Türkiye'nin ilk nanomotoru üretildi
Süleyman Demirel Üniversitesinden 10 kişilik ekip, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu desteğiyle geliştirilen proje kapsamında Türkiye'nin ilk yerli nanomotorunu üretti
20.02.2016 00:00:00
SDÜ'den 10 kişilik ekip, nanomotorların geliştirilmesi amacıyla "Biyosensör Amaçlı Nanomotorlar Projesi"ni geliştirdi. TÜBİTAK'tan proje desteği alan ekip, yaklaşık bir yıl süren çalışmanın ardından Türkiye'nin ilk yerli nanomotorlarını üretmeyi başardı.
Projenin yürütücüsü SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lütfi Öksüz, nanomotorların bir saç telinin çapının 200'de biri büyüklüğünde olduğunu söyledi. Nanomotorların, enerjisini içinde bulunduğu sıvıdan aldığını ifade eden Öksüz, "Parçacıkların içine ve dışına kaplamalar yapıyoruz. Bulunduğu ortamdaki sıvı veya gazla kendilerine hareket olanağı sağlıyorlar. Hareketinden dolayı 'motor' olarak adlandırılıyor. Bunlar canlı olmayan malzemeler. Karışımlarla bunları katman katman kaplayarak çeşitli kalınlıklarda üretiyoruz" dedi.
Nanomotorların, tıp, çevre analizleri ve tarım gibi alanlarda kullanıldığını belirten Öksüz, şöyle konuştu:
"Gelecek adına nanoteknoloji, üzerinde çalışılması, yatırım yapılması gereken bir alan. İnsan vücudunda bu motorları dışarıdan kontrol edebiliyoruz. Manyetiksel, ultrasonik dalgalar olarak bunları insan vücudunda istediğimiz yere yönlendirecek şekilde üretebiliyoruz. Bunlar hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılabilecek motorlar. Çok küçük oldukları için istediğiniz yere yönlendirebilirsiniz. Vücuttaki kalıtsal problemleri teşhis edebilir, ilaç yükleyerek tedavi yapabilirsiniz."
Kendilerinin bunu özellikle meme kanserinin teşhisinde kullanmak istediklerini belirten Öksüz, nanomotorları ilk olarak hayvanlar üzerinde uygulayacaklarını, ardından insanda kullanıma başlayacaklarını kaydetti.
Prof. Dr. Ayşegül Öksüz ise nanomotorları farklı şekilde hareket ettirmenin mümkün olduğunu, bunları kimyasal reaksiyonlarla harekete dönüştürebildiklerini anlattı.
Projenin yürütücüsü SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lütfi Öksüz, nanomotorların bir saç telinin çapının 200'de biri büyüklüğünde olduğunu söyledi. Nanomotorların, enerjisini içinde bulunduğu sıvıdan aldığını ifade eden Öksüz, "Parçacıkların içine ve dışına kaplamalar yapıyoruz. Bulunduğu ortamdaki sıvı veya gazla kendilerine hareket olanağı sağlıyorlar. Hareketinden dolayı 'motor' olarak adlandırılıyor. Bunlar canlı olmayan malzemeler. Karışımlarla bunları katman katman kaplayarak çeşitli kalınlıklarda üretiyoruz" dedi.
Nanomotorların, tıp, çevre analizleri ve tarım gibi alanlarda kullanıldığını belirten Öksüz, şöyle konuştu:
"Gelecek adına nanoteknoloji, üzerinde çalışılması, yatırım yapılması gereken bir alan. İnsan vücudunda bu motorları dışarıdan kontrol edebiliyoruz. Manyetiksel, ultrasonik dalgalar olarak bunları insan vücudunda istediğimiz yere yönlendirecek şekilde üretebiliyoruz. Bunlar hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılabilecek motorlar. Çok küçük oldukları için istediğiniz yere yönlendirebilirsiniz. Vücuttaki kalıtsal problemleri teşhis edebilir, ilaç yükleyerek tedavi yapabilirsiniz."
Kendilerinin bunu özellikle meme kanserinin teşhisinde kullanmak istediklerini belirten Öksüz, nanomotorları ilk olarak hayvanlar üzerinde uygulayacaklarını, ardından insanda kullanıma başlayacaklarını kaydetti.
Prof. Dr. Ayşegül Öksüz ise nanomotorları farklı şekilde hareket ettirmenin mümkün olduğunu, bunları kimyasal reaksiyonlarla harekete dönüştürebildiklerini anlattı.