çekiyor. Sisdağı yaylasının Hanyanı obasındaki evleri göstererek, "Şu evlere bak. Hepsinde göç var. Ama sanki göç yok gibi. İnsanların sesleri çıkmıyor. Herkes kendi halinde. Eskiden insanların haykırması, it ürümesi, eşek anırması vardı. Herkesin birbirinden haberi olurdu. Aş da, ekmek de, dert de bölüşülürdü. Birlik vardı. Şimdi eskisi gibi değil. Nerede o eski günler" şeklinde intizarını dile getiriyor. "Eski komşuluklar bir daha geri gelmez mi?" sorumuza "aklım kesmiyor" cevabını veriyor. "Devir çok değişti" diyor. "Yoksul ama mutlu öyle günler geçirdik ki, evlerimiz hiç misafirsiz kalmazdı. Şimdi adam gelsin diye yol gözlüyoruz. Şimdi kapımızı çalan yok" diye ahh çekiyor.

Devletin gücü vatandaşına mı yetiyor?

Osman Öztürk amca ile konuştuğumuz Hanyanı obası da dahil Sisdağı yaylasının sakinleri, yüzlerce yıldır üzerinde yaşadıkları yerlerinden oldu. Devlet, kimi yerlerin hazine arazisi, kimi yerlerin ise Orman teşkilatına ait olduğu gerekçesiyle bu yayla sakinlerinin arazilerine el koydu. Bu yayla sakinlerinin yüzyıllardır sahibi bulunduğu arazilerinin kendine ait olduğunu hatırladı. Çitlerini yıktı. Her ev sahibine az bir parça ( 600 metrekare) yer bıraktı. Aynı uygulamadan kendisi de nasibini alan Osman Öztürk, kendisi ile söyleşimizde devletin 70 sene sonra gelip ellerindeki arazilere el koymasının yanlış olduğunu, yanlış yapıldığını belirterek, "Dedemi bırak, babamı bırak, kendim 95 senedir burayı kumanda ediyorum. 1936'dan beri de emlak vergisi ödüyorum. Bu nasıl iştir anlamadık" şeklinde şikayetini dile getirerek devlet tarafından da bilinmesi gereken gerçekleri şöyle kelimelere döküyor: "Benim burada santim tutma yerim yok. Hepsi para ile alındı. 4 kişiden para ile aldım. Burada beni mahkemeye verdiler idi. Mahkemeyi kazandım. Mahkeme kararım var. 1936 yılında emlak vergisi verdiğime dair belgem var. Ben burada arpa da ektim, çavdar da ektim, patates de diktim. Burası yayla değil köy toprağı. 1210 tarihli ilam ile köy toprağı. 1300 tarihli ilam var, yine öyle. Buna pazaryeri de dahil."

Amerika'ya uşak mı olduk?

Konu siyasete gelince Osman Amca, Türk siyaseti ve Türkiye çevresindeki gelişmeler hakkında da görüşlerini aktarıyor. Beklentilerini söylüyor. Her şeyin kötüye doğru gittiği tespitinde bulunuyor. Mevcut iktidarı da içeren haliyle "Erdoğan geldi ne yaptı? Hiç bir şey yapmadı. Söyle bakalım ne yaptı? Hangi işi başardı?" sorusunu soruyor. "Ne yapmasını isterdin?" sorumuza karşılık da, "Atatürk bu memleketi nasıl idare etti; kurdu kuş ile nasıl yaydı; o şekilde idare etmesini isterdim. Hükümet var mı yok mu belli değil. Herif bir suç işliyor, bir kapıdan giriyor, öteki kapıdan çıkıyor. Böyle mi olması lazım. Paraları yiyenler nereye gitti? Niye hesap sormadı, sormuyor. Sorması lazım değil mi? Türkiye'yi batırdılar. Türkiye'nin borçtan gözü çıkıyor. Amerika'ya uşak mı olduk? Rahmetli Hıdıroğlu Veysel vardı. 'Şapkamın altında hür yaşayacağım' derdi. Şimdi Amerikan foteri altına girdik" cevabını veriyor. "Türkiye'yi mahvettiler. Batırdılar. Amerika'ya uşak ettiler. Amerika'ya teslim ettiler. Ama Allah büyüktür. Atatürk gibi bir adam daha verir Allah" şeklinde devam eden Osman Amca, ABD'nin Irak işgalinin ne anlama geldiğini de bir asırlık çınar olma tecrübesiyle, kulaklara küpe olacak şekilde şu sözlerle ifade ediyor: " Amerika, aslında Türkiye'ye oturmak istiyor ama bakalım Allah ne diyor? Bizim çevremizde dolaşıyor. Derdi Saddam değildi. Derdi Türkiye. Çünkü, Türkiye toprakları kız gibi duruyor."
Numan Kurtulmuş’un kehaneti gerçekleşti
'2023'te bu beyler iktidar olursa sivil anayasayı tartışıyor olacağız'
CHP'nin yeni anayasa şartı
Özel'in Erdoğan'a ne dediği açıklandı
O görüşme gerçekleşti
Erdoğan Sinan Ateş'in eşi ile görüştü
Hem işgalci hem gaspçı
İsrail Filistin'in parasına da çöküyor
Beklenen görüşme gerçekleşti
Özel ve Erdoğan ne konuştu?
Blinken, İsrail'in muhalif liderleriyle görüştü
Liderler 'maksimum baskı' istiyor
İsrail öldürmeye devam ediyor
BMGK'da ateşkes kararı çıkmıştı
Havalimanları 5 ayda 82 milyon yolcuya hizmet verdi
Uçak trafiği yüzde 8.4 arttı
Sinop'ta feci kaza
2'si doktor 4 kişi öldü
Vatandaş gıdaya para ayıramıyor
En fazla pay kiraya gidiyor
Tekstil atölyesinde facia
11 yaşındaki çocuk işçi can verdi
Kokoreçte müthiş iddia
İthal bağırsak yerli diye satılıyor
Yerli de değil, milli de!
İthal ettiği paslanmazı inceltiyor!
Denemekte fayda var
YKS'nin en ilginç sorusu
BMGK'dan bir ilk
Gazze için ateşkes kararı
Numan Kurtulmuş’un kehaneti gerçekleşti
'2023'te bu beyler iktidar olursa sivil anayasayı tartışıyor olacağız'
CHP'nin yeni anayasa şartı
Özel'in Erdoğan'a ne dediği açıklandı
O görüşme gerçekleşti
Erdoğan Sinan Ateş'in eşi ile görüştü
Hem işgalci hem gaspçı
İsrail Filistin'in parasına da çöküyor
Beklenen görüşme gerçekleşti
Özel ve Erdoğan ne konuştu?
Blinken, İsrail'in muhalif liderleriyle görüştü
Liderler 'maksimum baskı' istiyor
İsrail öldürmeye devam ediyor
BMGK'da ateşkes kararı çıkmıştı
Havalimanları 5 ayda 82 milyon yolcuya hizmet verdi
Uçak trafiği yüzde 8.4 arttı
Sinop'ta feci kaza
2'si doktor 4 kişi öldü
Vatandaş gıdaya para ayıramıyor
En fazla pay kiraya gidiyor
Tekstil atölyesinde facia
11 yaşındaki çocuk işçi can verdi
Kokoreçte müthiş iddia
İthal bağırsak yerli diye satılıyor
Yerli de değil, milli de!
İthal ettiği paslanmazı inceltiyor!
Denemekte fayda var
YKS'nin en ilginç sorusu
BMGK'dan bir ilk
Gazze için ateşkes kararı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.