Dünyanın dört bir tarafından vatanımızı ele geçirmek, milletimizi de yok etmek isteyen işgalcilere Müslüman Türk'ün tokadını atan, geriye dön marş marş diyen kişidir Atatürk.
Bütün hayatını Haçlı ordularına karşı göğsünü siper eden, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, dünyada girdiği bütün savaşları kazanan tek komutandır, bir cihat Müslüman'ıdır Atatürk.
Girdiği savaşlarda, dedesi Hz. Ali misali cephenin en önünde savaşan, taarruzi savunmanın en güçlü örneklerini sergileyen, "Size ölmeyi emrediyorum" diyecek kadar imanın doruğunu yaşayan er kişidir Atatürk.
Hacı Bektaş-ı Veli'nin Ehl-i Beyt mayasıyla temellerini attığı Müslüman Türk milletini Lozan'da tescilleyen, "Türk Milleti" tanımını "Müslüman olan herkes" olarak tarihe kazıyan gerçek dindardır Atatürk.
Ezan ve Kur'an okunduğunda gözyaşlarıyla dinleyen, her fırsatta, özellikle de ramazanlarda Yaşar Hafız ile Kur'an'ı mukabele eden, tefsircileri imtihan edip onların hatalarını düzelten bir âlimdir, hafızdır, dört dörtlük bir Müslüman'dır Atatürk.
Hem anne tarafından hem de baba tarafından Hz. Peygamber'in torunu, Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın evladı, hiçbirimizin sahip olmadığı mübarek, tertemiz bir soya sahip, dosdoğru bir şahsiyettir Atatürk.
Prof. Dr. Haydar Baş son noktayı koydu: "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır, Atatürk devlettir, Atatürk millettir, Atatürk bu milletin inancıdır, inancının ta kendisidir."
Ülkemizin ve milletimizin temeli ve birlik merkezi olan gerçek Atatürk'le bizleri tanıştırdığı için Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler.
Sayın Baş, yaptığı bütün programlarda Atatürk'ün bu bilinmeyen yönlerini bizlerle paylaşarak; Atatürk'ün şahsına saldıranların, bununla milletimizi, devletimizi, vatanımızı hedefleyenlerin bütün kirli senaryolarını bertaraf etti.
Peki, Atatürk'ün bu yönlerini bilen yok muydu? Elbette ki vardı ama kimisi Atatürk düşmanlığından, kimisi de Atatürk'ün sözde dinsizliği üzerinden rant devşiriyordu.
Birileri Atatürk'e saldırarak, ona dinsiz diyerek, ailesine iftiralar atarak, Prof. Dr. Baş'ın dediği gibi, "Yunanın ya da İngiliz'in bedelsiz ya da maaşlı ajanlığını" yapıyordu; diğeri ise gerçek Atatürk'ü bildiği ve de Atatürkçü olduğunu söylediği halde, ya korkusundan, ya da farklı hesaplarla Atatürk'ün dinsizliğini savunarak bu Yunan ve İngiliz projesine hizmet ediyordu.
Her iki taraf da gerçek Atatürk'le Türk milletini ayrıştırmaya çalıştılar, bu birlik mayasından insanımızı soğutmaya çalıştılar. Ama Prof. Dr. Haydar Baş Bey, bu fitne selinin önünde durarak, "Durun, ey kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" dedi ve gerçek Atatürk'ü belgeleriyle ortaya koydu. Prof. Dr. Baş tarih yazdı.
Çoğunluğun Atatürk'e hakaret yarışına girdiği, Atatürk düşmanlığının rant haline dönüştüğü, Atatürkçü geçinenlerin bile suspus olduğu bir dönemde, Atatürk dindardır, hafızdır, Ehl-i Beyt soyundandır, tertemiz bir soya sahiptir, birlik unsudur diye haykırdı. Şimdi Atatürk düşmanları bile Atatürk'ü savunur hale geldi. Yani Sayın Baş seli tersine çevirdi.
Yine Alevi-Sünni ayrımcılığının körüklendiği, Alevilerin evlerine çarpılar atıldığı, Şii-Sünni çatışmasının devletler düzeyine taşınmaya çalışıldığı, Alevilerin kendisini ifade edemediği, Sünniliğin rant kapısı olduğu bir dönemde, yine selin karşısında durarak, "Alevi-Sünni Müslüman'dır, kardeştir", "Alevi-Sünni çatışması bir Batı projesidir" diyerek, Ehl-i Beyt eserleriyle, sempozyum ve panelleriyle bu oyunları da tamamen bozdu.
Herkesin Kapitalizm dışında bir çözüm bulamadığı, borçlanmayı tek kaynak olarak gördüğü, madenlerin yabancılara peşkeşini savunduğu bir dönemde, Prof. Dr. Baş, dünyaca ünlü 4 milyar insanın istifade ettiği Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyarak Kapitalizmi tarihe gömdü, sunduğu projelerden 4 kat daha fazla kaynak gösterdi, milli parayı, milli paralarla ticareti ilk kez dünyanın gündemine oturttu, madenlerin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesi projesini haykırdı.
Kim ne derse desin, içimizde mükemmel bir dahi var. Bunu Milli Ekonomi Modeli kongrelerine katılan dünyanın birçok ülkesinden gelen bilim adamları da konuşmalarında ifade ettiler. Sayın Baş'a, "Sizin talebeniz olmak istiyoruz", "Ülkemizde sizin temsilciniz olmak istiyoruz" dediler.
Bizlerin millet olarak kendisine nimet verilmiş olan bu büyük Dahi'ye destek vermememiz O'na bir şey kaybettirmedi, ama millete çok şey kaybettirdi.
O'nun eserleri, O'nun çözüm adına kurduğu Bağımsız Türkiye Partisi kıyamete kadar bizlere rehber olacaktır ama kıymetini bilirsek.
Eğer BTP'nin genç genel başkanı Hüseyin Baş'a millet olarak fırsat verirsek, ülkemiz ve milletimiz adına çok güzel gelişmeler yaşanacaktır. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Milli Devlet tezi uygulandığında pratik olarak göreceğiz ki, çözülemez diye kabul edilen birçok sorun kendiliğinden çözülecektir.
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024