Sınırların güvenliği Türk Silahlı Kuvvetleri’nden alınıyor ve yerine İçişleri Bakanlığı bünyesinde “Sınır Güvenliği Teşkilatı” kuruluyor. Konuyla ilgili yasa tasarısı İçişleri Bakanlığı tarafından tamamlanmış durumda. Tasarı önce ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından görüşülecek sonra Bakanlar Kurulu’na geçirilip TBMM’ye sevk edilecek.
Bu tasarının en önemli noktası, Türkiye’nin sınır güvenliğinin artık temelli olarak askerden alınması ve İçişleri Bakanlığı’na devredilmesi…
Peki, ülkemizin ve milletimizin güvenliğini ve geleceğini yakından ilgilendiren böyle stratejik bir konuda niçin adım atılıyor?
Türk silahlı Kuvvetleri sınır güvenliği konusunda başarısız oldu da, Türk milletinin topyekun kararıyla “sınırlarımızı artık TSK korumasın mı” denildi? Hayır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, sınırdaki varlığı bile düşmanlar için önemli bir caydırıcı unsurdur. Terörle mücadele konusuna gelirsek, siyasi irade TSK’nin önünü bir takım sınırlamalarla kapatmamış olsaydı, terör sıfır noktasına inerdi ve AKP iktidarı öncesi inmişti de…
Diğer bir soru da şu: İçişleri Bakanlığı iç güvenlikle alakalı her konuda çok ciddi bir başarı elde etti de, bu sebeple mi sınır güvenliği onlara devrediliyor?
Terörün dağlardan şehir merkezlerine hatta Ankara’ya ve İstanbul’a indiğini hesaba katarsak, ayrıca toplumu rahatsız eden hırsızlık, gasp, cinayet gibi sosyal olayların artışına bakarsak, bu konuda bir yeterliliğin olmadığı açıktır. Tabi şunu da belirtmek isteriz: Var olan emniyet güçlerimiz kendilerine verilen yetki çerçevesinde görevlerini azami derecede yapmaktadır. Esasen burada da bir takım eksiklerinin temel nedeni siyasi iradenin bir takım kısıtlamaları ve yönlendirmeleridir diyebiliriz.
Yani böyle bir yasa çıkartılmak istenmesinin sebebi ne TSK’nin başarısızlığı ne de İçişleri Bakanlığı’nın başarısıdır.
Konu Türk milletini yakından ilgilendiriyor ama kararın Türk milletiyle hiçbir alakası yok.
Bizleri asla içlerine almayacaklarını her fırsatta dile getiren, her şeyden önemlisi dağılmaya yüz tutmuş olan AB talep ediyor, bizimkiler de -hangi amaca hizmet ettiği bilinmez- bu talimatları yerine getiriyor.
Sınırlardaki bu yapılanma, AB’ye uyum çerçevesinde gerçekleşiyor. Ve kurulacak olan Sınır Güvenliği Teşkilatı, “AB entegre sınır yönetim stratejisi” kapsamında kurulacak.
Türkçesi, sınırlarımız da AB’ye entegre oluyor.
Bu konudaki çalışmalar 2000’li yıllarda başlamış ve öncelikle AB ülkelerinin de desteğiyle(!) tarama ve fizibilite çalışmaları yapılmış, ardından da uygulama aşamasına geçilmiş.
Ülkemizin sınır güvenliği meselesini dün bu sınırlardan girerek ülkemizi işgal eden, milletimizi katledenlere bırakıyoruz, bu konuda onların tavsiyelerini alı-yoruz.
Tabiri caizse tavuk kümesinin kapısının güvenliği için, o tavukları yeme hasreti güden kurtlarla istişare ediliyor. Sizce kurtların vereceği tavsiyelerin ve talimatların hedefinde ne olur?
Zaten “sivil anayasa” diye diye ilk üç maddeye odaklanan siyasilerimiz geri kalan maddeleri bu şekilde değiştirip durdu. Geriye sadece işin temeli kaldı onu da değiştirmenin, AB’nin istediği şekle uydurmanın gayreti içindeler.
Ekonomisi borç batağına sürüklenen, madenleri talan edilen, kamu kuruluşları elinden çıkan, askeri, Batıya ram olan siyasilere uyumlu hale getirilen, yabancıların hukukunu kendi hukukundan üstün gören, milli olan her şeyini devre dışı bırakan, bu şekilde her türlü hukuki, ekonomik, siyasi, kültürel işgale maruz kalan ülkemizin bir de üstüne üstük askerilerini de sınırlardan çekmesi sizce hangi amaca hizmet eder?
Türkiye neye hazırlanıyor?
Bu tasarının en önemli noktası, Türkiye’nin sınır güvenliğinin artık temelli olarak askerden alınması ve İçişleri Bakanlığı’na devredilmesi…
Peki, ülkemizin ve milletimizin güvenliğini ve geleceğini yakından ilgilendiren böyle stratejik bir konuda niçin adım atılıyor?
Türk silahlı Kuvvetleri sınır güvenliği konusunda başarısız oldu da, Türk milletinin topyekun kararıyla “sınırlarımızı artık TSK korumasın mı” denildi? Hayır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, sınırdaki varlığı bile düşmanlar için önemli bir caydırıcı unsurdur. Terörle mücadele konusuna gelirsek, siyasi irade TSK’nin önünü bir takım sınırlamalarla kapatmamış olsaydı, terör sıfır noktasına inerdi ve AKP iktidarı öncesi inmişti de…
Diğer bir soru da şu: İçişleri Bakanlığı iç güvenlikle alakalı her konuda çok ciddi bir başarı elde etti de, bu sebeple mi sınır güvenliği onlara devrediliyor?
Terörün dağlardan şehir merkezlerine hatta Ankara’ya ve İstanbul’a indiğini hesaba katarsak, ayrıca toplumu rahatsız eden hırsızlık, gasp, cinayet gibi sosyal olayların artışına bakarsak, bu konuda bir yeterliliğin olmadığı açıktır. Tabi şunu da belirtmek isteriz: Var olan emniyet güçlerimiz kendilerine verilen yetki çerçevesinde görevlerini azami derecede yapmaktadır. Esasen burada da bir takım eksiklerinin temel nedeni siyasi iradenin bir takım kısıtlamaları ve yönlendirmeleridir diyebiliriz.
Yani böyle bir yasa çıkartılmak istenmesinin sebebi ne TSK’nin başarısızlığı ne de İçişleri Bakanlığı’nın başarısıdır.
Konu Türk milletini yakından ilgilendiriyor ama kararın Türk milletiyle hiçbir alakası yok.
Bizleri asla içlerine almayacaklarını her fırsatta dile getiren, her şeyden önemlisi dağılmaya yüz tutmuş olan AB talep ediyor, bizimkiler de -hangi amaca hizmet ettiği bilinmez- bu talimatları yerine getiriyor.
Sınırlardaki bu yapılanma, AB’ye uyum çerçevesinde gerçekleşiyor. Ve kurulacak olan Sınır Güvenliği Teşkilatı, “AB entegre sınır yönetim stratejisi” kapsamında kurulacak.
Türkçesi, sınırlarımız da AB’ye entegre oluyor.
Bu konudaki çalışmalar 2000’li yıllarda başlamış ve öncelikle AB ülkelerinin de desteğiyle(!) tarama ve fizibilite çalışmaları yapılmış, ardından da uygulama aşamasına geçilmiş.
Ülkemizin sınır güvenliği meselesini dün bu sınırlardan girerek ülkemizi işgal eden, milletimizi katledenlere bırakıyoruz, bu konuda onların tavsiyelerini alı-yoruz.
Tabiri caizse tavuk kümesinin kapısının güvenliği için, o tavukları yeme hasreti güden kurtlarla istişare ediliyor. Sizce kurtların vereceği tavsiyelerin ve talimatların hedefinde ne olur?
Zaten “sivil anayasa” diye diye ilk üç maddeye odaklanan siyasilerimiz geri kalan maddeleri bu şekilde değiştirip durdu. Geriye sadece işin temeli kaldı onu da değiştirmenin, AB’nin istediği şekle uydurmanın gayreti içindeler.
Ekonomisi borç batağına sürüklenen, madenleri talan edilen, kamu kuruluşları elinden çıkan, askeri, Batıya ram olan siyasilere uyumlu hale getirilen, yabancıların hukukunu kendi hukukundan üstün gören, milli olan her şeyini devre dışı bırakan, bu şekilde her türlü hukuki, ekonomik, siyasi, kültürel işgale maruz kalan ülkemizin bir de üstüne üstük askerilerini de sınırlardan çekmesi sizce hangi amaca hizmet eder?
Türkiye neye hazırlanıyor?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Dar gelirlinin talebini baskılamak, gelir adaletsizliğini körüklüyor / 27.12.2025
- Asgari ücret kimseyi memnun etmedi / 26.12.2025
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025
- Asgari ücret kimseyi memnun etmedi / 26.12.2025
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025



























































































