'Türkiye’ye taş devri dönemi yaşatılıyor'

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) dün, İstanbul Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Avcılar Aday Tanıtım Programı düzenledi.

Yoğun katılımın olduğu programda Büyükçekmece adayı Kadriye Özkul, Beylikdüzü adayı Mehmet Aksoy ve Avcılar adayı Tuncay Urtekin birer konuşma yaptı.

BTP Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Kadriye Özkul yaptığı konuşmada, gençlerin, kadınların siyasetten uzaklaştırıldığı, siyaset yapmanın itibarsızlaştırıldığı bir dönemde olduklarını, hâlbuki siyaset yapmanın çok kıymetli bir şey olduğunu söyledi.

"Ben de bir kadın olarak bir çok eleştiriye muhatap oldum. Genel Başkanımızla birlikte siyasette gençleşme, kadın ve erkeğin eşit katılımıyla beraber bizlerin de önü açılmış ve ben bugün Büyükçekmece başkan adayı olma hakkını elde ettim. Genel Başkanımıza önümüzü açtığı için teşekkür ediyorum" dedi.

Kadriye Özkul şunları söyledi: 

"Siyasette yer almamın sebeplerine değinecek olursam, milletimizi millet yapan değerlerimiz, anayasamızın değiştirilemez maddeleri bugün tartışma konusu yapılmak istenmektedir. Atatürkçü, cumhuriyetçi bir Türk kadını olarak kanımıza dokunmakta. Öte yandan milletin içinde bulunduğu sosyoekonomik durum bir diğer etken olmuştur bizim siyaset yapmamızda.

Taş devri dönemini yaşıyoruz

Bugün bir zaman makinesi olsa ve taş devrine bizi götürecek olsa, taş devri insanı olarak herhalde iki temel problemimiz olurdu; biri beslenme diğeri barınma. Bugün 2024'ün Türkiye'sinde artan kira oranları ile kira zamları ile 2024'ün Türkiye'sinin en büyük problemi barınma, tüm dünyada gıda fiyatları düşerken yine beslenme en büyük problemlerimiz arasında. Yani modernleşen bu dünyada adeta taş devrinin dönemini yaşıyoruz, taş devri insanı gibi yaşıyoruz. Hâlbuki dünyada gelişmiş toplumlarda en temel ihtiyaçlar bunlar, en kolay giderilebilen ihtiyaçlar.

Madenlerimiz sömürülüyor

Maalesef toprağımızı vahşice maden arama faaliyetleri ile adeta işgal eden emperyalist güçler dün savaşarak alamadıklarını bugün A4 kağıdın üzerinde alicengiz oyunları ile almakta. Toprağımızdan çıkarılan madenlerin yüzde 97'sinden fazlasını ülkelerine götüren bu emperyalist güçler kendi ülkelerinde sosyal devlet anlayışını uygulamakta. Bizim ülkemizden çıkardıkları madenlerde kendi milletlerinde çocuk yardımı, eğitim yardımı, gıda yardımı, kira yardımı, işsizlik maaşları gibi sosyal devlet gereği olan faaliyetler yapmakta.

Ne acıdır ki, bizim ülkemizde ise iki dil bilen üniversite mezunu mühendislerimiz, doktorlarımız bu ülkelere gitmek için iltica ediyor ve göç ediyorlar, bu bizim çok kanımıza dokunmakta.

İki kutuplu siyasete mahkûm değiliz

Türkiye'yi iki kutuplu siyasete mahkûm edenler kendi konumlarını korumak adına danışıklı dövüş siyaseti uygulamakta ve insanımız da 20 yıldır oyalanmakta ve kazanan sadece iki parti olmakta, milletimiz kaybetmekte. Demek ki burada tercihlerimizde bir yanlışlık var. En büyük yanlışlık da bunları değiştirmek adına iki kutbu bir şekilde destekliyor olmak. Türkiye'de siyaset çok farklı bir yere gidiyor. Seçim sandığının önünde bir futbol takımımı tutar gibi tutmak değil, kaybetmekten korkmadan, kazanmak için kaybetmeyi göze alanlarla biz bu yolu yürüyeceğiz. Bu yolu biz Kuva-yı Milliye ruhuyla, cumhuriyetçi, Atatürkçü gençlerle hep beraber yürüyeceğiz."